Arama

Yaşam izlerimiz: Travma

Bireyin beklemediği bir olaya sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalması olarak tanımlanan travma, kişilerde birtakım ruhsal izler bırakır. Travmanın boyutu bireyin kişilik özellikleri, anlamlandırma biçimleri ve içinde yaşadığı çevreden aldığı kodlar ışığında değişkenlik gösterir. Yani aynı travmatik olayı yaşayan kişiler arasında travmanın ettiği tesir değişir. Peki travma ile baş etme yöntemleri nelerdir?

Travma nedir?

🔶 Oldukça sık kullandığımız kelimelerden biri olan travma, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı, panik yaratan, insanın anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar ve travmatik yaşantılar olarak tanımlanır.

🔶 Bu tür olaylarda kişilerde genellikle gücü kötüye kullanma, duyulan güvene ihanet etme, tuzağa düşme, çaresizlik, acı, kafa karışıklığı söz konusu olabilir. Travma olgusunun içinde hem tek seferlik olaylar (kazalar, doğal afetler, ameliyatlar, ölümler, vb.) hem de tekrarlayan olaylar (çocuk ihmalleri, savaşlar, şiddet içeren ilişkiler, vb.) bulundurur.

Doğan Cüceloğlu'nun İçimizdeki Çocuk adlı kitabından 20 alıntı

🔶 Yabanigül, travmanın boyutunu şekillendiren parametreleri şu şekilde açıkladı:

"Travma bir örselenme ve yaralanmayı temsil eder. Travma patinaj yaşadığımız, üstesinden gelemediğimiz, zedeleyici etkiler gibidir. Toplumda travmanın ötesinde travma yaşama korkusu çok yoğun. Her yaşayacağımız şeyi, olası bütün ihtimalleri travma gözünden değerlendiriyoruz. Düşsek de aynı. Birisi bize yan gözle baksa da aynı duygu durumuna düşüyoruz. Burada kişinin yaşı, geldiği sosyal çevre, aldığı etkiler, mizaç yapısı, kaldırma kuvveti, olaya bakış açısı, kendi tekamülü bütün bunların hepsi aslında yaşadığı olayı, anlamlandırmasını ve olaya bakışını şekillendiriyor, aslında. Travma dediğimiz boyutu şekillendiren şeyler bunlar. "

🔶 Dr. Ayşe Kaya Göktepe, "Bir olayın travma mı stres mi olduğunu anlamak için dört temel kriterimiz var." diyerek bu kriterleri şu şekilde açıkladı:

"Travma süreğen ise ve kişide algı blokasyonuna sebep olmuş ise, duygularımız donuklaşmışsa, bedensiz bilinç durumu dediğimiz sanki bedenimizden uzaklaşıyorum gibi burası gerçek mi hayalde miyim gibi bir hisle kendine adeta dışarıdan bakıyormuş gibi hissediyorsa kişi ve en uç tabloda da alt kişiliklere ayrılma dediğimiz tablo varsa kişinin travmatizasyon yaşadığını söyleyebiliriz. Ama şunun da altını çizelim. Diyelim ki büyük bir olay yaşadık, algımız donuklaşabilir. Çok sevdiğimiz birini kaybettiğimizde bedenimizden uzaklaşmış gibi hissedebiliriz. Şu an gerçek mi hayal mi ayırt edemiyor gibi hissedebiliriz. Bunun temel kriteri 20 gündür. Genelde de biz kişi bir kayıp yaşadığında deriz ki bu yaşadığın normal. Bu 40 günde biraz daha azalır ve bir sene içerisinde bütün bunlar zamanla yok olur. Hemen bu yaşandı diye doğrudan travmatizasyon oldu, diyemiyoruz. Çünkü travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkması içinde bir zaman kriteri var."

Duyguları özgürleştiren his: Affetmek

Travma sonrası stres bozukluğu nedir?

🔶 Kişinin yoğun travmatik bir stresle karşılaşmasından veya yaşamasından sonra ortaya çıkan bir sendromdur. Birey bu yaşantı karşısında korku ve çaresizlikle tepki verir, aynı olayı sürekli olarak yeniden yaşar ve travmayı anımsamaktan kaçınmaya çalışır.

🔶 Belirtiler en az bir ay devam ederse ve kişinin günlük yaşantısını olumsuz yönde etkilemeye başlarsa duruma "travma sonrası stres bozukluğu" teşhisi konulur. Genç erişkinlerde ve kadınlarda erkeklere oranla daha yaygın görülür.

Travma sonrası stres bozukluğunun (TSSB) nedenleri nelerdir?

🔶 Stres oluşturan durum

➡ Stres yaratan durum hem akut stres bozukluğunun hem de travma sonrası stres bozukluğunun sebeplerindendir. Fakat her stres oluşturan durum yaşayan kişi bu bozukluklara sahip olmaz. Bireylerde önceden var olan biyolojik ve psikososyal etkenler ile travmadan önce ve sonrasındaki olaylar bu bozukluğun oluşumunda etkendir.

🔶 Biyolojik etkenler

➡ Yapılan çalışmalarda travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin beyindeki bazı nörotransmiterler ve salgılarının farklı çalıştığı gözlemlenmiştir. Bunların başında hipotalamus-hipofiz-adrenalin arasındaki aktivite ve noradrenalin salgısındaki değişiklikler gelir.

Göçün insan psikolojilerine etkileri

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN