Arama

Mustafa Özcan
Mayıs 12, 2022
Biden’ın ‘Mehdi’ merakı
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Pandemi veya salgın günlerinden, sürecinden beri dünyada esrarengiz şeyler oluyor. Bunları metafiziğe başvurmadan izah etmek pek de kabil görünmüyor. Metafizik bilgi de çalışarak veya zorlayarak yani kesben elde edilen bir bilgi türü değil. Dad-ı hak yani hak vergisidir. Bununla birlikte lütuf gelirken keşif babından ön haberleri de akıyor. Bu mealde Amerikan Başkanı Jeo Biden bir Demokrat başkandan beklenmeyen bir biçimde İslam inançlarıyla ilgili alışılmadık sözler sarf etti. Kendisini pek de ilgilendirmeyen hatta münasebetsiz sayılabilecek bir açıklamada bulundu. Mehdi anlamında ve bağlamında gizli imama (hidden imam) gönderme yaptı, atıfta bulundu. Burada seçtiği tabir esasında Şiilerin inanç boyutuyla bağlantılı. Sünniler böyle tabir kullanmazlar. Sünnilerde beklenen veya bekleyen imam (el Mehdi el Muntazar veya Muntazır) olmakla birlikte 'gaip veya hafi imam' tabiri yoktur. Çünkü Mehdi Samarra dehlizlerinde kaybolmuş değildir. Şiilerin 'kaim imam' tabiri esasında buna kısmen uyuyor. Peki! Bu konuşmasıyla Biden Şiileri tavlamak veya onların kulaklarına ve gönüllerine su serpecek, hoş gelecek bir şey mi söylemek istedi? Ahmedinejad'ı taklit mi etti? Ahmedinejad bu konuyla ilgili BM Genel Kurulu kürsüsünde inanılmaz bir konuşma yapmış; görür gibi Mehdi'den bahsetmişti! Bazıları da Rusya karşısında özellikle Ukrayna'da batağa saplanan Biden'ın Mehdi'nin şahsında bir kurtarıcı aradığını söylüyorlar. Biden'ın Mehdi çıkışı, İran'ı tavlamak için mi yoksa Rusya'ya karşı müttefik edinmeyi kolaylaştırmak için mi yapıldı? Kısaca Ukrayna üzerinden İslam dünyası yeşil kuşak ile kızıl kuşak arasında bir çekişme yaşıyor. Gidip geliyor! İki tarafın da çekim alanında, ayartma mesafesinde bulunuyor! Putin Deccal'a karşı Mesih ve iman cephesinde savaştıklarını söylüyor ve Müslümanları da kendi kamplarına katılmaya ya da Batı'ya karşı ortak cepheye davet ediyor! Bu çağrıya olumlu karşılık verenler de var vermeyenler de. Ortak cephe inancını savunanlardan birisi de Trinidad ve Tabago'lu televaiz İmran Hüseyin'dir. Bu kampta kimi Şiilerle birlikte ulusalcı kanattan, kesimden Müslümanlar da bulunuyor. Buna mukabil Batı cephesinde ya da yedeğinde de bir İslami kesim veya Müslüman kitlenin bulunduğunu söyleyebiliriz. Genelde liberal kesimdin kimi Müslümanlar bulundukları ideolojik zeminden Batı kampını destekliyorlar.

Biden'ın Mehdi ile ilgili sözleri Youtube kanallarını ve sosyal medyayı salladı. Biden bu Mehdi açıklamasını Müslümanların Ramazan Bayramı'nı kutlama konuşmasına denk getirdi. Konuşma Beyaz Saray'da 2 Mayıs 2022 tarihinde irat edildi. Konuşması sırasında Biden bu hususta özetle şunları söyledi:" İslam hakkında bilgilerimin sınırlı olduğunun farkındayım. Gizli imamla alakalı olarak çok az şey bildiğimi anladım. Bu konuyu, araştırması için bir profesöre ısmarladım ve üzerinde çalışıyor…" Neden durduk yerde Jeo Biden böyle bir konuşma yapma ihtiyacı hissetti? Yoksa el hissi kable'l vuku ile bir şeyler mi hissetti ya da başına saksı falan mı düştü? Burada gizli imam ibaresi Şiilikte daha ziyade İsmailiyye kolu ve anlayışını akla getiriyor ve onlara intibak ediyor. Onlara 'gizli öğreti sahipleri' anlamında Talimiye ekolü de deniliyor. Onların sistemleri gereği açık imama ihtiyaçları yok. Sistem gizli imam üzerine kurulmuş, kurgulanmış. İmam Gazzali, Fedaih el Batiniye ve El Münkizu Mine'd Dalal gibi kitaplarında konuya temas etmektedir. Gizli imam gizli öğretilerde bulunuyor. İsmailiyye ile İsna Aşeriye arasında bu hususta farklar var. Genellikle bütün Şii ekoller ve kollarda Mehdi meselesi olmakla birlikte İsna Aşeriye'nin hilafına İsmailiye mezhebinde gizli imam icraatını daileri vasıtasıyla yürütür, sürdürür. İmam açığa çıksa teori bozulur, çöker. İsmaililer ölen potansiyel İmam İsmail'in yaşadığına inanarak onu gizli ve görünmez imam haline getirmişlerdir. On İki İmamcı ekol ise doğmayan imamı (Muhammed el Mehdi) kayıp imam ilan etmiştir. İsna Aşeriyye veya On İki İmamcı anlayışta nüvvab (dört naip) döneminde Mehdi onlar aracılığıyla tabanıyla temas kurmuştur. Lakin gaybubet-i kübra dedikleri mutlak gaybubet ve kaybolma döneminde ise bu temas ve bağlantı kesilmiştir. Bazıları rüya yoluyla veya istisnaen bunu iddia etse de Mehdi'nin yerine fiiliyatta Şii ulema veya havzaları geçmiştir. On İki İmam anlayışında dailerin yerini ulema almıştır. Kısaca On İki İmam Şiiliği ulema üzerinden kurumsal hale gelmiştir. Fıkhi çatısı olmayan kuralsız İsmailiye mezhebi ise tam anlamıyla su katılmadık batiniliği temsil etmektedir. On İki İmam mezhebi Caferilik üzerinden fıkhi bir boyuta ve ekole haizdir ve bununla birlikte kimi yorumlarında batinliğe de sapmaktadır. Humeyni de daha sonra ulemanın merciiiyetini velayet-i fakih doktriniyle birlikte resmi bir kalıba dökmüş ve anlayış haline sokmuştur.

Burada Biden kime göz kırptı? Ya da hatları mı karıştırdı? Amaç Putin'e karşı müttefik devşirmek ise bunu Şiiler arasında yapamaz. Sünnilere göz kırpması lazım! Amacı Sünnilere mesaj vermek ise bunu neden Şii literatür (gizli imam) üzerinden yapıyor? Mehdi ile gizli imamı mı karıştırdı? Kısaca, Biden bildiğiniz gibi şaşkın birisi. Ne yaptığını bilmiyor. Obama'nın Beyaz Saray'a uğradığı sırada yaptığı gibi yalpalıyor, şaşkın vaziyette ortalıkta dolaşıyor! Konulara hakim birisi değil. Reagan da konulara hakim değildi lakin bol bol kahkaha tufanlarıyla muhataplarını idare ediyordu. O da SSCB için Deccal ve şer imparatorluğu tabirini kullanıyordu. Libya ile SSCB'yi Deccal veya Yecüc ile Mecüc kampında gösteriyordu. George Walker Bush da bu meselelere kafayı takmış ve Saddam'a veya Yecüc ve Mecüc'e karşı Fransa'ya da ortaklık teklif etmiştir. Vaktiyle Paris belediye başkanı ve ardından da cumhurbaşkanı olan Chirac'ı da yanına çekmek ve ayartmak için Yecüc ve Mecüc'e karşı onu iman saflarına ya da Mesih saflarına davet etmiştir. Chirac da Biden'ın yaptığını yapmış ve ilk defa duyduğu Yecüc ve Mecüc meselesini (Gog ve Mogog) irdelemesi için bilirkişiye yani teoloji hocalarına havale etmişti.

Rusya'nın galibiyeti halinde Ukrayna meselesi Batı ile İslam dünyası içindeki bazı güçleribir araya getirir mi? İki taraf arasında ittifaka kapı aralar mı? Batı-İslam ittifakının başlangıcı Ukrayna mı? Kırım Savaşından beri (1853) Osmanlı'nın yıkılmasını saymaz isek Batı Müslüman ittifak var. Bunun ilk harcı Osmanlılarla İngiltere ve Fransa arasında Kırım Savaşında altmıştır. Bu savaş dinler arası ilk bloklar savaşıdır. Ruslara karşı öteki inançların ortaklığı . Şimdi Kırım ve Ukrayna üzerinden yeni bir saflaşma ve kamplaşma daha baş gösteriyor.

Günümüzle alakalı olduğu sanılan bir hadiste şöyle deniliyor: " Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Siz Rumlarla güvenceli bir barış yapacaksınız. Siz onlarla düşman olduğunuz halde arkalarındaki düşmana karşı beraber savaşacaksınız. Birçok ganimetler ele geçirecek ve savaştan selametle çıkacaksınız.!"

Buradaki Rumlarla yani Batıllarla Müslümanların ortak düşmanı Ruslar mıdır?

Rum suresinden anladığımız kadarıyla Bizanslıları Filistin topraklarında yenen güç Sasanilerdi. Ardından Rumlar rövanşlarını Sasanilerden almışlardır. Yakin dönemde ve günümüzde modern Sasaniler Ruslar olarak da okunabilir. Rumlar Batı, Ruslar da ödünç kisve ve rollerinde yeni Sasaniler sayılabilir. Sasaniler ile Ruslar arasında ortak payda bulunuyor. Keza Bizanslılarla günümüzdeki Batı arasında da ortak payda vardır. Hem Sasaniler hem de Ruslar genel itibarıyla şarkı temsil ediyorlar. Lakin bu şark İslami şark değil. Batı'nın doğusudur. İsmi öyle bile olsa Ortodoks değil heterodoks doğudur. Ruslar heterodoks İran ise maniheist eğilimlidir.

Bir zat Ramazan'ın son günlerinde babasını rüyada görüyor. Rüyada Rum suresinden 'Rumlar yenildiler' ayetini okuyor. Rüyayı gören kişi de babasıyla birlikte bu ayeti, ibareyi tekrarlıyor. Esrarı Külli Şey Kanalı'nın yorumcusu, ABD komutasındaki Batı'nın Putin karşısında bir varlık gösteremeyeceğini ve ancak Mehdi'nin zuhuruyla sahadaki denklemin değişeceğini öngörüyor. Ya da tam tersinden Putin'in Mehdi'nin zuhuruna kadar toparlanamayacağını söylüyor. Yine başa döndük ve Biden'in anlamsız gibi görünen sözleriyle karşılaştık. Burada Esrarı Külli Şey Kanalı'nın yorumcusu bir iltibasa ve karışıklığa neden oluyor. Rumları Ruslar olarak yorumluyor. Literal veya terminolojik olarak bu tanım tamamen yanlıştır. Zira Müslim'in tahriç ettiği bir hadiste kıyamet öncesinde insanların ekserisinin Rumlardan müteşekkil olacağı ifade ediliyor. Slavlar Batılılardan çok olmadıklarına göre Rum ifadesi Batılılara intibak ediyor. Belki her iki tarafı da kapsıyor da olabilir. Böyle de olsa Rum kavramı öncelikle Batı alemini ifade ediyor. Aynı hadiste sahabelerin diplomatik şahsiyeti Amr İbnü'l As tarafından Rumların dört beş özellikleri sayılıyor ve bunlardan sonuncusu da yöneticilerinin veya krallarının zulmüne engel olmalar ve onları keyfilikten arındırmaları gösteriliyor. Despot ve otoriter rejimler Batı ile değil Rusya ile anılmaktadır. Şark despotluğu deyimi genelde hem İran nem de Rusya için kullanılır.

İlgili hadis şöyledir: Mustevrid Bin Şeddad radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselami işittim, buyurdu ki: "Kıyamet öncesinde Rumlar insanların ekseriyetini teşkil ederler ." (Bunu duyan) Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh atılarak:"Söylediğin söze dikkat et!" diye çıkışır. Mustevrid: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan işittim diye üsteler. Bunun üzerine Amr İbnü'l As: "Sen bunu soylersen, ben de derim ki (bil ki) onlarda dört özellik vardır: Fitne zamanında insanların en metanetlisidirler. Sarsıntı geçirmez ve dengelerini kaybetmezler. Musibetten sonra çabuk ayıkır, toparlanırlar ve ayağa kalkarlar. Tökezledikten sonra seri bir biçimde hamle gücünü geri kazanırlar. Zavallı, biçare, yetim ve zayıfları gözetirler. Hoş ve güzel bir beşinci özellikleri daha vardır ki, krallarının ve yöneticilerinin zulmüne engel olurlar."

Kısaca yöneticilerini düzene koyarlar ve regüle ederler (Muslim, Fiten 35, (2898). Bu hadisten anlaşılan Rumların Batıllar olduğu gerçeğidir. Zira hadiste anlatılan Rumların özelliklerinden hiçbiri Ruslara uymuyor. Onları yansıtmıyor. Hepsi de Batı toplumlarında olan özellikler. Hadiste anılan sıfatlar Batı toplumlarını tarif etmektedir.

Günümüzde Rumların varisi Batlılar mı, Ruslar mı? Rumlar Roma imparatorluğu bir ve beraber iken Batı'yı temsil etmişlerdir. İstanbul ile Roma ayrışınca akabinde Doğululaşmışlardır. Bu yönüyle Ruslarla da geçişlidirler. Lakin bu günkü manzara ya da kamplaşmada Yunanistan da siyaseten Batı kampında yer almaktadır. Ortodoksluk ortaklığı olsa da kurumsal olarak Rus Ortodokslarından ayrıdırlar. Hadiste Rumlar denilerek parça ifade edilse de bütün ve genel kastedilmiştir. Rumlardan maksat sınırlı olarak Rumlar veya Yunanlılar değil bütün ve toptan Batı alemidir.

Biden Müslümanların Ramazan Bayramlarını tebrik konuşmasında, üç dinin mübarek günlerinin yani Ramazan, Fısıh ve Paskalya bayramlarının aynı günlere denk geldiğini hatırlatmıştır.

Rum suresinin nüzülünden yani Sasanilerin zaferinden birkaç yıl sonra da Bizanslılar Sasanilerden rövanşlarını almışlardı. Ehl-i kitabın zaferi olarak Müslümanlar da buna sevinmişlerdi. Acaba bu defa Batı Müslümanlarla ittifak halinde Rusya'dan Ukrayna ve Kırım rövanşını mı alacak? Bu sorunun olumlu veya olumsuz cevabını zaman gösterecektir.

Bununla birlikte fasıllar burada bitmeyecek. Kuzeyde İslam ile Batı medeniyeti (Yahudiler de Batı medeniyetine dahil) ortak düşmanı dize getirdikten sonra Filistin meselesi İslam ile Batı kampı arasını açmaya devam edecektir. Bu kapanmamış bir yaradır. Dolayısıyla kuzey cephesinde beraberlik güney cephesinde yarık ve çatlak olarak tezahür edecektir. Nitekim, Batı kampı da sürekli olarak Türkiye'yi münhasıran ve sadece kuzeye karşı müttefik olarak görüyor. Güneyde ise hasım olarak görüyor. İstenmeyen adam ilan ediyor. Halbuki hayat alanımız öncelikle güneydedir.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN