Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Mart 4, 2022
Sonja Lyubomirsky’a göre mutluluk tavsiyeleri
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Prof. Dr. Sonja Lyubomirsky Amerikalı bir sosyal psikolog. Daha çok mutluluk üzerine çalışma ve araştırmaları ile tanınıyor. Bu konudaki kitabı 'Nasıl Mutlu Olunur?' adıyla dilimizde de (Ketebe Yayınları) yayınlandı.

Lyubomirsky, mutluluk kavramını şöyle tanımlıyor: "Neşe, tatmin ya da refah ile yaşamdan duyulan memnuniyetin bir birleşimi anlamında kullanıyorum." Mutluluk bir duygu değil; oluş halidir. Çünkü duygular geçicidir, mutluluk ise her zaman var olan, bir hareket halindeki süreçtir. Karşılaştırmak gerekirse insan her zaman hüzünlü, kıskanç, neşeli olamaz. Duygular belli bir duruma karşılık gelir ama mutluluk için insanın belirli bir duruma ihtiyacı yoktur.

Mutluluk ve hazzı karıştırmamalıyız. Mutluluk ve haz birbirinden farklıdır. Hazda belirli bir doyum vardır. Bu doyum sağlandıktan sonra kişi eski haline geri dönmektedir. Buradaki 'eski hal' diye tanımladığımız şey; mutluluktur.

Mutluluk ve hazzı genelde karıştırdığımızdan dolayı bazı haz verici nesnelerde, olaylarda kalıcı mutluluk ararız. Örneğin; pek gerekli olmadığı halde olursa çok mutlu olacağımızı düşündüğümüz; arabalar, elbiseler, eşyalar, evler, ilişkiler gibi. Oysaki bu zamana kadar yapılan araştırmalar mutlu olmanın gerçek bir gerekliliği olmadığı sürece, istenilen veya bağlantı kurulan şeylerin var olmasıyla mutlu olunamayacağı kanıtlamıştır.

MUTLU OLMALIYIZ

Çünkü yapılan araştırmalarda; mutlu insanların kendilerini iyi hissettikleri ayrıca sosyal hayatta daha verimli, daha yaratıcı ve yenilikçi, lider ruhlu oldukları görülmüş.

Mutlu insanlar yine zorluklarla daha iyi baş edebiliyor, bunun bağlamında da bağışıklık sistemleri daha güçlü olduğundan dolayı hastalıklara karşı daha koruma altındadırlar ve daha uzun bir yaşantı sahipleridir.

MUTLULUĞUN KOMPONENTLERİ

Prof. Dr. Sonja Lyubomirsky'e göre mutluluğun:

* % 50'si genetik yapımızla belirlenir. Genetik faktörler mutluluğumuzun en önemli belirleyicisi konumundadır. Mutluluk dengemizde etkili olan genlerimizi anne veya babamızdan alabiliriz. Depresif anne veya baba genine sahip olup mutluluk eşiğimiz çok düşük de olabilir. Denge noktanızı değiştiremememiz, mutluluk seviyenizi değiştiremeyeceğiniz anlamına gelmiyor.

* Beklenenin aksine mutlu olmanın sadece % 10'u yaşam şartları (zengin veya fakir olmak, hasta veya sağlıklı olmak, evli veya bekâr olmak, genç veya yaşlı olmak, eğitim düzeyi gibi) tarafından kontrol edilir. Bu değişkenlerin tamamı istenilen şekilde olsa bile mutluluğu oldukça sınırlı şekilde etkiliyor.

* Geriye kalan % 40 gibi hiç de azımsanmayacak bir oran ise elimizdedir ve günlük davranışlarımız, düşünce ve tutumlarımız tarafından belirlenir. Söz konusu amaçlı etkinliklerin kapsamında bulunan faaliyetler önemli ölçüde öğrenilebilen ve geliştirilebilecek niteliktedir: Olumlu düşünme, iyimserlik, farkındalık, sosyal ilişkileri geliştirme, sosyal destek sağlama, affedicilik, yaşam amaçları belirlemek, yardımseverlik, egzersiz yapmak ve manevi-dini yönelimlerde bulunmak gibi faaliyetler.

Ancak Lyubomirsky'nin özellikle vurguladığı nokta, bu etkinliklerin hepsinin herkeste aynı etkiyi göstermeyeceği şeklindedir. Dolayısıyla kişi kendisini neyin mutlu ettiğini bulma konusunda da bir çaba göstermelidir.

Lyubomirsky; bu gerçeğin davranışlarımızı kontrol ederek, doğru şeyler yaparak, mutluluk eşiğimizi yükselterek daha mutlu olabileceğimizin kanıtı olduğunu belirtiyor. Ona göre mutluluğa giden yol da tek değildir. Her birimiz kendimize en uygun stratejileri belirlemeliyiz. İşte mutluluk için tavsiyeleri:

* İyilik yapın. Daha çok iyilik yapanlar daha mutlu oluyorlar. İşe yarar bir şey yapmak insanın yarar sağladığını hissettirir. Birisine veyahut bir şeyde yarar sağlamak, katkının olduğunu hissetmek insanı mutlu eder.

* Minnettar olun ve olumlu düşünün. Hayata ve olaylara devamlı olumlu bakmaya çalışın.

* Minnettarlığınızı ifade edin. Minnettarlığı ifade etmek; insana hayattaki güzelliklerin farkındalığını hatırlatır. Minnettarlığı ifade etme aktivitemizi 'şükran günlüğü' tutarak geliştirilebiliriz. Böylece hem günlükteki daha önceki yazdıklarımıza bakarak unutulan güzelliklerin tekrar bilincine varılabilir. Şükran duygusu içerisindeyken kendimizi suçlu, alıngan ya da sinirli hissetmemiz zordur.

* Başkalarıyla kendinizi kıyaslamadan ve olaylar üzerinde fazla derinlemesine düşünmekten kaçının, dert etmeyin.

* Mutluluğun maddi kazanç ve para ile kazanılamayacağını bilin.

* Sosyal ilişkilerinizi geliştirin. Mutlulukla ilgili literatürdeki en önemli bulgulardan biri, mutlu insanların mutsuz insanlara nazaran daha iyi ilişkilere sahip olmasıdır.

* İnsanlara iyi ve nazik davranın, empati gösterin.

* Kişisel ilişkileri genişletin. Yakın arkadaşlıklar zor zamanlarda size yardımcı olabilecektir.

* Stres, zorluk ve felaketlerle baş edebilmek için stratejiler geliştirin.

* Affetmeyi öğrenin.

* Şimdi'de yaşayın. Genelde içinde bulunduğumuz anın iş yaparken yaptığımız işin farkında değilizdir. O anlık olan işi değil daha farklı içsel sorunlarımızı düşünürüz. Bu durum bize hayatın anlamsızca geçtiği yanılsamasına düşürür, hayatın güzelliklerini görmemizi zorlaştırabilir.

* Bir şey yaparken kendinizi tamamen o işe verin.

* Yaşamaktan zevk alın.

* Uzun vadeli hedefler belirleyip onları gerçekleştirmeye kilitlenin.

* Beden ve ruh sağlığınızı koruyun.

* Maneviyatınızı ve inancınızı yaşayın. Bugüne kadar yapılan birçok araştırma, bir dine inananların -herhangi bir din veya inanç olabilir- inanmayanlara göre daha mutlu olduklarını ortaya koydu. İnanç; insanlara bir sosyal destek, bir amaç ve kendi dışındakilere odaklanmak için bir sebep sağlıyor. Bütün bunlar da kişilerin bulundukları toplum içinde tutunmalarını kolaylaştırıyor. Lyubomirsky'e göre dinin sağladığı bu faydalar; camilere, kiliselere veya tapınaklara gitmek için yeterli bir sebeptir.

* İbadet veya meditasyon yapın. İbadet sırasında derin nefes almak, konsantre olmak vücudu yavaşlatıyor ve stresi, gerginliği, fiziksel tansiyonu azaltıyor. Daha iyi enerjinin ve duyguların ortaya çıkmasına imkân tanıyor.

* Beden sağlığınızı korumak için egzersiz yapın. Vücudumuzu hareket ettirmek mutluluk hormonu olan endorfinin salgılanmasını sağlar. Her ne şekilde olursa olsun fiziksel hareketlilik, kişiye enerji katıyor ve gergin veya depresyonda olsa bile kişiyi mutlu bir havaya sokuyor. Fiziksel sağlığı koruması da cabası.

* Araştırmalar, evli kişilerin bekârlara göre daha mutlu olduklarını gösteriyor. Lyubomirsky, evlenmiş olmayı hayatında yaptığı en iyi şeylerden biri olarak görüyor ve önceye oranla kesinlikle daha mutlu olduğunu düşünüyor.

* Mutlu olmasanız da mutlu insanlar gibi gülümseyin. Mutluluğu hayal edin. Özsaygınız yüksek, iyimser ve cana yakın bir kimseymişsiniz gibi davranın.

SONJA LYUBOMİRSKY'YE GÖRE MUTLU İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ

* Aile ve arkadaşlarına önemli miktarda zaman ayırıyor. Onlarla ilişkilerini taze tutup onlarla vakit geçirmekten zevk alıyorlar.

* Sahip oldukları şeyler için minnettarlık duyuyorlar.

* Birlikte çalıştıkları insanlara veya yoldan geçenlere ilk yardım elini uzatanlar genellikle onlar oluyor.

* Geleceğe olumlu ve umut dolu bakıyorlar.

* Hayattan zevk alıyor ve 'şimdi'yi yaşıyorlar.

* Günlük veya haftalık egzersiz programını istikrarlı ve düzenli bir şekilde uyguluyorlar.

* Aktif ve yoğun yaşamlarına rağmen kendileri ve uykuları için vakit ayırmayı ihmal etmezler.

* Belirledikleri hedeflere ve yapmak istediklerine kesinlikle bağlı kalıyorlar (Meselâ el işi yapmak, çocuklarına kendi değer ve inançlarını aşılamak veya insan hakları için mücadele etmek gibi faaliyetler.)

* Onlar da diğer insanlar gibi yaşamlarında stres yaşıyor ama stresle baş etmede soğukkanlı ve güçlü olmak gibi silahları var.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN