Çocuk büyütmenin 10 altın kuralı

1. Çocuğun, hangi tarlanın ''ürün''ü değil, kimin ''eser''i olduğu önemlidir

Çocuğunuzun anne babası olmanız, onun fiilen sahibi olmanız için yeterli değildir. Çocuğunuzu öyle yetiştirmek zorundasınız ki, o kendini sizin mensup olduğunuz kültüre, inancınıza, kabullendiğiniz değer ölçülerine ait hissetsin. Aksi halde çocuğunuz kendini nereye, hangi kültüre ait hissederse oranın olacaktır. Kendini o inancın, o kültürün, o örgütün insanı sayar.

Kabul ettiği yer size ne kadar yabancı ise, o da kendini size o kadar yabancı görecektir. Hatta sizi düşman bile görebilir. Çocuk yapmanız yetmez, eser meydana getirme gayretiniz olmaz ise çocuğunuzun olduğuna bin pişman olabilirsiniz.

2. Çocuk sevgi ile büyür; sevginin gücünü kullanın

Bütün iyi duyguların temelinde sevgi vardır. Hiçbir davranışınız, onu sizin tarafınızdan sevildiğini bilmenin meydana getireceği olumlu etkiyi sağlayamaz. Size, çevresine, topluma, Yaradan'ına ve sonunda da kendisine yabancı olmasını istemiyorsanız sevginin gücünü kullanmalısınız.

Sevgi birleştirir, sevgi kaynaştırılır, sevgi geliştirir. Sevmiyor sevilmiyorsanız kaybedeceğiniz kesindir. Unutmayın! Asla sevgisiz olmaz. Önce sevmeyi ve sevdiğinizi hissettirmeye öğrenin.

3. Ona güvendiğinizi kendisine hissettirin

Çocuğunuzun en önemli sermayesi sizin ona olan güveninizdir. Sizin kendisine güvendiğinizi bilirse mahcup olmak istemeyecektir. Bu onun özgüveninin de kaynağı olacaktır. Çocuğunuza sık sık; ''Sana güveniyorum'' demeyi ve bunu ona davranışlarınızla belli etmeyi ihmal etmeyin.

4. Başarılarını takdir etmek için fırsat kollayın

Genellikle anne babaların yaptığı en büyük hatayı siz yapmayın. Başarılarını görmezlikten gelirken; azarlamak, fırça atmak, aşağılamak için fırsat kolluyormuş pozunda olmayın. Tam aksine takdir etmek için bahane arayıp fırsat kullanmalısınız. Başarılarını, en ufak iyi yönünü hemen takdir edin.

Bu onun daha iyisini yapmak için gayret göstermesine, motive olmasına çok iyi gelecektir. Aksi halde ''ne yapsam yaranamıyorum'' duygusuna kapılır ki, yapabileceği güzel şeyleri de yapmaktan vazgeçer.

5. Onu asla başkaları ile karşılaştırıp negatif kıyaslama içine girmeyin, olumlu kıyas yapın

''Filan başarılı, sen başarısızsın!'' ''Falanca uslu, sen yaramazsın!'' ''O saygılı, sen saygısızsın!'' gibi yaklaşımlar, çocuğunuzu hem kıyasladığınız kişiye, hem de size düşman etmekten başka bir işe yaramaz, vazgeçin! Bu zararlı bir kıyastır. Siz pozitif kıyas yapın.

İlle de onun tanıdığı birini kötülemeden; tembel birini, saygısız birini, başarısız birini örnek vererek ''Sen saygılısın, sen çalışkansın, sen iyisin, sen yaparsın, sen akıllısın, senden memnunuz. Harikasın!!!" deyişiniz onun öyle olma gayreti göstermesinde çok etkili olabilir.

6. Çocukların yanında asla kavga etmeyin!

Çocukların gözü önünde yapılan kavga ve tartışmalar onların üzerinde tahmin edemeyeceğiniz derecede yıkıma sebep olur. Okul başarıları düşer, psikolojileri kötü yönde etkilenir. Suç kimde olursa olsun, az ya da çok, hem anneye hem babaya karşı olan saygıları azalır. Ruhen ebeveynlerinden kopar, uzaklaşırlar.

7. Onları, babaları ile tehdit etmeyin

Sözünü çocuklarına dinletemeyen aciz annelerin yaptığı gibi yapmayın! Onları babalarına söylemekle tehdit etmeyin. Hele Yaratıcıyı cezalandıran, yakıcı, gözleri kör edici, azap verici olarak telkin edip, çocukları baba ve Allah otoritesinden korkutmayın. Güç ve kuvvet karşısında isyankâr ya da pısırık düşmesine sebep olursunuz.

Somut ya da soyut otoriteler, yıkmak yok etmek, cezalandırmak için değil, yardım etmek, yol göstermek için vardır. Çocuğun ruhsal gelişiminin sevgi ile benimseyeceği otoritelere ihtiyacı var. Yoksa hem onlardan, hem sizden uzaklaşır.

8. Çocuklarınızı asla birbirinize karşı kullanmayın

Anne baba olarak aranızda problemler olabilir. Bu problemleri yaşarken çocuklardan destek almak ya da onları karşı tarafı yıpratmak için kullanmak son derece yanlış bir yoldur. Siz bugün birliktesiniz, yarın ayrı ve yabancı olabilirsiniz. Ama çocuklar için değişmeyecek bir gerçek vardır; o da, biriniz baba, diğeriniz anne olmaya devam edeceğinizdir. Bu gerçeği ölüm bile değiştiremez. Aksi halde çocuklar ikinize de yar olmaz.

9. Onları kabullenin. Her ne olursa olsun onlar sizin çocuklarınızdır

Bazı anne ve babalar çocukların yetenek, zekâ ve eğilimlerini dikkate almadan bir şeyler olmalarını isterler. İstedikleri olmayınca da, adeta onları reddedercesine tavır içine girer, köpürürler. Konu her ne olursa olsun hiçbir şey onların kendilerinden önemli değildir. Eğitimleri bile! Yaptıkları ya da yapamadıklarından dolayı onları horlayıcı, aşağılayıcı, dışlayıcı davranışlar içine girerseniz, hem istediklerinizi yerine getirmezler, hem de kabullenilmediklerini gördükleri için sizinle zıtlaşır ve ruhsal gelişimleri tehlikeye girer.

10. Her şeylerinden şikâyetçi olmayın

Onlar çocuktur; hayatı yavaş yavaş öğrenecekler. Siz, sadece büyük hatalar yapmalarına engel olmalısınız. Üzerlerine aşırı titreyerek kendi sağlığınızı bozmayın. Siz hiç hata yapmadınız mı? En yaramazlık yapıp sizi üzdükleri zaman bile bütün bunların birer hatıra olarak kalacağını bilin. Ve onların büyüdüklerini, mutlu günlerini hayal edin!

Son söz; çocuklarınız dâhil, sizinle birlikte yaşayanları mutlu etmeye çalışın. Ancak o zaman mutlu olursunuz. Çünkü ''Mutluluk mutlu etmeyi bilenlerin hakkıdır! ''

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Prof. Dr. Sefa Saygılı Diğer Yazıları