"Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu" film analizi
Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu filmi, ülkemiz ve dünya spor tarihine damga vuran efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu'nun hayat hikayesini anlatır. Dönemin tarihine de ışık tutan yapım, komünist yönetimle idare edilen Bulgaristan'ın Türk azınlığa uyguladığı zulmü gözler önüne serer. Bu süreçte Naim, bu acımasız hak ihlallerini tüm dünyaya haykırmak için omuzlarına büyük bir sorumluluk alacaktır. Sizler için, Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu filminin analizini yaptık.
"CEP HERKÜLÜ: NAİM SÜLEYMANOĞLU" FİLMİNİN KONUSU
🔸 Film, dünyaca ünlü halter şampiyonu Naim Süleymanoğlu'nun hayat hikayesini anlatır. 2019 yılında vizyona giren filmin yapımcılığını biyografi türündeki başarısı ile tanınan Mustafa Uslu üstlenirken yönetmenliğini Özer Feyzioğlu yapar.
🔸 Peki, hayatı filmlere konu olan Naim kimdir? Türk asıllı isim, 1967 yılında Bulgaristan Mestanlı'da doğar. İlk şampiyonluğunu henüz 15 yaşında kazanan halterci, spor kariyerine 47 Dünya rekoru, üç farklı olimpiyatta kazandığı 3 Olimpiyat Altın Madalyası, 6 Avrupa Şampiyonluğu ile 7 Dünya Şampiyonluğu ve nice başarılar sığdırır. Kendi ağırlığının üç katını kaldırabilen tek sporcu olarak da tarihe geçer.
🔸 İşte bu film, "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçilen efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu'nun hayatını beyazperdeye taşıyarak seyirciyi hikayesini paylaşmaya davet eder.
CEP HERKÜLÜ FİLMİNİN HİKAYE YAPISI
🔸 Çekimleri Bulgaristan, Türkiye ve Azerbaycan'da gerçekleştirilen filmde olaylar, kronolojik olarak ele alınır. Anlatı, seyirciyi filmde tutacak şekilde akıcı ilerler.
🔸 Hikaye, Naim Süleymanoğlu'nun doğduğu Bulgaristan'ın Mestanlı şehrinde 1977'de başlar. Naim'in çocukluk döneminde halter sporu ile tanışma süreci anlatılır. Hayatının dönüm noktası olan Hilmi Hoca ile tanışma ve halter çalışma serüveni gösterilir.
🔸 Ardından Kırcaali Spor Okulu'na yazılan on yaşındaki Naim, böylece haltere başlar. Yeteneği ve cesareti yaşından büyüktür. Ancak yaşı spor yapmak için yeterli olmadığından büyütülür. Minik bedeni ile büyük işler başarmaya çalışan Naim'i hocası şu sözler ile cesaretlendirir:
"Kalbinle, yüreğinle kaldıracaksın. Başka hiçbir şeyi düşünmeyeceksin."
BULGARİSTAN'DAKİ TÜRKLERİN SESİ: NAİM SÜLEYMANOĞLU
🔸 Bulgaristan'da gerçekleşen Vidin Halter Şampiyonası, 1982 yılında Sofya'da yapılan Bulgaristan Milli Takım kampı, aynı yıl dünya rekoru kırdığı Brezilya Dünya Gençler Halter Şampiyonası kronolojik olarak filmde gösterilir.
🔸 Küçük Naim'in halterdeki yeteneği, hocası ile yaptığı eğitimler ve başarı serüveni filmin başlangıcında odak noktadadır. Ancak ilerleyen dakikalarda Naim'in halter ile olan ilişkisinden öte Bulgaristan'da zulüm gören Türkler için verdiği mücadeleye dikkat çekilir.
↪ Naim Süleymanoğlu, hayat hikayesi ile yalnızca spor dünyasında başarı elde etmekle kalmamış, yaşadığı coğrafyada haksızlığa uğrayan Türklerin de sesi olmuştur. Film bunu net bir şekilde göstermektedir.
🔸 Her şey, 1983 yılında Moskova'da gerçekleşen SSCB Dünya Şampiyonası'nda başlar. Naim'in kaldıracağı haltere hile karıştırılarak dengesiz yük koyulur. Amaç, yenilmez Naim'in başarısız olmasını sağlamaktır.
🔸 Ancak Naim, buna rağmen kazanarak Bulgaristan Cumhuriyeti'nin gururu olur. Öyle ki Bulgaristan adına kazandığı başarılarından ötürü Naim'e araba bile hediye ederler.
KÖKLERE DÖNÜŞ OPERASYONU
🔸 Naim'e çok iyi davranan Bulgaristan'ın gerçek yüzü, 26 Aralık 1984 tarihli "Karanlık Gece"de ortaya çıkar. Azınlık olan Türklere karşı 'Köklere Dönüş Operasyonu' başlatılır. Asimilasyon kampanyası ile okullarda Türkçe ders okutulması yasaklanır, camiler kapatılır, Türkçe gazeteler yayından kaldırılır, kamuya açık yerlerde Türkçe konuşmak yasaklanır.
🔸 Komünist zihniyetin ırkçı yaklaşımı nedeniyle Mestanlı'daki Türkler, askerler tarafından dövülür, hor görülür. "Ulusal Kurtuluş Yolu" adı altında Türkler katledilir. O sırada Sofya Spor Oteli'nde olan Naim'in ailesi de bu kanlı operasyondan etkilenen Türkler arasındadır.
Türk lehçelerinde savaş kelimesi
CEP HERKÜLÜ FİLMİNİN ANA FİKRİ
🔸 Sadece Naim'in hayatını anlatmakla kalmayan film, aynı zamanda 1980 ve 1990'larda Bulgaristan'da yaşayan azınlık Türklerin tarihine de ışık tutar. Türklerin ötekileştirilmeleri, yok sayılmaları, aşağılanmaları filmde oldukça dokunaklı şekilde gösterilir.
🔸 Bu anlamda filmin ana fikri; Todor Jivkov yönetimindeki Bulgaristan'ın Türk azınlığa karşı gerçekleştirdiği zulmü, milli gururumuz Naim'in tüm dünyaya duyurmak adına verdiği mücadeledir.
İSİM DEĞİŞTİRME SÜRECİ
🔸 Yaptıkları fiziki zulmü psikolojik harbe dönüştüren Bulgaristan, insanlardan isimlerini değiştirmelerini ister. Ellerine tutuşturdukları listeden kendilerine isim beğenmelerini söyler. Sanki kendi tercihleriymiş gibi buna mecbur olmadıklarını(!) da belirtmeyi ihmal etmez.
🔸 Naim'in babası adını, Bulgar ismiyle değiştirmek zorunda kalır. Annesinin adı ise Anastasia Mıhailova Severinova olur. Bulgaristan'ın nefreti o kadar büyüktür ki ölen insanların mezar taşlarındaki isimler bile değiştirilir.
🔸 İsim, bir kimseyi kendisi yapan, kimliğini ve aidiyetini oluşturan en belirgin özelliğidir. Bulgaristan yönetimi, Türkleri benliklerinden koparmak, yok etmek için bu uygulamayı gerçekleştirir. Filmde de bu durum açıkça vurgulanır.
"Türkan. Süleyman. Mustafa, Rami, İbrahim, Muammer, Nesim, Aziz, Kemal, Zübeyde, Şefika. Onların adları buraya (kalbimize) yazıldı Naim. Hiçbiri unutulmayacak. Vakti geldiğinde bütün dünya tanıyacak onları. Herkesin bir silahı vardır Naim. Kimisi taş atar kimisi şiir yazar. Senin gücün ne onu ben bilemem. Ne yapabilirsin bu halk için, onu sen bulacaksın!"
🔸 Bu sözler Naim için bir uyanış olur. O günden itibaren Sofya'da dahi duyulmayan bu zulmü tüm dünyaya haykırmak için elinden gelen mücadeleyi gösterecektir.
🔸 Bulgaristan'ın gururu Naim Süleymanoğlu da bu isim asimilasyonundan nasibini alır ve adı Naum Shalamanov olarak değiştirilir. Siyasi irade Naim'i stratejik bir figür olarak kullanır. Eline bir metin tutuşturulur ve kendi sözleri olmayan, hatta asla söylemek istemediği şu ifadeleri tüm kamuoyuna açıklamak zorunda bırakılır:
"Bulgarca bir isim almam normal. Bulgaristan Cumhuriyeti'ni yöneten Komünist parti sayesinde ben bir şampiyon oldum. Bu yüzden Bulgaristan Komünist Partisi'ni destekliyorum. Ülkemiz Bulgaristan'ı seviyor ve önemsiyorum."
🔸 Zorla okutulan bu ifadelerin ardından Naim, "Sosyalist Bulgaristan'ın kahraman evladı" ilan edilir. Dostuna yakın, düşmanına daha da yakın olmalıydı insan. Hatta belki de onlardan biri gibi gözükmeli ancak içindeki alevi her daim diri tutmalıydı. Naim de öyle yaptı. Onlar, Naim'i kullandıklarını zannediyorlardı. Ama Naim, henüz büyük darbesini vurmamıştı. O, artık silahını bulmuştu ve böylece bütün dünyaya olup biteni haykıracaktı.
HALTERİ ALTÜST EDEN NAİM
🔸 Bulgaristan'ın Naim'i propaganda aracı haline getirmesi üzerine Naim tepki olarak, halter sporundaki başarısını Türk azınlığın sesi olabilmek için bir araca dönüştürür. Kimliği değiştirilerek aslında varlığı yok sayılan Naim, Türkiye'ye iltica eder. Ardından rekorlarına rekor katmak için çok çalışır. Bütün bu çabalarının ardında doğduğu topraklardaki Türklerin sessiz çığlıklarını herkese duyurmaktır.
🔸 Ulusal duyguları harekete geçiren filme dair sözlerimizi, Naim Süleymanoğlu'nun Birleşmiş Milletler binası önünde yaptığı basın açıklamasına ait repliği ile bitirelim:
"Adım Naim. Soyadım Süleymanoğlu. Hayatta sahip olduğunuz her şeyi kaybedebilirsiniz. Evinizi, işinizi, hatta sevdiklerinizi. Ama hayatta bir insanın kaybedebileceği en zor şey kimliğidir. Bulgaristan'da yaşayan 2 milyon Türkün isimleri değiştirildi. İşkence ve zulüm gördüler. Bizim tek isteğimiz evrensel insan haklarından her bir dünya vatandaşı gibi faydalanmak, doğduğumuz topraklarda sahip olduğumuz kimliğimizi özgürce yaşamaktır. Bulgaristan Komünist partisi bunu sağlayamıyorsa oralarda yaşayan halkımızın anavatana, Türkiye topraklarına dönmesine izin versin. Ben Naim Süleymanoğlu. Bugün ve bundan sonra kırdığım her rekorun ardından, kazandığım her madalyanın peşinden özgürlük, özgürlük, özgürlük diye haykıracağım. Bunu sadece zulme uğramış Türk halkı için değil, Bulgaristan'da hakları yenilen tüm insanlar için yapacağım. Bir gün öleceğimi bilsem de bu haykırışımdan asla vazgeçmeyeceğim."
Editör: Büşra Kılıç