Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ocak 22, 2023
Emile Durkheim

Sosyolojinin ve sosyolojizm akımının kurucusu olan Durkheim; akıl, ilim, sanat, ahlâk ve din gibi çeşitli duygu ve unsurların cemiyetten geldiğini iddia ederek cemiyeti her şeyin temeli yapmıştır. Tıpkı Marks'ın her şeyin temelini iktisat, Freud'un da cinsiyet sayması gibi..

Fransız sosyoloji filozofudur. 1858'de Epinal şehrinde taşralı doğdu. Yahudi bir ailedendir. Haham olan babası kendisinin de haham olmasını istemişti. Fakat o felsefeyi tercih etti.

Durkheim sosyolojiyi başlatan ve sosyolojizm denilen akımı kuran kişidir. Ona göre ruhî ve ahlaki vakıalar sosyal hadiselere tabidir.

Durkheim, aşırı derecede cemiyetçidir. "Kolektif (toplu) şuur, ferdî şuurdan büsbütün ayrı bir tür meydana getirir" noktasında direnerek "Toplum fertlerin bir toplamı değil bir sentezidir" ve "Sosyal hayatın açıklamasını, ruhî hayatta değil yine sosyal hayatta aramak gerekir" der. Ona göre, "Toplum, fertlere göre ileriyi daha iyi görür." Topluluk şuurunu tecrübesi imkânsız, metafizik bir varlık olarak değerlendirir. Adeta kolektif ruhu tanrılaştırır. Ona göre kolektif ruh; bazılarının sandığı gibi mantıksız ve gelişigüzel değil, aksine ruhî hayatın en mükemmel şeklidir.

Peki, sosyal vakaları doğuran sebep nedir? Sonra, toplumun bir kesimince sindirilmiş fikirler, neden toplumda yaygın, fakat iyi bilinmeyen görüşlerden değersiz olsun? Bu suallere Durkheim'in verebileceği açık cevaplar yoktur.

Fertler kalkınca, ortada topluluk diye bir şey nasıl kalabilir? Bu noktada da çok tenkit edilmiştir. Ünlü sosyolog Tarde, "Üniversiteden hocaları ve öğrencileri kaldırırsanız o zaman ortada kuru bir odadan başka ne kalır? Durkheim anlaşılan bizi ortaçağ gerçekçiliğine sürüklemek istiyor" şeklinde konuşur. Durkheim'in teorisinde topluluk şuuru metafizik bir kavram olarak görünmektedir.

DURKHEİM VE DİN

Durkheim genellikle dini, toplumsal etkisi açısından inceleyen ilk sosyolog olarak kabul edilir. Her şeyden önce, dinin toplumla ilgili bir fenomen olduğuna inanmıştır.

Din, insanları birbirine bağlar (sosyal uyum), davranış tutarlılığını (sosyal kontrol) teşvik eder ve hayatın gerçekleri ve trajedileri (anlam ve amaç) sırasında güç sağlar.

Durkheim için din 'hayali' bir şey değildir. Bilakis din fazlasıyla gerçektir; toplumun kendisinin bir ifadesidir ve gerçekten de dine sahip olmayan bir toplum yoktur.

Din, kolektif bilinçliliğin bir ifadesidir, bu da tüm bireysel bilinçlerin kaynaşmasıyla mümkün olur. Kolektif bilinç daha sonra kendi gerçeğini yaratır.

DİNLER NASIL DOĞDU?

Durkheim'in dinlerin doğuşuna ait fikirleri, bize onun içyüzünü göstermektedir. Mukaddes fikrinin; zaman, mekân ve sebepçilik kavramlarının kaynağı hakkındaki açıklamalarını ele alırsak, kendisinin bile kapalı olarak, sosyal faktörler dışında bir takım faktörlere müracaat ettiğini görürüz. Durkheim, dinî inançların doğmasını, "iptidaî (ilkel) zümrelerin toplanma, dağılma dönemlerinin birbirlerini izlemeleri" şeklinde tarif eder. Şöyle devam eder: "İnsanlar dağınık yaşadıkları dönemde sönük, yeknesak ve sıkıntılı bir hayat sürerler; oysa toplu yaşadıkları dönemde, karşılıklı tembih, yeme, içme ve oyun sonucu ruhlarında büyük bir değişiklik baş gösterir, çılgınca bir zevkle heyecana kapılarak vecd içinde yaşarlar. Ruhlarında meydana gelen bu değişikliğin sebebini anlamayan iptidaî insan, bu değişikliği bedenlerine giren ve kendilerini de mukaddes kılan, kişiliği olmayan, birtakım kutsal kuvvetlerle anlatmışlardır."

Durkheim'in bu açıklamaları, bugünkü bilgilerimizle tamamen çürütülmüştür. Yeni arkeolojik buluşlar, Ebla Tabletleri, çeşitli milletlerin efsanelerindeki şaşırtıcı benzerlikler ve dinî tabirlerdeki yakınlık, çok eski çağlarda da İslâm'daki gibi "Tek Allah" inancının olduğunu ispatlamış ve Durkheim yalanlanmıştır.

Bu kadar sığ ve basit mantıkla dinin doğuşunu izah eden (!) Durkheim, ardından bütün sosyal kurumların kaynağının din olduğunu söyler. Bir yandan dinin, birtakım sosyal olaylar neticesi doğduğunu iddia eder, öte yandan dini bütün sosyal kurumların kaynağı olarak görür. Din; toplumsal bağları kuvvetlendirip bireyi toplumla bütünleştirme temelinde analiz eder. Din, ona göre sosyal kurum olduğu için, kişi ibadet ederken sosyal şuura, yani farkında olmadan kendisine tapınmaktadır. Çoktanrılı dinler, zamanla tek tanrılıya dönüşmüştür ve evrim söz konusudur.

Durkheim'in yanıldığı bir başka nokta da, iptidaî (ilkel) dinleri insanlara yakın ve sevimli olarak göstermesidir. Hâlbuki yapılan araştırmalar, Durkheim'in dediğinin aksine, hiçbir dinde insanın iptidaî dinlerde olduğu kadar ezilmiş olmadığını göstermiştir.

Filozof Sorokin'e göre sosyal olayları, diğer faktörleri hesaba katmaksızın sadece sosyal faktörlerle anlatmak imkânsızdır: "Durkheim'in kutsal fikrinin, zaman, mekân ve sebepsellik kavramlarının kökeni hakkındaki açıklamalarını ele alırsak kendisinin bile kapalı olarak, sosyal faktörlerden gayrı birtakım faktörlere başvurduğu görülür. Meselâ kutsal dünyadaki din inançlarının doğmasında, ilkel zümrelerin toplanma dağılma dönemlerinin birbirlerini izlemesini sebep olarak gösterir. Baharda besin, oyun ve toplanma sonucu coşan ve bu değişikliğin sebebini anlayamayan ilkel insan bu değişikliği kutsallığa bağlayarak dinlerin ortaya çıktığını iddia eder. Hâlbuki burada mevsimlere, iklime, coğrafyaya, ürünlerin bollaşmasına bağlı değişiklikler söz konusudur. Sonra fareler veya serçeler birbirlerine karşılıklı tesirde bulunmalarına, topluluk halinde bulunabilmelerine rağmen hiçbir zaman din tasarısı nev'inden bir şey doğması ihtimali yoktur."

Kısacası Durkheim'ın din teorisinin akademi ve objektiflik kriterlerinden maalesef uzak olduğunu söyleyebiliriz.Durkheim, Birinci Dünya Savaşında asker olan tek oğlunun yaralanıp ölmesinden büyük üzüntüye kapıldı ve 59 yaşında vefat etti.

Durkheim'in ülkemizdeki temsilcisi Ziya Gökalp'tır. Necip Fazıl'a göre Gökalp, Durkheim'in aparıcısıdır. Onun fikirlerini kavmiyetçiliğe bina etmiştir. Bu davranış ise açıkça ilim ve fikir suiistimalidir.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

KAYNAKLAR

1- İslâm Sosyolojisi. İlyas Ba-Yunus Ferid Ahmed. Bir Y.

2- Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu. Necip Fazıl. Büyük Doğu Y.

3- Sosyoloji. Prof. Dr. Amiran Kurtkan. M.E.B. Y.

4- Sosyoloji. Osman Pazarlı. Remzi K.

5- Sosyolojik Düşüncenin Evreleri. T. İş Bankası Y.

6- Felsefi Doktrinler Sözlüğü. Prof. Dr. S. Hayri Bolay. Akçağ Y.

7- Filozoflar Ansiklopedisi. Cemil Sena. Remzi K.

8- Sosyoloji Tarihi. Prof. N. Şazi Kösemihal. Remzi K.

9- Din Psikoloji. Osman Pazarlı. Remzi K.

10- Fikirler Tarihi. Ateşten Freud'a. Peter Watson. Yapı Kredi Yayınları, 2014.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN