Arama

Mustafa Özcan
Ağustos 7, 2022
Seçimlere uyarlı ve duyarlı suikastlar
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Batı dillerinde fix seçimler diye bir tabir vardır. Buna sonucu belli veya ayarlanmış seçim denebilir. Bu seçim düzeninde egemen dünya devletleri avcı ve Müslümanlarda av haline geliyorlar. Her seçim mevsiminden önce seçim yatırımı olarak Müslüman avına çıkıyorlar. 1999 yılında, Yeltsin çekilirken yerine Putin'i bırakmıştı. O da Çeçen manipülasyonları üzerinden liderliğini ve Rusya'nın gücünü perçinlemiştir. Yeltsin, Putin'i tanımlarken üç kelime kullanmıştır. Acımasız, duygusuz ve savaş sever. Dolayısıyla kendinden kurgulu ve müteharrik bir lider. Fazladan Ukrayna veya Batılıların kışkırtmasına gerek de yok. Tertiplerle ve zorbalıkla Rusya'da kara düzenini kurmuş bulunuyor. Bir seçim döneminde rakip adaylardan biri seçimleri "sahte seçim" olarak tanımlamıştır. Muhalif aday şunları söylemiştir: Aynı kumarhane gibi. Kumarhane her zaman kazanıyor. Rus demokrasisinde her zaman Putin kazanıyor. Sisi ve benzerleri gibi fix seçim sistemi uyguluyor. Kaybetse de kazanıyor. Dağıstan çağrıları ve Moskova patlamaları üzerinden korku düzenini kurdu ve Rusya'yı ölü yatağından kaldırdı. Batı Suriye'de İslam âleminin geleceğine karşı ve İsrail'i payidar etmek için onu maşa olarak kullandı. Şimdi ise kendi keyfine göre dünya düzenini kurmak istiyor. Batı Suriye üzerinden İslam dünyasının ayağa kalkmasını istemiyor dolayısıyla Putin'in hala orada hareket serbestisi var. Ayrıca İsrail'in arkasını kolluyor. Bununla birlikte Batı, kendi düzeni için Ukrayna'da Putin'in keyfini kaçırdı.

1999 yılında manipülasyonlar ve Dağıstan üzerinden yapılan sahte çağrılar üzerinden Putin Çeçenler karşısında artıya geçti. Rusya'yı toparladı. Bunda Çeçenlerin başı buyruk ve çok parçalı olarak hareket etmesinin de payı var. 2000 yılında ise İsrail de bir başka seçim tezgâhı kuruldu. Ehud Barak, benden sonrası tufan diyerek Filistinlilerden intikam almak için buldozer lakaplı Şaron'u önü sürdü. Bin polis eşliğinde 28 Eylül 2000 tarihinde Şaron, Mescid-i Aksa'ya girdi. Daha doğrusu bastı. Şaron bu ihlaliyle birlikte seçimleri kendi lehine garanti etmiş oldu. İsrailli seçmeni arkasında toplamayı başardı. Buna mukabil 2004 yılına kadar sürecek yeni ve ikinci bir intifadayı patlattı. Onun için gam değil. Önemli olan Şaron'un siyasi istikbali idi. 27 Aralık 2008 tarihinde Gazze'ye yönelik saldırı 18 Ocak 2009 tarihine kadar devam etmişti. Lakin batağa saplanan İsrail askeri harekâta son vermek mecburiyetinde kaldı. Öldürdüler yaktılar, yıktılar ama direnişi söndüremediler, sökemediler. Sonralarında da hep böyle olmuştur. Ehud Olmert seçim hesapları üzerinden Gazze Şeridi'ne saldırmıştır. Kudüs Kılıcı da Gazze ile İsrail arasındaki bitmeyen hesaplaşmalardan biri olmuştur. Gazze'ye dize getirmek isterken kendileri dize geliyorlar. İsrail baskın savaşlara alışkın ama uzun süreli savaşlara alışık değil.

Bu defa şanslarını deneme sırası, Başbakan Yair Lapid ile Savunma Bakanı Benny Gantz'ta. Onlar da hem bir taraftan katliam diğer taraftan da suikast politikalarına hız verdiler. Özellikle de İslâmî Cihad hedefleri üzerine operasyon düzenliyorlar. Gazze'de operasyona Hamas'ın da dâhil olması an meselesi.

Suikastlar dizisi

İsrail liderleri, bu defa da yine Refah Kasabası ve Han Yunus'u gelişi güzel bombardımana tabi tuttu. Daha önce de yaptıkları gibi seçme hedeflere de yöneldiler. İslâmî Cihad'ın silah sistemlerini kuran ve geliştiren, Halit Mansur hedef alınan isimlerden birisiydi. Akıllı silahlar eşliğinde yaptıkları nokta atışlarıyla birlikte Halit Mansur'u şehit etmeyi başardılar. İlk günlerde de aynı şekilde suikast ile Teysir el-Caberi'yi tasfiye etmişlerdi. Bununla birlikte suikast politikaları bir işe yarayacak mı? Filistinlilerin irade ve azmini kıracak mı yoksa daha da bilenmesine mi neden olacak? 2005 yılından beri Gazze her defasında küllerinden yeniden doğuyor. Hamas temsilcisi Hazım Kasım suikast politikalarının bumerang gibi geri tepeceğini ve Filistinlilerin azmini kıramayacağını söylüyor. Cephedeki insan ve kadro boşlukları kısa sürede doldurulmaktadır.

Seçimlere uyarlı ve duyarlı suikastlar

Kasım ayında hem İsrail hem de ABD'de de seçimler var. ABD'de kısmı Kongre yenileme seçimleri var. İsrail'de de parlamento seçimleri yapılacak. Bunun için her iki tarafında, Müslümanlar üzerinden avantaj sağlama ihtiyacı var. Bu nedenle de Afganistan'da köşesine çekilmiş olan Eymen Zevahiri seçim takvimi nedeniyle unutulduğu yerde hatırlandı ve suikast silahlarıyla öldürüldü. Böylece Biden selefi Obama-Hillary Clinton çığırını ihya etmiş oldu. Bu durum suikastla Zerkavi'yi öldüren Bush için de söylenebilir. Bakalım, Biden kısmî yenileme seçimlerinde suikastın avantajını görebilecek mi?

Kasım ayında yine İsrail'de de seçimler var. Seçimlerden önce Refah ve Han Yunus gibi yerlerde katliamlar yaparak ve İslami Cihad'ın ileri gelenlerini hedef alarak, öldürerek Lapid hedefine ulaşabilecek mi? Filistinlilerin kelleleri üzerinden seçim yığınağı yapabilecek mi? Dünya egemenleri seçim yatırımı olarak Müslümanlardan başkasını bulamıyorlar! Bu onların çirkinliğini bizim de talihsizliğimizi gösteriyor. Bu dünya düzeninde Müslüman'ın kanı helal, malı, mülkü ise yağma ve müstebah.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN