Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Şubat 2, 2022
Dinî kültürümüzde “mübarek” ne anlama gelir?
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bizleri yeniden "üç aylar" mevsimine kavuşturan Rabbimize hamd ü senâlarla şükürler olsun… Ümmetine "üç aylar"ın değerini bildiren, kadrini öğreten ve kıymetini belleten Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimize, âline ve ashabına salât ve selam olsun… Receb-i Şerif ayına ait ilk gününüz, ayınız ve üç aylarınız hayırlı ve mübarek olsun…

Son birkaç gündür, Fikriyat ile birlikte basın-yayın araçlarında, sanal ve sosyal medyada "üç aylar" üzerine yazılara rastlamış olmaktan yana büyük bir memnuniyet duyduğumuzu öncelikle ifade etmeliyiz. Dinin toplum içinde yaşıyor olmasının bir göstergesi olarak kabul edeceğimiz dinî kültüre sahip çıkılması ve yaşatılması son derece önemlidir. Mübarek gün ve geceler kavramı ise dinî kültürümüzün son derece önemsenmesi icap eden hususlarından biridir… Bu aylara, günlere ve gecelere sahip çıkmak, benimsemek ve yaşatmak ise hem kültürün devamı hem de dinin müntesibi olarak üzerimize bir vecibe ve vazifedir aynı zamanda…

Son günlerde; özellikle idrakiyle şereflendiğimiz Receb-i Şerif ayı arefesinde sık sık duyduğumuz ve okuduğumuz bir niyaz-ı Nebevî var… Sevgili Peygamberimizin (sav) üç aylar geldiğinde dilinde dolaşan duasından söz ediyoruz: "Allahümme bârik lenâ fî Recebe ve Şa'bân ve belliğnâ Ramazân." Bizim dilimizle demek isterdi ki, Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz: "Allah'ım! Receb ve Şa'bân aylarını bize mübarek kıl ve bizleri Ramazan ayına ulaştır."

Duada geçen "mübarek kıl" niyazındaki "mübarek" vasfını bu yazımızda konu edinmek istiyoruz. Çünkü bu vasıf aynı zamanda bir kavram olarak hem dinimizin bize telkin ettiği bir mefhum hem de dilimizde yerleşerek asırlardır kültürümüzde yaşayagelen bir kelimedir. Peki "mübarek" kelimesi hangi kökten gelmekte ve hangi manaları taşımaktadır?

"MÜBAREK" NE DEMEKTİR, HANGİ ANLAMLARI TAŞIMAKTADIR?

Sözlüklerde, hem "kutsal, kutlu, uğurlu" hem de "bolluk getiren, bereketli ve verimli" gibi anlamlar taşıyan "mübarek" kelimesi, dilimizde zaman zaman kullanageldiğimiz bir vasıftır diyebiliriz. "Mübarek günler, geceler; mübarek topraklar, mübarek mahsul; mübarek insan" ise bunlardan sadece bir kaçıdır… Bizim çok kısa ve özlü bir şekilde "maddî ve mânevî açıdan hayır getirip artarak devam eden" anlamında bir sıfat olarak düşünüp kullandığımız "mübarek" kelimesinin, dinî kültürde ve literatürde ne manaya geldiğini araştırdığımızda bu kelimenin Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde engin bir anlam derinliği taşıdığı görülecektir. Doğrusu, "mübarek" kelimesi, zengin bir dil olan Arapçaya, Alemlerin Rabbi Allah Teâlâ'nın "Kur'an Dili"yle bahşettiği yepyeni bir kavramdır diyebiliriz. Şimdi geliniz kelimenin yapısı ve anlamlarını incelemeye çalışalım…

Kaynaklarda, "mübarek" kelimesinin kök olarak bürûk kelimesiyle bağının bulunduğu ve bu kelimenin "bereket" kavramını doğurduğu, bunun da "iyi ve hoş karşılanan bir şeyin süreklilik arz edişi" karşılığına sahip olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu şey maddî ise mevcudiyetini sürdürmek yani tükenmemek anlamında bir bolluk, mânevî ise yine aynı anlamda saadet/huzur/mutluluk kelimeleriyle ifade edilmiştir.

Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman, "bûrike, bereket, berekât, bareknâ, bâreke, tebâreke" kelimelerinin toplam olarak 29 ayette geçtiği görülmektedir. Kur'ân'ın öğrettiği bilgilerle, "mübarek" kılınan bir şeyin mutlaka Allah tarafından ihsan edilen "bereket" sebebiyle olduğu ortaya çıkmaktadır. Muhtelif âyetlerde, "fâni olmaya yol açacak niteliklerinden münezzeh bâki ve yüce olan" Allah Teâlâ "Tebâreke" kelimesiyle vasfedilmiştir. Sözgelimi Mülk suresi bu ifadeyle başlar… İşte şanı böylesine yüce olan Allah Tebâreke ve Teâlâ'nın, bir yere, zamana, zemine, kişiye rahmeti, ihsanı, ikramı ile buna muhatap olan her şey "mübarek" vasfına kavuşur.

Böylece Allah Teâlâ, kendi katından indirdiği feyiz kaynağı Kur'an-ı Kerim'i "mübarek bir kitap", "mübarek bir öğüt" kıldığı gibi (bkz. En'âm, 92; Enbiyâ, 50; Sâd, 29) onun indirildiği geceyi de "mübarek bir gece" kılmıştır (Duhân, 3).

Yeryüzünde ilk kurulan mâbed yani Kâbe "mübarek"tir (Âl-i İmrân 3/96). Yine Tûr Dağı ve Mescid-i Aksâ'nın çevresi de mübarek kılınmıştır (Kasas, 30; İsrâ, 1).

Hz. İbrâhim, Hz. İshak, Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ "mübarek kılınan" kişilerdir. (Sâffât, 113; Meryem, 31; Neml, 8).

Semadan inen "bereketli su" (yağmur) gibi (bkz. Kaf, 9) yerden biten zeytin ağacı da Allah'ın lütfettiği özellik ile "mübarek"tir. (Nûr, 35).

Allah Teâlâ'nın, A'râf suresinin 96. ayetinde "iman ve takvâ sahibi toplumlara gökten ve yerden bereket kapıları açılacağını" ifade buyurmasında bahsi geçen "gökten ve yerden gelecek bereketler", yağmurun yağması ve toprağın verimli kılınmasıyla mahsul ve gelirin çoğalması, bolluk ve hayrın yaygınlaşması, madenler, dağlar, denizler, göller ve akarsulardan faydalanılması, böylece nimet, refah ve saadetin artması şeklinde yorumlanmıştır. O halde iman ve takva, bir toplumu maddi-manevi açıdan topyekün "mübarek" kılınmasına vesile olacak kadar Allah katında değere sahiptirler denilebilir.

Peygamber Efendimizin (sav) hadislerinde zaman zaman bereket kelimesini kullanarak ashabına bilgi verdiği görülmektedir. Sözgelimi Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz de yağmuru "gökten inen bereket" olarak nitelendirmiştir. Yine onun, koyun beslemeyi öğütlerken onda bereket olduğunu ifade etmesi, bereketin "çoğalma, bolluk" anlamına gelmesini hatırlatmaktadır. Öte yandan "Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır." hadisindeki bereketin ise seher vaktine özel "ilâhî hayırlar, ihsan ve feyiz" anlamında kullanıldığı ifade edilmektedir.

Nihayet bizler, Sevgili Peygamberimizin (sav) Receb ayı ile birlikte yapmaya başladığı duasında, "Receb ve Şâban aylarını Allah'ın kendilerine mübarek kılmasını" niyaz etmesinin ne kadar manidar olduğunu şimdi daha iyi anlamış olmaktayız. Çünkü müminlere mübarek kılınarak geçirilen iki ay, içinde bin aydan daha hayırlı bir gecenin bulunduğu oruç ve Kur'an ayının teravih ve teheccüdlerle süslü namaz mevsiminin kapısını aralayacaktır… İki ayın bereketi, son aydan istifadenin en yüksek seviyede gerçekleşmesinde elbette ki önemli bir rol oynayacaktır…

İşte belki de bu sebepten olmalı ki, Receb ayı girdiğinde Ashab-ı Kiram birbirleriyle tebrikleşerek yeni aylarını Allah'ın mübarek kılmasına dua ederler, birbirleriyle helalleşirler, nafile ibadetler konusunda hassasiyet gösterirlerdi. Kısacası onlar, Peygamberimizden gördükleri ibadetleri ifa etmeye çalışarak bu mevsimde güzel kulluk fideleri dikmeye, büyütmeye çalışır, Ramazan ayının sonunda alacakları manevi mahsüller için gayret ve çaba gösterirlerdi diyebiliriz.

Yüce Mevlâ'dan bu mübarek aylarda O'nu zikretmeyi, anmayı; O'na şükretmeyi ve güzel kulluk adına davranışlarda bulunmayı bizlere kolay kılmasını; vaktimizi, rızkımızı ve ömrümüzü bereketlenmesini niyaz ederiz.

Üç aylarınızın başlangıcı, Receb-i Şerifiniz tekrar tekrar mübarek olsun efendim…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN