Bir şikayet dili: Memnuniyetsizlik
Hepimizin etrafında sürekli şikayet edip hiçbir şeyin kendilerini memnun etmediği insanlar vardır. Yıllardır aynı konudan hoşnutsuzluklarını belirten fakat o sorunu çözmek için hiç çaba göstermeyen kişiler... Acaba bu insanlar bir alışkanlık haline gelen davranışlarının farkında mı? Bile isteye mi memnuniyetsiz oluyorlar yoksa memnuniyetsiz olmalarının altında bazı sebepler mi var?
Memnuniyetsizlik nedir?
🔶 Memnuniyetsizlik kavramı bir durum karşısında kişinin tatminsizlik yaşaması ya da kişinin belirli bir dileği, isteği gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı yaşamasıdır.
Memnuniyetsiz insanların özellikleri:
↪ Problem çözme becerileri düşüktür.
↪Çözüm odaklı değildirler. Soruna takılı kalırlar.
↪ Sürekli şikayet ederler. Bir işte %90 başarı sağlasalar %10 luk başarısızlığa takılırlar.
↪ Öğrenilmiş çaresizlik görülür.
↪ Karamsar ve umutsuz bir ruh haline sahiptirler.
↪ Hiçbir şeyi tam olarak beğenmez, bir kusur bulurlar.
🔶 Vav Tv'de yayınlanan "Kendini Bulmak" programının bu haftaki konuğu Uzman Psikolog Ayşenur Bayraktar'dı. Programda bu hafta "kişilik özellikleri bağlamında memnuyetsizlik" konusu işlendi ve memnuniyetsizliğe dair merak edilen sorular yanıtlandı.
Uzman psikolog Ayşenur Bayraktar insanlar neden sürekli şikayet ettiğini şöyle açıkladı:
"Öyle ki biz bağlanma stilleri ve sosyal öğrenme dediğimiz kısımla davranışlarımızı ve dünyaya nasıl bakacağımızı şekillendiriyoruz. Genel de böyle insanların anne ve babalarının çok sık şikayet dilini kullandıkları görülür. Böyle bir ortamda yetişip dış dünya ile ilgili benim kontrolüm yok. 'Hiçbir şey yolunda gitmiyor.' 'Zaten ben hiçbir şeyi kontrol edemem, hayatımda.' 'Kurbanım, mağdurum.' Bu kişilerin kendisine zararı vardır, artı çocuğuna da zararı vardır. Bazı anne ve babalarda çocuğu da memnuniyetsiz hissettirerek öyle bir yaşamı içselleştirmesine de sevk edebilir. Örneğin; Çocuk bir başarı elde etti. Anne baba memnuniyetsiz ya o çocuğu da düşürebiliyor. "Aaa yüz alamadım ki sınavdan…" Ya da kızcağız güzel giyinmiş; saçını yapmış dolaşıyor, ortalıkta. Kendini beğeniyor, falan. İşte çorabını çek, eteğinin kenarı şöyle. Aslında duymak istediği iki çift güzel laf değil mi? Ne güzel olmuşsun… Ne tatlı olmuşsun… Bazı insanlar kusura odaklıdır. Orada %1'lik eleştirilecek bir şey varsa onu oradan çeker."
Bayraktar, memnuniyetsiz insanlar yetişmesine anne ve babanın davranış dünyasının etkisini şu şekilde açıkladı:
"Hem şikayet eden bir ebeveyn hem kendisiyle ilgili bir şeyi de beğenmeyen anne-baba ilişkisinde elbette çocukta böyle düşünecek. 'Dış dünya o kadar iyi değil bir şeyi değiştiremeyiz, biz...' Anne baba evliliğinden kötü bahsediyor. Böyle bir evdeki çocuk ne düşünür? Evliliğin kötü bir şey olduğunu düşünür. Çocuğun benlik algısı, öz saygısı da sürekli şikayet eden insanlarla karamsarlığa gidiyor. Düşünsenize siz ilkokula gidiyorsunuz, bir şeyleri yaptığınızı düşünüyorsunuz. Ama aslında yapamıyormuşsunuz gibi. Anne babanın o memnuniyetsiz haliyle sizi ne takdir ediyor ne de hayattan zevk almaya itiyor. Ya da o çocukluk enerjinizi yansıttığınızda onu kapsayabilme potansiyelleri olmadığı için sizin de motivasyonunuz, mutluluğunuz, enerjiniz düşüyor. Buralarda memnuniyetsizliğin tohumları atılıyor. Bu zor bir şey biliyor musunuz? Çocuk olarak anne-babamıza bağlıyız. Her çocuk anne ve babasından övgü almak ister, onay almak ve takdir görmek ister. Şimdi buraları zedelendikçe iç dünyadaki motivasyonu azaldığı için şeyi de kaçırıyor, insan. Aslında bir şeyleri yapabilirim, başarabilirim. Hedefe doğru giderken motivasyonu ve duyguları da düşüyor, aslında."
🔶 Memnuniyetsiz insanlarda problem çözme becerilerinin düşük olduğunu, çözüm odaklı olmadıklarını daha önce belirtmiştik. Peki çözüm odaklı olmak ne demektir?
🔶Problem olarak gördüğümüz şeyle karşılaştığımızda sorun yerine çözüme odaklanmaya çözüm odaklılık denir.
Yaşanan anlaşmazlıklarda, çözüme odaklanan insanın daha pozitif bir tavır sergilemesi beklenir. Bu tavır ise durumun çözüme kavuşmasını sağlar.
🔶 Çözüm odaklı olmanın önemini ise Bayraktar şu örnekle açıkladı:
"Mesela komşumuza kahve içmeye gittiğimizde sürekli eşimizin dağınıklığından söz ediyoruz. Bu hakikaten memnuniyetsiz bir şikayet dili. Sürekli aynı şeyi anlatarak aynı şeyin etrafında dönüp duruyorsunuz. Çözmek için bir adım atmıyoruz. Böyle bir durumda arkadaşlarınız da azalır. Aynı şeyi mi anlatıyorum diye düşünüp o farkındalığa ulaşmak önemli."