Mevlid geleneği
Geçtiğimiz günlerde Mevlid ile ilgili küçük ama önemli bir kitap yayımlandı. Kendisi bir hadis doçenti olan Aynur Uraler'in kaleme aldığı kitap, daha önce yayımlanmış bir makalenin, biraz genişletilerek kitaba dönüştürülmüş hâli. Uraler Hoca, kitabında, Mevlid'i eleştirenlere, bidat ve günah diyenlere gayet mantıklı delil ve gerekçelerle cevap veriyor.
Kitap beş bölümden oluşuyor. İlk bölümde Mevlid hakkında genel bilgi verilmiş. Mevlid'in kaynakları ve Hz. Peygamber'in doğum günü kutlamalarının kısa bir tarihi anlatıldıktan sonra Mevlid'in dini hükümlerinin tartışıldığı ikinci bölüme geçilmiş. Burada da Mevlid okunmasına karşı çıkanların görüşleri ele alınıp değerlendiriliyor. Yapılan eleştirilere cevap verildikten sonra Mevlid'in bidat olup olmadığının tartışıldığı bölüm geliyor. Mevlid'in neden bidat sayılamayacağı, maddeler halinde sıralanmış. Bölüm Mevlid okumanın gelenekleşmesinin anlatılmasıyla sona eriyor.
Üçüncü bölüm Mevlid'in dini dayanaklarına ayrılmış. Dördüncü bölüm Mevlid'in fert ve toplum açısından faydalarına ve beşinci ve son bölüm Mevlid karşıtlarının iddialarına verilen cevaplardan oluşuyor.
Her bölümü önemli olan ve Mevlid okumanın dinî açıdan değerlendirildiği kitaptan Mevlid'i okumak ve dinlemenin faydalarının anlatıldığı bölümü özetleyeyim.
Mevlid okumanın, okutmanın ve dinlemenin 18 faydası
- Fert ve toplum için en önemli işlevi, Hz. Peygamber'i gündemde tutmasıdır.
- Hz. Peygamber'i örnek insan olarak tanıtıp sevdirir. Hiç çıkmayacak şekilde hayata dahil eder.
- Mevlid metni dinlenildikçe anlaşılır, anlaşıldıkça da kişilerin basireti ve irfanı artar.
- Yaşam boyu eğitim verir, kişiyi Mevlid'de ismi geçen özel isim, kavram ve olaylar hakkında bilgi sahibi yapar.
- Kişilere hiçbir okulda öğretilemeyen duyguların aktarıldığı yaygın din eğitimi verir.
- Mevlid, dinleyenlerin maneviyatını güçlendirir, inancını sağlamlaştırır.
- Hz. Peygamber'i sevmeyi öğretir, daha fazla sevmek konusunda teşvik eder.
- Topluca dinlenildiği için cemaat olma, bir olma, birlikte olma duygularını ve dayanışmayı güçlendirir.
- Aidiyet duygusu hissettirerek milletine bağlılığı artırır.
- Şiir ve musikî konularında dinleyenleri yetiştirir, kültürlerini zenginleştirir.
- Çocuklara Hz. Peygamber'i sevmeyi küçük yaşta öğretir. Onların dini terbiyelerinin temelini oluşturur.
- İnsanları az da olsa içinde bulundukları gafletten uyandırır, başka bir aleme götürerek insan olduğunu hatırlatır.
- Gelenekler yoluyla dini yaşantıyı besler, dini hayatı zenginleştirir, coşkuyu artırır. Toplumu ortak değeri olarak bir arada tutan unsurlardan biridir.
- Dinleyenleri kötülüklerden korur, kötülük yapma düşüncesinden kurtarır. Onları iyiye, güzele ve doğruya yönlendirir.
- Bir belâ veya musibetten sonra halkın acısını dağıtır, kişilere psikolojik destek verir ve sıkıntıları atlatmak için ihtiyaç duyulan manevi desteği topluma vererek moral bozukluğunun önüne geçer.
- Zor zamanlarda birliği sağlamaya yardımcı olur, etrafında birleşeceğimiz birkaç husustan biri olarak toplumu birbirine yaklaştırır.
- Toplumsal hafızanın oluşmasını ve devamlılığını sağlar.
- Toplumsal yardımlaşmayı teşvik eder. Mevlid, hayır ve hasenat yapmaya, fakirlere yardım etmeye, açları doyurmaya, çıplakları giydirmeye vesile olur.
Kitap neden önemli?
Bu kitabı değerli ve önemli bulmamın kişisel bir nedeni de var. Gençliğimde, ben de "Mevlid yerine Kur'ân-ı Kerîm okuyun" diyenlere kapılmış ve Mevlid okumanın gereksiz olduğunu düşünmüştüm bir ara. Çok şükür, zaman bana meselenin öyle olmadığını gösterdi. Her şeyden önce Mevlid, Kur'ân'ın karşısında ve onunla karşılaştırılacak bir şey değildi ve en büyük hatayı bu ikisini birbirinin alternatifi imiş gibi düşünerek yapmıştım.
Gözümüzden kaçırdığımız veya kaçırılan ikinci husus, Mevlid'in bir kültür ve toplum meselesi olduğu idi. Öyle önemli idi ki hem edebiyatımızı hem de mûsikîmizi besledi. Mevlid çevresinde oluşan kültür ve estetik bizi devamlı ileriye götürdü. Her sanatçı kendinden öncekilerden daha güzel şiirle yazmaya, besteler yapmaya ve daha güzel okumaya çalıştı. Bu da Mevlid'i sade bir metin olmaktan çıkarıp toplumun kendinden beslendiği büyük bir ırmağa dönüştürdü. O ırmak aktıkça, nesilleri Hz. Peygamber sevgisi ile suladı, aşklarını her dem tazeledi, ona olan özlemimizi hep diri tuttu.
"Mevlid yerine Kur'ân okunsun" diyenlerin gözünden kaçan da kanaatimce buydu. Kültürü ve toplumun ihtiyacını hiç düşünmediler. Mevlid okunmazsa Kur'ân'ın daha çok okunacağını düşündüler. Oysa hakikat onların zanlarının zıttı idi, Mevlid okundukça Kuran dinleniyordu. Ne garip bir tecellidir ki "Kur'ân okunsun" diyenler hem Mevlid'i unutturdu hem de Kur'ân'ı okutturamadı, dinletemedi.
Unutmayalım, Mevlid sıradan bir edebi metin değildir. Mevlid okumak, bizim inanışımızın, kültürümüzün, edebiyatımızın, mûsikîmizin ve geleneğimizin merkezinde, temellerini dinimizden alan çok önemli bir geleneğimizdir. Çelebi'nin de ifade ettiği gibi, haşre dek bu kitap okunup dinlenecek.
Süleyman Çelebi'nin uyarıları ile bitirelim:
Mustafâ ahlâkını terk itmeniz
Doğru yolu koyup eğri gitmeniz
Tâ ki ana gerçek ümmet olasız
Hakk Teâlâ'nın rızâsın bulasız
Gerçek ümmet kıl ey Hakk bizi ana
Tâ kim ümmet deyü ol bizi ana
Rahmetinden sen bizi ayırmagıl
Mustafâ ümmetliğinden ırmagıl
İşde işitdin anın evsâfını
Hem dahi ahlâkını eltâfını
Her ne kim ol kıldıysa sen anı it
Yüzü ak Hakk Hazretine doğru git
Haşre dek ger denilirse bu kelâm
Nice haşr ola bu olmaya tamâm
Ger dilersiz bulasız oddan necât
'Aşk ile derd ile eydün es-salât
Eyidelim: Allahümme sallî alâ seyyidinâ Muhammed.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.