Hafızasında kırk bin mısra bulunduran bir şair: Sedat Umran
Dünya hayatı nihayetinde bir oyun ve eğlenceden ibarettir. O halde bu hayatı anlamlandırmak, faydalı işler yapabilmek bizim elimizdedir ve temel gayemizdir. Bazı insanlar hayatlarını belli bir alana hasreder, o alanla alakalı okuyabilecekleri, öğrenebilecekleri her şeye kendilerini verir, toplayabildikleri kadar malzeme toplamaya gayret ederler. Bu kendini adama durumu gönüllülük esasına dayanmaktadır. Çünkü sanat zorlamayı asla kabul etmez. Zorlama üzerinden ortaya çıkan sanat eseri zamanla değerini yitirir. Sanatsal sezgi insanın her daim içerisindedir ama bunu ortaya çıkaran da sanatsal çabadır. 2013 senesinde aramızdan ayrılan "eşya şairi" Sedat Umran da böyle bir zat idi. Hayatını yalnız geçirmiş, nerdeyse tüm vaktini şiire ayırmış büyük bir münevverimizdi…