Arama

Prof. Dr. Teoman Duralı
Haziran 29, 2020
Canlıların bilimi olarak biyoloji

BİLİM OLARAK CANLILAR BİLİMİNİ KURAN BAŞLICA UNSURLAR

Canlıları araştıran bir doğa bilimi olarak canlılar biliminin öncelikle dayandığı teori — deney bağıntısına özellikle bu Bölümün 'Ç' Altbölümünde örneklerin ışığında temâs edileceğinden, burada ilkin deney, varsayım, teori, ilke, sistem, akılyürütme, doğruluk, tasvir, açıklama, tarif, önerme kavramlarını bir bir irdeleyip aralarındaki bağıntıları tesbit etmek gerekiyor. Bu kavramlar, her şeyden önce akılyürütme işlemiyle doğrudan ilgili olduklarından, başta Claude Bernard olmak üzre, birçok bilim teoricisi, kaç çeşit akılyürütmenin bulunduğunu araştırmıştır.

Akılyürütme

Claude Bernard'a bakılırsa, iki akılyürütme (Fr raissonnement) biçimi var:

Bilmeyen, dolayısıyla öğrenmek isteyen kişinin yöneldiği 'irdeleyici' yahut 'sorgulayıcı'
bilen yahut bildiğine inanıp onu başkalarına öğretmeği dileyen kimsenin başvurduğu 'tanıtlayıcı' yahut 'iddiacı' biçim"

Deney

CANLILARIN BİLİMİ OLARAK BİYOLOJİ

Buna göre akılyürütme biçimlerinden birincisiyle iş gören insanın, büyük ihtimâlle rastgeldiği bir olayın yahut görünümün ne olduğunu kavramak arzusunda olduğu bütün çıplaklığıyla ortadadır. Başka bir söyleşiyle, akılyürüten insan, isteyerek yahut istemeyerek edindiği bir kaba deney verisinden hareket eder. Çıkış noktası ikinci biçimdeki akılyürütme olup "evrene ilişkin bilgi sunmayı amaçlayan herhangi bir önerme verildiğinde, o önermenin doğrumu, yanlışmı olduğunu anla- makiçin yapılacak en önemli şey, önermenin içeriğini, duygu algılarının içeriğiyle karşılaştırmaktır." İşte öne sürülen belirli bir savın, bir önermenin tanıtlanmasını sağlayan bu denetleme işlemine, doğa bilimleri bağlamında 'deney' denilir.

Varsayım

"Bilim yöntemi olarak denelinki (Fr methode experimentale) bilimsel varsayımın, sırf deneyleme (Fr-İng experimentation) yoluyla doğrulanmasıdır. Bu doğrulanma, gerek gözlem —gözlem bilimi (Fr science d'observation)— gerekse deneyleme —denel bilim (Fr science experimentale)— aracılığıyla elde edilebilir. Denel yöntem uyarınca varsayım, deneylenmesi zorunlu olan bir bilimsel fikirdir (Fr idee)."

ç) Teori

"Varsayım, denel yöntemle irdelendiğinde teorileşir. Demek, akılyürütmenin denetiminde, deneylemenin de eleştiri süzgecinden geçmiş, kısacası doğrulanmış varsayım, 'teori'dir."

Sistem

"Buna karşılık, mantık yoluyla ele alınırsa varsayım, sistemleşir. Demekki eleştirici deney aracılığıyla doğrulanmış önermelerin, yalnızca akılyürütmeyle mantığa uygun tarzda dizilmesine sistem denir."

İlke

"En kabarık sayıdaki olayca doğrulanmış teori, en az sarsılabilir olandır. Bununla birlikte, berkliğini, kaviliğini korumakiçin teori, bilimin ilerilemesine ayak uydurması, kendisini ortaya çıkan olayların eleştirisi ile uyarısı doğrultusunda durmadan düzeltmesi gerekir."
Şu da var ki, bir teori, artık 'kıvamına erişmiş' olarak kabul edilip sık sık

HAYATIN ANATOMİSİ

bilimsel deneyce doğrulanması zorunluluğu kalktımı, 'ilke' olur.

Önerme

Her bilimsel ile felsefî hakıkat, yânî "anlam açıklaması, her temellendirme, 'öner- me'lerde gerçekleşir." Demekki, bilimsel doğruları, hakıkatları dile getirdikleri ölçüde varsayımlar, teorileşir. Teoriler ile ilkeler, doğrulukları, deneyce tescil edilmiş, cümle bütünlükleri olduklarından, önermelerden meydana gelirler. Özellikle biyolojide geçen başlıca önerme türleri şunlardır:

Tasvir: Doğası gereği, "evrene bakıp bulduğunu sergileyen sözler..." topluluğudur. Bundan dolayı, bilgi sunma yetisi oldukca kısıtlıdır.

Açıklama: Tasvirde 'bir kere' olup biteni, belli bir 'neden — etki' bağıntısına oturtmakla 'bir kerelik'ten çekip çıkararak ona kalıcılık, tekrarlanabi- lirlik özelliğini kazandırır. Öyleyse, tasvirde geçen belirli bir olay, açıklama yoluyla, başka biri yahut da birileriyle bağlantı kurularak aydınlatılır. Tabiatıyla, artık o olay tasvirdeki göreli hâlisliğinden, yânî ham olay olmaktan epey uzaklaşmış olur. Açıklamada söz konusu olan, öyleyse, olayın ta kendi değil, üstünde konuştuğumuz, kendine kendimizden birtakım nitelikler yüklediğimiz olaydır. Görüldüğü gibi, tasvirde olay, açıklamaya oranla kendi gerçekliğine daha yakındır.

Şu var ki, açıklama, tarifle karıştırılmamalı. Açıklama ile tarif, birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır; önünde sonunda tarife yahut tariflere varmayan açıklama eksik kalmış olduğu çeşidinden bir kanı yaygın olmakla birlikte, haddızâtında zaman zaman başarılı uygulamalara yol açsa da, bu düşüncenin geniş çapta geçerli olduğu söylenemez. Açıklamalı bilgi alanlarının gerçekteki işleyişine bakıldığında bunun, gerçekliğe aykırı düşen acele bir kabul olduğu belirir. Ne fizik, kimya, biyoloji ne de tarih bilimleri dallı budaklı yayılışlarında tarif arayan yahut verimleri tarifle değerlendiren açıklama öbekleridir.

İrdelenen olay, süreç, hangi yönüyle olursa olsun, açıklanabilir. Başka bir deyişle, olayın kaç yönü varsa, onca bol açıklama imkânı sunar. Buna karşılık, araştırdığımız olayı yahut olaylar öbeğini bir kere tarife sürdükmü, artık o tarif, başka bütün tarifleri ya dışta bırakır ya da, çürütülürse, yerini onlardan birine bırakır. Çünkü açıklamak, araştırılan nesnenin, olayın yahut sürecin herhangi bir köşesini eldeki o nesnenin öteki köşeleriyle bucaklarıyla aydınlatmaksa, tarif etmek de, "nesnenin parçalarını dökümlemek, dökümlenmiş parçaları arasında bağıntıları kurmak demektir."

CANLILARIN BİLİMİ OLARAK BİYOLOJİ

  • Doğa bilimi olarak canlılar biliminin kurucu unsurlarının dörd ana dayanağı
  • 'Nesnellik', teori olarak bilimin, nesneye dönük olmasıdır. "Nesnellik, bilimselliğin yüklediği bir ödevdir. Bilimde konu neyse, o konuyu öğrenme, yalnızca nesne açısının ağır basmasıyla yerine getirilebilen bir ödev"dir.
  • 'Hakıkat' başka bir deyimle, 'doğruluk', nesnellikle birlikte gider. Nesnel bilgi, doğru bilgidir; nesnel olmayan bilgi, yanlıştır. Doğru bilgiyi, bazı öndayanaklar benimsediğinde, her zaman ve yerde, herkesiçin geçerli olması gereken bilgi diye niteleyebiliriz ki, bu da, doğru önermelerin nesnece yoğrulmasını, bu önermelere, deyim yerindeyse, nesneden başka hiçbir şeyin bulaşmamasını şart koşmaktır.
  • "Yöntemsiz bilim yoktur. Her bilimde doğruya varmanın belli bir yolu, doğruluğu ölçmenin de belli bir güvencesi varsa, yöntem yürürlüktedir. Her bilim, ancak bu yöntemle nesnelerin yapısını en iyi biçimde dile getirebileceğine inanır."
  • Eleştiri: "Bilimadamı, hem kendinin hem de başkalarının yaptığını bilim diye eleştiriye sunulmuş bir verim olarak anlar. Nesnelliği, doğruluğu, yöntemiyle sözümona dokunulmaz bir yapıya bilim denemez... Bilimlerin, çok kez, varolmağa başlaması, genellikle de yenilenmesi köklü eleştirilerin başarısıdır."

(Ş. Teoman Duralı'nın, Dergah Yayınları'nca yayınlanan 'Hayatın Anatomisi – Canlılar Bilimi Felsefesi – Evrim ve Ötesi' isimli kitabından alıntılanmıştır.)

Ş. Teoman Duralı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN