Arama

Zekeriya Erdim
Ocak 10, 2022
Ahlakımız düzelmeden ahvalimiz düzelmez

Dün söyledik, bugün söylüyoruz, yarın da söylemeye devam edeceğiz. Gereği ve önemi sebebiyle, her fırsatta; "Herkesin herkesle ilgili, her şeyin her şeyle ilintili olduğu bir dünyada yaşıyoruz" diyeceğiz.

Öyle bir ilişki, iletişim, etkileşim ağı içindeyiz ki; dedesi ekşi elma yiyince, torununun dişleri kamaşıyor. Biz evimizde, yerimizde sabit dururken, tavşan dağı dolaşsa er ya da geç, pisliği elimize, yüzümüze bulaşıyor.

Rüzgâr ekenin, fırtına biçtiğini; görüyoruz, biliyoruz. Edenin ayağına, doğrayanın kaşığına geldiğine; yaşadıkça, tekrar tekrar şahit oluyoruz.

Kişilerin ve kurumların, ülkelerin ve toplumların, dünyanın ve insanlık âleminin ortak temel ihtiyaçlarından biri; "güzel ahlak" sahibi olmaktır. Yaşadığımız tüm zamanlarda ve mekânlarda, sahip olduğumuz tüm değerlerin emniyetini sağlayarak; "huzur ve güven" iklimini hâkim kılmaktır.

Allah (cc), Kalem suresi ayet 4'te; peygamberler zincirinin son halkası olan Hz. Muhammed (sav)'e, "Muhakkak ki sen, pek yüce bir ahlak üzerindesin" diyor. Şems suresi ayet 9'da ise; "nefislerini maddi ve manevi kirlerden temizleyenlerin, kesinlikle kurtuluşa ereceklerini" belirtiyor.

Peygamber Efendimizin (sav), tebliğ ve temsil hayatı boyunca; bu mesajı ve muhtevayı yaydığını görüyoruz. Bir rivayete göre, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" dediğini; başka bir rivayette, "kıyamet günü müminin terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey olmayacağını" söylediğini biliyoruz.

Ayrıca; "sirkenin balı bozduğu gibi, kötü ahlakın da ameli bozduğunu" belirtmiş. Güzel ahlakın, gereğini ve önemini ise; "Güneşin buzu eritmesi gibi, güzel ahlak da günahları eritir" cümlesi ile ifade etmiş.

Öte yandan; "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, cennete ancak güzel ahlak sahibi olanlar girerler" şeklinde bir teyidi var. Hz. Aişe'ye, "Bize Peygamber'in (sav) ahlakından söz eder misin?" diye soranlar; "Siz hiç Kur'an okumuyor musunuz, O'nun ahlakı Kur'an ahlakıdır" cevabını alıyorlar.

Hz. Ömer (ra), güzel ahlakın "en hayırlı dost" olduğunu söylüyor. Hz. Ali (ra) ise; "Ahlak ve fazilet, aklın dışarıdan görünüşüdür" diyor.

Mevlana'ya göre; insan, içini dışından daha fazla süslemelidir. Çünkü; dışı halkın, içi Hakk'ın baktığı ve gördüğü yerdir.

Onun için; "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" uyarısı vardır. Sadi, içi dışı bir olmayanların durumunu; "Üstü başı temiz ama ahlakı pis olan kişinin, cehennemin kapısını açmak için anahtara ihtiyacı yoktur" sözleri ile anlatır.

Mevlana, ahlak anlayışını; bir başka veciz ifade ile teyit etmiştir. "Bütün cihanı dolaştım, güzel ahlaktan daha üstün bir meziyet bulamadım" demiştir.

Katip Çelebi; "Ahlak ilmi, faziletler ve reziletler ilmidir" der. Nefsimizi faziletlerle süslemenin ve reziletlerden korumanın yollarını gösterdiğini söyler.

Hz. Ali'nin, bir başka beyanına göre; "Asıl yetimler; anadan ve babadan yoksun olanlar değil, ilimden ve ahlaktan yoksun olanlardır". Eflatun'a göre ise; "Güzel ahlak ile kötü ahlak, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; biri azalırsa, öteki çoğalır".

Horatius'a göre; "Temel ahlak ilkelerinin olmadığı bir yerde, yasalar bir işe yaramazlar". Ziya Gökalp'e göre ise; "Milli ahlakı olmayan kavimler, medeniyet kuramazlar".

Ernest Renan; "Ahlak, sanat gibidir; konuşulmaz, ancak yaşanır" diyor. Tolstoy, "ahlak kurallarını çiğnemenin felaket getireceğini"; Cicero, "milletlerin ve memleketlerin parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökeceğini" söylüyor.

Meşhur Kızılderili atasözü; "Kaybetmeyi, ahlaksız bir teklife tercih et; çünkü birincisinin acısı bir an, ikincisinin vicdan azabı ömür boyu sürer" der. Oscar Wilde, ahlaksızlığı temel anlayış ve yaşayış haline getiren Batı medeniyetinin mensuplarını ifşa ederek; "eserlerinde onların ahlakını (yani ahlaksızlıklarını) olduğu gibi ortaya koyduğunu, onun için kendisine tepki gösterip ahlaksız dediklerini" söyler.

John Oliver'e göre; "Biritanya (British) Müzesi'nin tamamı, aktif bir suç mahallidir". Bu tespit yakıp yıkarak ele geçirdikleri, çalıp çırparak kanını-iliğini emdikleri tüm halklar ve coğrafyalar için geçerlidir.

Hali, ahvali doğru anlayıp yorumlayarak; kendi kültür ve medeniyet değerlerimizi, yeniden ihya ve inşa etmeliyiz. Rahmetli Erbakan Hoca'nın, yıllar önce isabetli bir tespitte bulunup ısrarla işaret ettiği gibi; "yüksek ahlak, yüksek teknoloji" hedefinin peşinden gitmeliyiz.

Bunun için, tüm azgınlıkları ve sapkınlıkları, haksızlıkları ve hukuksuzlukları devre dışı bırakıp; "önce ahlak ve maneviyat" dememiz gerekir. Enfal suresi ayet 53'te ifade edildiği gibi; biz ahlakımızı düzeltmeden, ahvalimiz düzelmeyecektir.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN