Arama

Bahti mahlasıyla şiirler yazan I. Ahmed Divanı'ndan beyitler

On dördüncü Osmanlı sultanı olarak on dört yaşında tahta çıkan Sultan Ahmed'in saltanatı da on dört yıl sürdü. Osmanlı padişahlarının birçoğu gibi küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya başladı. Şiirlerinde Bahti mahlasını kullandı. Hükümdarlığı zamanında iç ve meselelerin yoğunluğu ve erken yaşta ölümü onun geniş çapta şiirle meşgul olmasına mani oldu. Fakat bunlara rağmen Birinci Ahmed, küçük bir divan tertip etti. Şiirlerinde gündelik hayat da dahil pek çok konuya değinen Sultan'ın dili külfetsiz ve sadeydi. İşte Birinci Ahmed'in Divanı'ndan en güzel beyitler…

"Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmedâ turma yüzün sür kademine o gülün"

Gülzar: Gül bahçesi
Nübüvvet: Peygamberlik
Kadem: Ayak, adım

Ey Ahmed! Peygamberlik bahçesinin gülü o adımın sahibidir, durma o gülün adımına( ayağına) yüzünü sür.

Şiirlerinde Bahtî mahlasını kullanan Sultan'ın bu mahlası edinmesinin arkasında yatan özel bir hikayesi vardı. Birinci Ahmed'in mahlası ebced hesabıyla Osmanlı tahtına çıkış tarihi olan 1603 yılına tekabül eder. Has Odalı Yûsuf Ağa bu konuda şöyle bir fıkra nakleder:

Birinci Ahmed Divanı'na ulaşmak için tıklayınız

"Maksûdumı Hudâya bârî ne hâlet itsem
Mazlûm olan kuzâta bir bir 'adâlet itsem"

Maksud: İstenilen şey
Halet: Hal, durum
Kuzat: Kadılar

İstediğimi Allah'a nasıl iletsem, mazlum olan kadılara bir bir adalet getirsem.

Sultan Ahmed abdest alırken suyunu Yûsuf Ağa dökermiş, kışın en şiddetli günlerinde dahi soğuk su isteyen padişah bir gün: "Ayaklarım hamal ayağı gibi" demesi üzerine, Yûsuf Ağa, "Padişahım! Meşhur meseldir, ayağı büyük olanın bahtı açık olurmuş..." diye karşılık verince gülmüş ve "Belî, bilürüm, Bahtî mahlasını ol sebepten aldım" demiş.

Sözünüzün etkisini artıracak beyitler

"'İlm ile 'âlemini bulsam çıkarsam anı
Bilsen tarîkin anun bir bir himâyet itsem"

Tarık: Yol

İlim ile alemini bulup çıkarsam onu, bilsem yolunu onun bir bir himayet etsem

Sultan Ahmed'in şiirinde şekilden ziyade anlam ön plandadır. Dili oldukça sadedir. Arapça ve Farsça kelimeleri fazla kullanmayan, terkibe fazla rağbet etmeyen şair sultanın, nadir olarak üçlü terkibe yer verdiğini görürüz. Şiirinde kendini zorlamadan sanat ruhunu bütün samimiyetiyle ortaya koymuş ve bu yüzden yapmacıklığa da kaçmamıştır.

Osmanlı'nın şair sultanları

"Yolında 'âdil olsa her mansıb ehli Bahtî
Allâh içün çalışsam bârî 'adâlet itsem"

Mansıb: Makam, memuriyet

Ey Bahti! Yolunda her makam ehli adil olsa, yalızca Allah için çalışsam ve adalet etsem herkese.

Divanda beş münâcât, üç na't, ramazan hakkında dört manzume, Ebû Eyyûb el-Ensârî ile Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hakkında birer methiye, babası III. Mehmed hakkında bir mersiye, on bir tarihî gazel, bir terciibend, on yedi gazel, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin bir gazelini tahmis, dört tarih, otuz altı murabba, üç şarkı ve dört beyit bulunmaktadır.

Şeyhülislam Yahya'dan beyitler ve anlamları

"İlâhî senden özge mesnedim yok
Rızâdan özge yâ Râb hâcetim yok"

Özge: Başka
Mesned: Dayanacak yer
Hacet: İstek

Ey Allah'ım! Senden başka dayanacak bir yerim yok, rızandan başka Rabbim isteğim yok.

Sultan Ahmed'in küçük bir divanı mevcut olup tek nüshası Millet Kütüphanesi'dedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN