Arama

Mustafa Özcan
Ekim 1, 2021
Frankofon demokrasi yolunda bir çentik daha
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Eskiden Batılılaşma akımı veya Batıcı anlamında Frenk ve Frenkmeşrep denilirdi. Bu ifade demode oldu ve geçmişin tortuları arasında kaldı. Halihazırda sadece Fransız kültür havzasında bunun yerine Frankofonizm ifadesi ve ibaresi kullanılıyor. Tunus'ta ve Arap aleminde modern dönemin ilk kadın başbakanı olan Necla Buden Ramazan'ın atanmasında veya getirilmesinde birkaç kriter etkili olmuştur. Bunlardan birisi kadın olmasıdır. Nitekim Kays Said başbakanlığa sembolik düzeyde kadın atamanın Tunus'u şereflendirdiğini ileri sürmüştür. İkincisi, Necla Buden Ramazan baş hanımefendinin papatyaları arasında anılmaktadır. Bilindiği gibi Arap dünyasında Suzan Mübarek gibi kimi baş bayanların first ladylerin kontenjan listeleri bulunmakta idi. Bazı bakanlar kabineye onların hanesinden veya listesinden girerler, atanırlardı. Yeni bayan Başbakan Necla Buden Ramazan da keza Kays Said'in eşi İşraf Şebil'e yakınlığıyla biliniyor. Necla Buden Ramazan'ın bir başka özelliği de Fransa'da eğitim görmesi ve özel hayatında ve yaşamında Fransız kültür havzasını yansıtmasıdır. Kısaca Frenkmeşrep olmasıdır. Dolayısıyla Kays Said, Fransa'ya diyet borcunu ödemiş oluyor. Şöyle ki anayasanın bir kısmının tek yanlı olarak askıya alınması ve örtülü bir darbe yaşanması Fransız siyasi desteğiyle mümkün olmuştur. Anayasal darbenin gerisinde Mısır, BAE ile Fransa bulunmaktadır. Kays Said de böylece borcunu kapatmış, ödemiş olacaktır. Fransa'da jeofizik okuyan Necla Buden Ramazan'ın başbakanlığa atanmasını gerektiren bir özelliği ve sıfatı yoktur. Amaç dostlar alışverişte görsün! Bununla birlikte Kays Said'e benzeyen özellikler taşıyor. Bunların en köklü olanlardan birisi narsist bir yapıda olması yani kendisini beğenmesi ve hatta tapınmasıdır. Nitekim Kays Said de üzerinde bunun gibi birçok sıfat barındırmaktadır. Robocop başkan ya da mekanik adam bunlardan birisidir. Hissiz bir adam olduğu belli.

Yeni Başbakan Necla Buden Ramazan'ın akademik unvanının, geçmişinin ilgilendiği hususla hiç alakası yoktur. Kariyerinin ne ekonomi ne siyaset ne de toplumla bir ilişkisi vardır. Öyleyse niye seçilmiştir? Kays Said onu vitrin yaparak mutlak otoritesini sürdürmek mi istemiştir? İki cambaz veya narsist bir ipte oynayabilir mi? Aralarında çatışma ve çekişme çıkmayacak mıdır? Bunun elbette garantisi yok. Amal Zeruk adlı sosyal medya kullanıcısı Necla Buden Ramazan'ın başbakanlığa getirilmesini Frankofon kriterlerine dayandığını savunmaktadır. Bu durum, eski ifadesiyle kaynakların kurutulması yani siyasi ortamın İslamsız hale getirilmesi ve İslamcılardan arındırılması şeklinde özetlemektedir.

Amaç, siyasi ortamın muhafazakar kimselerden arındırılarak Frankofon demokrasi üretme yolunda bir adım daha atmaktır. Necla Buden Ramazan, Fransızları tatmin ettiği gibi Fransızların yakın dostu olan Sisi'yi de tatmin edecektir. Nitekim, Necla Buden'in selefi Hişam el Mişisi de yine Kays Said tarafından atanmış ve ardından da görevinden azledilmiştir. Azledilme süreci akıllara durgunluk vermektedir. Azil sürecinde Mısır'ın rolü afişe olmuştur. Buna göre Hişam el-Mişişi direnince Kays Said'in yanında bulunan Mısırlı istihbarat subayları müdahale etmiş ve Mişişi'yi pataklamışlardır. Kısaca Kartaca Sarayı'na Mısırlı subaylarla Fransız diplomatlar hükmetmektedir. Kays Said'in iktidarı bundan ibarettir. Kays Said'in muhalifleri anayasa maddelerini askıya alınmasını darbe olarak nitelendirirken Kays Said taraftarları 'kurtarıcı hamle' olarak değerlendirmektedir.

1958 doğumlu olan Necla Buden Ramazan eski Cumhurbaşkanı El Baci Kaid es Sibsi tarafından taltif edilmiştir. Şimdi de Kays Said başbakanlığa getirilerek Tunus halkının ödüllendirildiğini savunmaktadır. Burgiba'nın elden ayaktan düştüğü dönemlerde saray kadınlar hamamına dönmüştü. Saide Sasi ve Vesile Burgiba, Kartaca Sarayı'nda ipleri ellerine geçirmeye başlamışlardı. Kadınlar arasında çekişme yaşanıyordu. Bin Ali döneminde de bu sahne bir kez daha tekrarlanmış ve herkese diktatörlük taslayan Zeynelabidin bin Ali eşi Leyla Trabilisi karşısında ezik, yelkenleri indirmiş ve adeta süt dökmüş kedi gibi davranmıştır. Tunus'ta Kays Said döneminde de tarih yüksek kalibreden tekerrür etmektedir.

Kays Said ile birlikte ülkede Burgibacı ruh yeniden hortlamıştır. Tunus'ta derin ve kökleşmiş bir Burgibacılık geleneği vardır ve Yasemin Devrimi'ne rağmen gizli kapaklı Burgibacılık ülkeden sökülüp atılamamıştır.

En son kadın yönetici örneklerinden Şeceretü't Dür ile birlikte Arap alemi kadın yönetici sınıfını tanımıştır. Lakin modern dönemlerde gizli kapaklı kadın hakimiyeti olsa da perde önünde pek görülmüş değildir. Kadın yöneticinin konumu hala tartışılmaktadır. Muhammed Gazali gibiler dünyadaki Başarlı örneklerden yola çıkarak bunda bir beis olmadığını söylemişlerdir. Lakin kadın yönetici atanması noktasında hala çekincelerini muhafaza edenler büyük çoğunluğu temsil etmektedir.

Arap alemi yeni tanışsa da İslam alemi en üst perdeden kadın yöneticilerle tanışmıştır. Pakistan'da Benazır Butto ile Bangladeş'te Şeyh Hasina Vacid bunlar arasındadır. Maalesef Şeyh Hasine intikam kaygısına düşmüş ve Cemaat-ı İslami'nin ileri gelenlerinden birçoklarını ileri yaşta olmalarına bakmadan, aldırmadan babasının kanı yerde bırakmamak adına idam etmiştir. Rakibi Halide Ziya'yı hapishanelerde süründürmüştür. Adeta ülkeyi yönetirken Bangladeşli yazar Teslime Nesrin'in siyasi yüzü gibi davranmıştır.

Burada da son değerlendirme ve tahlilde, Necla Buden Ramazan'ın kadın vasfı değil siyasi ve kültürel tercihleri baskın çıkmaktadır.

Kısaca Kays Said döneminde Kartaca Sarayı'nda değişen bir şey yok. Bir ileri iki geri yine Buirgiba düzeni!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN