Kâdıasker Mustafa İzzet Efendi’nin Eyüpsultan’daki celî ta’lîk kitâbeleri - 1
Osmanlı Türklerinin, bir konuda bilinenlerin tekrarıyla karşılaştıkları vakit sıkça kullandıkları bir tâbir vardır: "Mâlûmu îlâm etmek". Huzûrunuza getirdiğim konu da böyle olmakla beraber, dâima karıştırılan bir hususta, hakkın teslîmi maksadını taşımaktadır.
Eyüpsultan'da ve civârında İstanbul'u VII. yüzyılda feth için gelmiş olan sahâbenin kabirleri bulunmaktadır; bunlara ve kitâbelerine dâir neşriyat da mevcuttur. Fakat bu neşriyatta anılan kitâbelerin hattatı olarak Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi'nin (1770?-1849) adı verilmektedir. Aslında bu kitâbeleri yazanın adı da Mustafa İzzet'dir amma bu kişi, Kâdıasker Mustafa İzzet Efendi (1801-1876) olarak tanınır. Kendisi, ta'lîk hattında Yesârîzâde'nin öğrencisidir ve hocasının vefâtında 48 yaşındadır.
Aynı ismi taşıdıkları halde aynı çağda eser veren iki san'atkârın, imzâ koyarken farklı davranacakları şüphesizdir. Bizim konumuzda da hoca durumundaki Mustafa İzzet Efendi dâima satır hâlinde yazdığı imzâlarında âile lakabı olan Yesârîzâde'ye isminin başında yer verir (Resim 1). Hattâ ismine yer bulamazsa sadece Yesârîzâde'yle iktifâ eder. Öğrencisi olan Mustafa İzzet ise hocasından tefrîk edilebilmek için -ta'lîk hattında pek âdet olmasa da- kendisine istifli bir imzâ tertîblemiştir (Resim 2).
Gerek Eyüpsultan, gerek sahâbeler konusunda araştırma yapanlar imzâ farkını göz önüne almadıklarından, bu isimlerin karıştırılması keyfiyeti günümüze dek süregelmişdir. Kitâbe metinlerinin neşrinde de yanlış okumadan kaynaklanan hatâlar görüldüğü için makālemizde, sahîh okunuşuyla bu metinler de resimlerinin yanında yer alacaktır.
Mustafa İzzet Efendi için Kültür Bakanlığınca neşredilen en kapsamlı kitabta geniş bir kaynakça da mevcuttur: Hattat, Neyzen ve Bestekâr, Kādıasker Mustafa İzzet Efendi (1801-1876), İstanbul 2015, s.26. Biz şimdi konumuza dönelim:
Sultan II. Mahmud, İstanbul'da mevcud ve tâmîre muhtac bulunan bâzı sahâbe kabirlerinin 1835 yılındaki ciddî onarımları sırasında, buralara yeniden konulacak kitâbelerin yazılmasını Mustafa İzzet Efendi'den istemekle onun -mûsıkî dışında- hattatlığına dönük takdîrlerini de göstermiş olmalıdır.
Bu altı kitâbenin dışında 1250/1834 tarihli bir başkası da Eminönü-Zindankapı'da Baba Cafer'e âid olan türbede durmakdadır. Yedi beyitlik târih manzûmesi, diğerlerinin de nâzımı Es'ad Efendi tarafından yazılmış olan bu kitâbenin imzâsız celî ta'lîk hattı, Mustafa İzzet Efendi'ninkiyle büyük bir benzerlik göstermektedir. Lâkin, onun bu konudaki tecrübesizliğinin verdiği bâzı harf zâfiyetleri de anılan kitâbede mevcuttur. Biz Eyüpsultan hâricinde kalan o bahsi makālemize dâhil etmedik. Aslında o seneler, Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi'nin celî ta'lîk kitâbe yazmakta en üstün mertebeye eriştiği çağdır. Seyyid Mustafa İzzet Efendi de san'at hayâtındaki bu ilk kitâbelerinde üslûbu îtibâriyle hocasını tâkîbe çalışmıştır. Lâkin adaşı olan Yesârîzâde'den kendi yazılarının ayırt edilebilmesi kasdıyla farklı bir imzâya yönelmiş; aslında bu hat nev'i için satır hâlinde atılması mûtad olan imzâları İzzet Mustafa, Harrerehû Mustafa İzzet, Seyyid İzzet Mustafa şeklinde farklı dâirevî istiflerle satır arasına veya altına taşırmayı tercîh etmişdir. Hepsi de 1251/1835 tarihini taşıyan mezkûr altı kitâbenin târih manzûmelerini "Sahhaflar Şeyhi zâde" lakabıyla tanınan, Vak'a-nüvîs Mehmed Es'ad Efendi (1787-1848) tertîb ederek yazmışdır. Aşağıda bu altı kitâbenin okunuşunu ve herbirinin nesre çevrilmiş şeklini bulacaksınız. Kitâbelerin aslında hepsinin pâdişah tuğralı olduğu muhakkaktır. Lâkin bâzılarının -1927'de çıkartılan kānuna göre- kazāya kurban gittikleri anlaşılmaktadır (Bu konuda bkz.: M. Uğur Derman, "Eyüpsultan Reşâdiye Nümune Mektebi'nin Kazınmış Kitâbesine Dâir", Ömrümün Bereketi/1, s.327-334.).
1. Eyübsultan'da: Ebu'd-Derdâ türbesi (Resim 3).
Üstte: Sultan II. Mahmud Tuğrası
(Hâşim Efendi'nin)
Şâh-ı âlem himmetiyle hak bu kim, bulmakdadır,
Mülk ü millet zâhir ü bâtında ahsen intizām.
Bir tarafdan her kılâ'û bir tarafdan her bıkā',
Nev-benev ihyâ-pezîr olmakda ber-vefk-ı merâm.
İşbu meşhed işte olmuşken sahabîye muzāf,
Olmamışdı ahd-i sâbıkda karîn-i ihtimâm.
Eyledi inşâsını ferman, ziyâret eyleyip,
Ömrü efzûn olsun ol Hâkān-ı irfan-irtisâm.
Kıldı mîmâr-ı kalem, târîhin inşâ, Es'adâ,
Yapdı Şeh Mahmûd, Ebu'd-Derdâ içün ra'nâ makām.
1251
( Seyyid İzzet Mustafa )
(Âlemin şâhı Sultan Mahmud'un himmeti sâyesinde, hakçası, Osmanlı mülkü ve milleti -görünen ve görünmeyen taraflarıyla- intizâmın en güzeline erişmekdedir. Kaleleriyle, topraklarıyla her taraf, istenilene uygun şekilde yeniden yeniye hayat bulmaktadır. Sahâbeye izâfe edilen bu şehitliğin bakımına eski devirde pek özen gösterilmemişti. Burayı ziyâreti esnâsında inşâsını fermân eden irfanlı Pâdişâh'ın ömrü çok olsun. Es'ad! Kalemin mîmârı, buranın inşâ târîhini de inşâ etdi: Şeh Mahmud, Ebu'd-Derdâ için pek hoş bir makām yaptı.)
2. Ayvansaray'da: Muhammedü'l-Ensârî türbesi (Resim 4).
Üstte: Sultan II. Mahmud Tuğrası
(Hâşim Efendi'nin)
Hazret-i Mahmûd Hân kim, ol müceddid-hasletin,
Oldu bu yüzden yine halka kerâmâtı ayân.
Bu mubârek türbenin tevsî'ine himmet edip,
Eyledi şân-ı sahâbîde riâyet, bî-gümân.
Hâlid bin Zeyd'e hem-râh-ı gazâ olmuş imiş,
Bu semiyy-i Hazret-i Peygamber-i âhır-zaman.
Nûr-bahş-ı meşhed oldukça, bu zât-ı muhterem,
Ol Şeh'in ikbâlin efzûn îde Rabb-i müsteân.
Celb-i kalb-i nâs eder Es'ad, bu târîh-i müfîd,
Yapdı â'lâ merkadü'l-Ensâri'yi Şâh-ı cihân.
1251
(Seyyid İzzet Mustafa )
(Yaradılışı îtibâriyle yenilikçi olan Sultan Mahmud'un kerâmetleri bu yüzden yine halka âşikâr oldu. Bu mubârek türbenin genişletilmesine himmetle, şübhesiz, sahâbenin yüceliğine saygısını gösterdi. Son peygamber Hz. Muhammed'in adaşı olan Ensârî, gazâ maksadıyla Hâlid bin Zeyd'le berâber yola çıkmıştı. Bu muhterem zât, şehit düştüğü yere nur verdikçe, zâtından yardım beklenen Allah da o Pâdişâh'ın saâdetini çoğaltsın… Es'ad! Olanları ifâdelendiren bu târih, halkın kalbini çeker: Cihânın pâdişâhı, Muhammed Ensârî'nin kabrini mükemmel bir şekilde yapdırdı.)
Prof. Uğur Derman
Resim 1- Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi'nin celî ta'lîk kitâbelerindeki imzâ satırı.
Resim 2- Kâdıasker Mustafa İzzet Efendi'nin celî ta'lîk kitâbelerinde görülen istifli imzâ şekli.
Resim 3- Eyüpsultan'daki Ebu'd-Derdâ türbesi kitâbesi.
Resim 4- Ayvansaray'daki Muhammedü'l-Ensârî türbesi kitâbesi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.