Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Şubat 1, 2022
Kur’an’da kulluğu övülen peygamberler
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Yeni bir "Üç Aylar" mevsiminin gölgesinin üzerimize düştüğü şu günlerde, "güzel kulluk" mertebesinin, bu manevi iklim ile olan bağlantısının izini sürmeye başladığımız dünkü yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Kur'an-ı Kerim… İlim, irfan ve hikmetler hazinesi… Aynı zamanda geçmiş devirlerde yaşamış peygamberlerden, Allah dostu velilerden, sevgili kullardan bahseden, gerçek hayat hikayeleriyle ibret dolu hatıralar sunan en değerli, en muteber kaynağımız, mukaddes kitabımız…

Kur'an-ı Kerim işte bu manada iki peygamberden aynı vasıflarını, ortak paydalarını zikrederek bahseder bizlere… Birisi Hz. Eyyûb (as) diğeri ise Hz. Süleyman'dır (as). Her ikisinden de "Ne güzel kuldu. O hep Rabbine yönelirdi" ifadeleriyle övgüyle söz edilir ilgili ayetlerde… Hz. Adem'den, Son Nebi Hz. Muhammed Mustafa'ya kadar (aleyhimüsselâm) gelmiş geçmiş nebiler ve resûller içinde bu iki ismin özellikle "güzel kulluk"larıyla öne çıkarılmasında nasıl bir hikmet söz konusudur? İşte bu soruya cevap bulmak için önce bu iki aziz peygamberin hayatlarına bakmak gerekecektir.

BİR "GÜZEL KUL" VE SABIRLA ÖZDEŞLEŞEN İSİM: HZ. EYYUB (AS)

Peygamberler tarihindeki sıralamada ismi Hz. Yusuf'tan (as) sonra gelen Hz. Eyyub'dan (as) Kur'an-ı Kerim'de birkaç ayette söz edilir.

Ona Allah Teâlâ'dan vahiy gönderildiği (Nisâ, 163); hidayete erdirildiği (En'âm, 84) bildirilmektedir. Dûçar olduğu hastalığıyla ilgili olarak iki farklı yerde kendisinden bahsedilmektedir. Bunlardan biri Enbiya suresindeki 83-84. ayetlerdir:

Eyyûb'u da an! Hani o, Rabbine, "Başıma bu dert geldi. Ama sen merhametlilerin en merhametlisisin" diye yalvarmıştı. Bunun üzerine Biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere, onun duasını kabul ettik. Kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik, ona aile efradını ve ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.

Diğeri ise, Sâd suresinin 41-44. ayetleridir. Bu ayet-i kerimelerde de Peygamberimize hitaben: "Kulumuz Eyyûb'u da an…." denilmekte ve o peygamber şu ifadelerle övülmektedir: "Gerçekten biz onu sabreden bir kul olarak bulmuştuk. Ne güzel bir kuldu o!.. Daima Allah'a yönelirdi."

Tefsir kaynakları ve Peygamber kıssalarından bahseden eserlerde, geniş arazileri, yüzlerce hayvanı ve pek çok hizmetçileri olan Hz. Eyyub'un baba ve anne tarafından Hz. İshak ve Hz. Lût peygamberlerin soyundan geldiği bildirilmektedir. Ancak o başına gelen muhtelif musibetlerle elindeki tüm servetini; çeşitli felaketler ve hastalıklarla da evlatlarını kaybetmişti… Kendisi de birkaç yıl süren bir hastalığa tutulmuş olmasına rağmen asla Rabbine isyan etmemiş ve hem sabrı hem de takdir-i ilahiye olan rızâsıyla Allah Teâlâ'nın, ayetlerde "kulumuz" diyerek bahsettiği, "ne güzel kuldu" diyerek vasfettiği ve "o hep Rabbine yönelirdi" diyerek medhettiği bir kişilik olarak örnek gösterilmektedir.

Kaynaklar, onun, gerek şeytan tarafından gelen vesvese ve kötü telkinlere yenik düşmediğini, gerekse yakını olarak eşinin sözlerindeki olumsuz telkinlere kulak asmadığını ve böylece sağlığıyla tutulduğu imtihana, başına gelen felaketler, belâlar ve musibetlere sabır ve Hak'dan gelene rıza konusunda son derece üstün bir "güzel kulluk" örneği olduğunu zikrederler. Diyebiliriz ki, Allah Teâlâ ismini zikrettiği Hz. Eyyûb (as) peygamberini, yokluklarla sınanan ve bu sınavları başarıyla geçen kişi olarak tanıtmaktadır bizlere… Bir diğer ifadeyle, Hz. Eyyub (as) yokluklar içinde ve hastalıklar pençesinde iken de Allah'a güzel bir kul olunabileceğine son derece manidar bir örnektir…

HEM HÜKÜMDAR HEM BİR "GÜZEL KUL" HZ. SÜLEYMAN (AS)

Hz. Eyyub, yokluklarla sınanırken yine Sâd suresinin 30. ayetinde kendisinden "Ne güzel bir kuldu. Doğrusu o hep Rabbine yönelirdi" ifadeleriyle bahsedilen Hz. Süleyman (as) ise akla gelebilecek her türlü servete, hükümranlığa sahip biriydi. Kur'an-ı Kerim'de kendisinden pek çok ayette bahsedilen Hz. Süleyman'ın, babası Hz. Davud'a bahşedilen bir "armağan" olması; babasının, salih ve makbul amellerine karşılık bir lütuf ve ihsan olarak dünyaya gelmesi de dikkat çekmektedir.

Özellikle Sâd suresinin 30-40 ayetlerinde verilen mesaj şudur: Hz. Süleyman (as) gibi Allah'ın, "O ne iyi bir kuldu" diyerek övdüğü ve kendi katında üstün bir mertebeye, kesin bir yakınlık derecesine sahip olduğunu bildirdiği yüce bir peygamber ve aynı zamanda güçlü bir hükümdar bile dünya hayatında bazı sıkıntılarla imtihan edilebilecektir ve edilmiştir de... O halde Allah katındaki mânevî mertebesi ve yeryüzündeki gücü ve kudreti ne olursa olsun, her insan Allah'ın yardımına ve himayesine de muhtaçtır; affına ve keremine de… Hiçbir kimse maddî gücüne ve mânevî mertebesine güvenerek kendisini Allah'ın desteğinden ve yardımından müstağni hissedemez… İnsanın gönlü Allah ile birlikte olduğu, sorumluluğunu hissettiği sürece mal sevgisi kötü değildir, böyle insanlara değerli mallar dünya mutluluğu verdiği gibi onu veren Allah'ı daha çok anıp şükretmesine de vesile olacaktır.

İşte Hz. Süleyman (as) bu özellikleriyle, varlıklı bir kimsenin, elindeki nimetlerin gerçek sahibinin AllahTeâlâ olduğunu bilmesi, O'na hamd ve şükürle minnettarlığını ifade etmesi durumunda, sahip olduğu dünyalık mal, servet ve mülkün, onun Allah'a güzel kulluğuna engel teşkil etmeyeceği hakikatine manidar bir örnektir…

Bu iki isim; Hz. Eyyub ve Hz. Süleyman (asm) Kur'an-ı Kerimde aynı özelliklere sahip peygamberler olarak, ibret alan kimseler için son derece anlamlı örneklerdir. İkisi de "güzel kulluk sahibidir ve ikisi de hep Rabbine yönelen" kullardır… Allah'ın selamı onların üzerine olsun…

Sağlık ve esenlik içinde idrak edeceğiniz yeni bir "Üç Aylar" mevsimine ulaşmanız niyazıyla…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN