Arama

Sömürgecilik: Topraklara değil zihinlere pranga

Her milletin coğrafi sınırları ve bu sınırlar üzerine daimi ulusal planları vardır. Ama bazı kavimlerin diğer insanlara tasallut olan yayılmacı ve acımasız politikaları onların sıfatı olmuştur. Bugün Batılılar, Afrika'da zalim olarak adlandırılırlar. Çünkü herkesin bir akrabası bir şekilde bu insanların zulmüne maruz kalmıştır. Bir milletin, bir düşünce yapısının bekası coğrafi sınırlardan ziyade zihni sınırlara dayanır. Çünkü coğrafi sınırlar değişiklik gösterebilir ama zihin yapısı sadece daima ileriye odaklıdır. Bir ülkenin sömürge sahibi olması demek aslında o ülkenin emek hırsızı olması, başka bir medeniyetin dilini, dinini, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini de çalması demektir.

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 1
  • 11
Sömürge nedir?
Sömürge nedir?

📌Sömürge sözlükte, bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke, müstemleke, koloni anlamlarına gelmektedir. Bir devletin başka bir devletin maddi manevi tüm olanaklarından menfaat elde etmesi de sömürgeciliğin tanım olarak karşılığıdır. Sömürgecilik Romalıların başlattığı ve Avrupalıların 19. yüzyılda zirveye ulaştırdığı bir kavramdır.

📌 Romalılardan öğrendiklerini birebir tatbik eden Avrupalılar, işgal ettikleri bölgelerin yer altı ve üstü kaynaklarını sonuna kadar kullandıkları gibi yerlileri de o bölgede bırakmamış, zorla hürriyetlerine el koyarak köleleştirme yoluna gitmiştirler. Milyonlarca insan hayvan muamelesi görerek bilmedikleri topraklarda işçi olarak çalıştırılmış ve bilmedikleri, iğrendikleri bir medeniyetin maddi tarafını temelden yükseltmişlerdir.

🔎Bilgi Notu
Avrupalılar başlarda tamamen vicdansızlıkla sürdürdükleri sömürgecilik faaliyetlerin tepki çekmeye başladıktan sonra ironik bir dille savunmuşlardır. Onlara göre bu kavimler modern dünyadan uzak, barbarca bir yaşam tarzını benimsemiştir. Onlar bu kavimleri modern usulle eğittiklerine ve barbarlıktan uzaklaştırdıklarına dair savunmalar yapmışlardır.

  • 2
  • 11
Meselenin coğrafi tarafı
Meselenin coğrafi tarafı

📌Bir refah ve bolluk kıtası olan Afrika bin senedir Batı'nın evini beslemekte, ocağını harlamaktadır. Asya yıllarca Avrupa'nın büyük şehirlerini elleriyle beslemiştir. Bugün suyun öte tarafında ufak bir gezintiye çıktığınız zaman ne kadar da güzelmiş dediğiniz tüm yapılar, mazlumların ahı üzerine inşa edilmiş cani yapılardan başka bir şey değildir. Şehirlerin tüm estetik ve anıt yapılarının temelinde masum insanların mezarları bulunmaktadır.

📌 15. yüzyılda Müslümanların ticaret yollarına alternatif bulmak maksadıyla başlatılan coğrafi keşifler ile beraber keşfedilen yeni kıtalar bir açık hava barbarlık gösterimine sahne olmuştur. İspanyol ve Portekizlerin başlattıkları ilk sömürgecilik faaliyetleri tarihin kanlı sayfalarına geçmiştir. Bugün Latin Amerika'da İspanyolca ve Portekizce konuşulmaktadır. Katolikler kıtaya ayak bastıklarında "kâfir" olarak betimledikleri yerlileri katletmeye, hayvan gibi avlamaya başlamışlardır. Çünkü onların inancından olmayan kimsenin yaşam hakkı söz konusu değildir. Uzun yıllardır kendi içlerine kapalı olan bu topluluklar ateşli güçler karşısında bir mukavemet gösterememiş ve zamanla sınırlı alanlarda korkak bir yaşam sürmeye başlamışlardır. Bu kavimler uzun yıllar içerisinde sömürge sistemine dâhil olmuşlardır. Modern dünyadan izole olarak yaşayan topluluklar bugün bir elin parmaklarını geçmez.

(x) 📚Post-modern Sömürgecilik

  • 3
  • 11
Avrupa’nın sömürgeleri
Avrupa’nın sömürgeleri

📌Başlıca Fransız Sömürgeleri
◾Madagaskar
◾Lübnan
◾Cezayir
◾Tunus
◾Cibuti

📌Başlıca İngiliz Sömürgeleri
◾Hong Kong
◾Avustralya
◾Hindistan
◾Malezya
◾Güney Afrika

📌Başlıca İspanyol Sömürgeleri
◾Arjantin
◾Peru
◾Meksika
◾Dominik
◾Kolombiya

🔎 Bilgi Notu
Sömürgeciliğin başlangıç döneminde "Afrika'ya Hücum" bir slogan olarak ortaya çıkmıştır. Siyasi birliklerini 19. yüzyılın sonunda tamamlayan Almanya ve İtalya dahi Afrika'da sömürge yarışına girmişlerdir. Sömürge yarışından kastımız bir yere bayrak dikip yerli halkı katletmekten ileri gelmektedir.

  • 4
  • 11
Meselenin dilsel boyutu
Meselenin dilsel boyutu

📌Bir dilin sahip olduğu kelimeler o dilin zenginliği ile alakalı bir meseledir. Bu genel bir dil kaidesidir. Ama Fransızca ve İngilizce gibi yıllarca yazı dili olmaktan uzak, birkaç isim hariç (Shakespeare ve La Fontaine) yüzyıllardır sanatçı çıkaramamış ve edebi diller sınıfından mahrum kalmış iki dil nasıl oldu da yüz binlerce kelimeyi haznelerinde bulundurmaktadır? Nasıl olmuştur ki bu iki dil bilhassa İngilizce bugün dünyanın her köşesinde bilinmekte, konuşulmaktadır?

📌 Bu iki kavmin topraklarında Galyalılar, Keltler, Romalılar, Franklar, Germenler yaşamışlar ve bu kavimlerin bir millet olabilmesini şekillendirmişlerdir. Bu iki kavmin bulundukları coğrafyalar dilsel ve yaşam kültürü olarak hareketli topraklar olmuştur. Uzun yıllar içerisinde bu kavimlerin ortaklaşa ortaya koyduğu dil kaideleri ve konuşma biçimleri neticesinde İngilizce ve Fransızca teşekkül etmeye başlamıştır. Ortaya çıkan bu iki dil bir yere kadar gelebilmiş sonrasında ciddi bir tıkanma dönemi yaşamışlardır.

📌Sömürgeleşme dönemi ise bu diller için altın bir çağ başlatmıştır. Eski kalıplar üzerine bir dil oluşturmaya çalışan İngiliz ve Fransızlar sömürgeleştirme faaliyetleri ile çok sayıda yeni ülke ve dil ile karşılaşmışlardır. Bu topraklardaki en ince ayrıntısına kadar işlemiş ve kendi dillerine aktarım yapmaya başlamışlardır. Artık önlerinde en az iki yüz yıl faydalanabilecekleri onlarca dil bulmuşlardır.

📌 Olayın vahameti çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Gerçekten de bugün İngilizce ve Fransızca sömürgelerinden aldıkları dilsel yatırımlar sayesinde ayaktadır. Bugün bir Avustralyalı şair İngilizce şiir yazmaktadır. Aynı şekilde Gineli bir şair de Fransızca şiir yazmaktadır. Edebi eser yazıldığı dile aittir. Bugün İngiliz ve Fransızlar millet olarak sanat üretimini sonlandırsalar dahi bu iki dilin edebi serüveni devam edecektir. İşte hakikat burasıdır, işte bir sömürgenin sınırlarının zihni olduğu gerçeği bir duvar gibi önümüze çıkmaktadır. Yayılmacı politikanın zaferi budur.

🔎Bilgi Notu
New York, yeni York demektir. York İngilizlerin kuzeye açılan kapısıdır. İngilizler Amerika Kıtasında kendilerine memleketlerini hatırlatması maksadıyla şehirlere kendi şehirlerinin adlarını koymuşlardır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN