Sahabenin ümmete örnekliği
Bilinir ki, İslam dininin en güzel yılları şüphesiz Peygamber Efendimiz'i (SAV) gören ve Efendimizin onlar için "Asırların en hayırlısı benim asrımdır" buyurduğu "Asr-ı Saadet" dönemidir. Resulullah (SAV) ve onun güzide Ashabı kiramı, insan neslinin ulaşabileceği en yüksek seviyeye nail olmuşlardır. İşte, o ulvi ve kutsi zamanların en kıymetli hazinelerinin örnekliğini konuştuk...
🔶 İslam dininin en muhteşem yılları hiç şüphesiz ki "Asr-ı Saadet" dönemidir. Peygamber Efendimiz (SAV) ve O'nun ashabı, ilk müslüman nesil, müminlere örnek olacak ilk ümmettir.
🔶 Sahabe-i Kiram, Resulullah'a (SAV) gösterdiği bağlılık, teslimiyet ve destekle her zaman önemli bir yere sahipti. Efendimizin (SAV) hem hayatında hem de vefatından sonra dinin yayılması için, aynı zamanda doğru ve güvenli anlaşılması için çalışmalar yaptı.
🔶 Ashab-ı Kiram hakkında Allahu Teala (CC), onlardan razı olduğunu Tevbe Suresinde şu şekilde dile getirmektedir:
"İslâm'ı ilk önce kabul eden Muhâcirler ve Ensar ile onlara ihsanla uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır."
(Tevbe Suresi, 100. Ayet)
TEVBE SURESİNİ OKUMAK VE DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Tevbe Suresi 100. Ayet Tefsiri
"Önceki âyetlerde bedevî Araplar'ın içinde hem münafıkların hem de samimi müminlerin bulunduğu belirtildiği gibi 101-106. âyetlerde müminlerin çevresinde gerçek iman ve ona uygun amel sahibi olup olmama bakımından farklı grupların bulunduğuna değinilecektir."
TEFSİRİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
🔶 Bu yüce ashabı önemli yapan özellikler, Kur'an-ı Kerim'de şöyle tarif edilir:
🔶 "Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vaat etmiştir."
(Fetih Suresi, 29. Ayet)
FETİH SURESİNİ OKUMAK VE DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Fetih Suresi 29. Ayet Tefsiri
Cümleyi âyetin başından başlatarak "Muhammed Allah'ın elçisidir" şeklinde bir çeviri yapmak da mümkündür. Ancak bir önceki âyetle bağlantı kurarak, "Elçisini doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen..." cümlesinde vazifesine vurgu yapılan ve "Kim bu elçi?" sorusunu akla getiren ifadeye cevap olarak anlamak da mümkündür ve tercümede bu ikincisi tercih edilmiştir (bk. İbn Âşûr, XXVI, 202).
TEFSİRİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
SAHABE
🔶 "Sohbet" kökünden türeyen sahâbe, sâhib kelimesinin çoğul ifadesidir. "Ashab" sözcüğü de aynı kökten gelmekte ve aynı anlamı ifade etmektedir.
🔶 Ashab, çoğulu olan "sahib" kelimesi; "dost, arkadaş" anlamına gelmektedir. Terim anlamında ise sahabe, Hz. Peygamberi (SAV) peygamberliği sırasında bizzat gören, O'na iman eden ve iman etmiş olarak vefat eden kişidir.
SAHABENİN PEYGAMBER AŞKI
🔶 Amr bin Meymûn şöyle anlatır bu muhabbeti:
"Ben, İbn-i Mes'ûd Hazretlerinin perşembe akşamları yaptığı sohbetlerini hiç aksatmazdım. Bu sohbetlerde onun; «Resûlullah buyurdular ki…» diye kesin bir ifâde kullandığını hiç duymazdım. Bir akşam; «Resûlullah Efendimiz buyurdular ki…» diyerek söze başladı, fakat arkasını getiremeyip başını önüne eğdi. Biraz bekledikten sonra kendisine baktım; gömleğinin düğmeleri çözülmüş, gözlerinden yaşlar boşanmış, avurtları şişmiş vaziyette ayakta duruyordu. Bir müddet bu vaziyette kaldıktan sonra sözünü şöyle tamamladı: «Resûlullah, öyle veya ona yakın ya da ona benzer bir şey söylemişti.»" (İbn-i Mâce, Mukaddime, 3)
🔶 Abdullah bin Ömer (r.a.) Peygamber Efendimiz'i ne zaman zikretse mutlaka ağlardı. (Dârimî, I, 40; İbn-i Saʻd, IV, 168)