Bir film nasıl okunur?
Sinema, seyirciye bir şeyleri anlatma, yönetmenin derdini paylaşma aracıdır. Bunu yaparken çeşitli anlatım tekniklerinden yararlanılır. Bir filmi seyretmek ile analizini yapmak arasındaki fark, verilmek istenen mesajı irdeleyebilme çabası ile gerçekleşir. Peki, bir film nasıl okunur?
🔹 Bir filmi anlamak ve manalandırmak için atılması gereken ilk adım yönetmeni araştırmaktır. Çünkü yönetmen, bir yapıtın üretiminden seyirciye ulaşmasına kadar geçen bütün süreçlerde en etkin isimdir. Sinema ekibinin beyni ve herkesi yönlendiren komutanıdır.
🔹 Filmin teknik yanı ile birlikte estetik tarafından da sorumlu kişidir. Her film, yönetmeninden izler taşırken her yönetmen filmine kendinden bir şeyler yansıtır. Karşılıklı gelişen bu etkileşim ile karşımıza "yönetmen sineması" çıkar. Özellikle auteur sinema olarak adlandırılan eserlerde yönetmen çok önemlidir. Auteur filmlerde yönetmen kendi his dünyasını, fikirlerini, özgün dil ve tekninklerini filme aktarır. Bu nedenle yönetmeni iyi tanımak ve diğer yapıtlarını incelemek bir filmi analiz etmek için çok büyük ipuçları verir.
🔹 Bazı yönetmenlerin filmleri karamsarlık içerirken kimisi kullandığı uzun sekanslar kimisi ise flashbackler ile ön plana çıkar. Her yönetmen, filmine kendi imzasını atarak diğerlerinden farklılaşır.
🔹 Bunu yaparken de ilham aldığı şey yine kendisi ve çevresidir. Anılarını yapıtlarına yansıtan yönetmenler, bazen çocukluğundaki bir olayı bazen yaşadığı dönemde ülkenin durumunu izleyici ile buluşturma gayesindedir. Bu nedenle film analiz edilirken yönetmen, yaşadığı dönemden hayat şartlarına, aile içi ilişkilerinden arkadaş çevresine kadar her yönü ile iyi tanımak gerekir.
🔹 Her yönetmenin anlatmak istediği bir derdi vardır. Bu derdini kitlelere ulaştırmak için sinemayı araç olarak görür. O nedenle filmlerin konusu ve önermesi oldukça önemlidir. Bütün yönetmenlerin anlatmak istediği bir mesele var ise tüm senaryoların da meramını kısaca özetlediği bir önermesi vardır.
🔹 Akira Kurosawa'nın da dediği gibi "Bence bütün filmlerin kökünde bir şeyi içgüdüsel olarak açıklama isteği vardır. Bu kökün yeşerip bir ağaç olmasını senaryo, çiçeklenip meyve vermesini ise yönetmen sağlar."
🔹 Senaryoyu yönetmenin görselleştirmesi ile filmin önermesi anlam kazanır. Belirli bir sonuca ulaştırmak amacıyla ortaya koyulan temel düşünce olarak da tanımlanan önermeden yola çıkarak konu şekillenir ve eşsiz bir yapım oluşur.
🔹 Filmlerin belirli bir dramatik yapısı bulunur. Yani anlatının başladığı, karakterlerin ve genel olarak konunun izleyiciye tanıtıldığı giriş, olayların gelişerek belirli bir aksiyona ulaştığı gelişme, meselenin kriz noktasına ulaştığı doruk nokta, aksiyonun azalarak çözüme ulaştığı sonuç bölümleri vardır. Edebiyattaki kompozisyona benzetebileceğimiz bu teknik sinemada dramatik yapı olarak tanımlanır.
🔹 Filmi tek tek parçalarına ayırarak incelemek, sahne sahne irdelemek, anlatıyı daha iyi idrak etmeyi ve doğru analizler yapabilmeyi sağlar. Böylece film özelden genele olacak şekilde net bir şekilde okunmuş olur.
🔹 Filmin yapıldığı yıl, özellikle kültürel dışavurumları çözümlemek için önemlidir. Çekildiği sene ülke durumunun nasıl olduğu, önemli gelişmeler ve sinema akımları filmi etkiler. Bu nedenle her birinin ayrı ayrı araştırılması gerekir.
🔹 Ayrıca dönem ve tarihi filmlerin geçtiği zaman detaylıca öğrenilmelidir. Örneğin Yunan yönetmen Theo Angelopoulos'un 2004 yapımı filmi Ağlayan Çayır, 1919-1949 yılları arasında yaşanan Yunan iç savaşında geçer. Bu filmi okurken, o yıllar arasında ülkenin nasıl bir süreçten geçtiğini bilmek, daha iyi bir sonuca varılmasını sağlar.