Gelişen teknoloji ile dijital çağ olarak adlandırılan günümüzde dizi ve film izleme ortamları da değişti. Artık filmler sinema salonlarından cebimizdeki telefonlara kadar ulaştı ve her yerde ulaşılabilir noktaya geldi. Bu durum izleme alışkanlıklarımızı da derinden etkiledi. 21. yüzyıl toplumu, her şeyde olduğu gibi sinemayı da tüketmeye başladı. Peki, sinemayı tüketmek aslında ne demek?
Sinemanın sanat mı yoksa ticari endüstri mi olduğu eleştirmenler tarafından her dönem irdelenen bir meseledir. Bu noktada, Hollywood'un klasik sinema anlatısına karşıt yeni akımlar ortaya çıkmıştır. İlk olarak yönetmenin kamerayı edebiyatçı gibi kullandığı "kamera-kalem" teorisi, ardından da özgün sinema anlamında "auteur kuramı" oluşturulmuştur. Peki, sinemayı sanata dönüştüren nedir?
Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu filmi, ülkemiz ve dünya spor tarihine damga vuran efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu'nun hayat hikayesini anlatır. Dönemin tarihine de ışık tutan yapım, komünist yönetimle idare edilen Bulgaristan'ın Türk azınlığa uyguladığı zulmü gözler önüne serer. Bu süreçte Naim, bu acımasız hak ihlallerini tüm dünyaya haykırmak için omuzlarına büyük bir sorumluluk alacaktır. Sizler için, Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu filminin analizini yaptık.
Her yönetmenin sinema yapmak için bir nedeni vardır. Kimi yaşadığı iyi kötü anıları kimi ise doğduğu toprakların tarihini, kültürünü beyaz perdeye aktarır. Yönetmen Bekir ve Büşra Bülbül'ü sinemaya yönlendiren ise kendi topraklarından beslenerek insana dair hikayelerden film yapmaktır. Bu düstur ile yola çıkan ikili, Benim Küçük Sözlerim, Bir Tutam Karanfil gibi birbirinden eşsiz yapımlar ortaya koyar. Peki, genç yönetmenler için sinema ne anlama gelir?
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ve AB üyesi ülkelerin büyükelçilikleri tarafından düzenlenen Avrupa Film Günleri'nin galası Ankara'da yapıldı.
