Arama
Beni Kureyza Gazvesi hakkında bilgiler
Hendek Savaşı Müslümanların taarruza uğradığı son savaştı. Bu savaşta Medine'deki Beni Kureyza kabilesi antlaşmalarını bozup Müslümanlara saldırma girişiminde bulundu. Savaş bittikten sonra Müslümanlar, Beni Kureyza kabilesinin üzerine yürüdü. Sizler için Beni Kureyza Gazvesi hakkındaki tarihi bilgileri derledik.
📌 Allah'ın Resulü (sav) aldığı vahiy doğrultusunda ashabına şöyle emretti:
- "İkindi namazını Kureyza oğullarının yurdunda kılın."
Sahabeler, Hendek Savaşı'nın yorgunluğuyla Beni Kureyza yurduna gitmek için yola çıkmak için hazırlık yapmaya başladı.
Allah'ın Resulü, Beni Kureyza'nın üzerine giderken Medine'de vekil olarak Abdullah İbn-i Mektum'u bıraktı.
Müslümanların ilk savaşı: Bedir Muharebesi ne zaman gerçekleşti?
📌 Allah'ın Resulü Yahudilerin kalesine yaklaşınca Hz. Ali peygamberi uzaklaştırmak istedi. Çünkü yahudiler peygambere ve hanımlarına hakaret ediyordu. Resulullah (sav) Hz. Ali'ye
- "Niçin geri dönmemi istiyorsun?"dedi. Hz. Ali (r.a.) sebebini saklayınca, Allah'ın Resulü (sav):
- " Öyle sanıyorum ki, onların benim hakkımda kötü sözler söylediklerini duydun. Haydi bakalım yoluna devam et. Allah'ın düşmanları eğer beni görürlerse senin duyduğun o kötü sözleri bana karşı söyleyemeyeceklerdir."
📌 Allah'ın Resulü (sav) ikindi namazının Beni Kureyza yurdunda kılınmasını emredince sahabeler kendi arasında bu konuda tartıştı. İkindi namazının vakti çıkmak üzereydi. Bu konuda kararsız kaldılar.
Sahabeden bazıları Allah'ın Resulü'nün emri gereği namazın geciktirilmesi gerektiği görüşünü ortaya koyarken bazıları da namazı şimdi kılmak için men edilmediklerini hemen kılınması gerektiği görüşünü ortaya koydu.
Müslümanlardan bazıları namazı yolda kıldı. Bir kısım Müslüman ise Beni Kureyza yurdunda kıldı.
Ashab, Allah'ın Resulü'nün yanına gelince yaşadıkları bu sorunu anlattı.
Peygamber (sav) iki tarafa da kınayıcı bir şey söylemedi.
📌 İslam ordusu Beni Kureyza kabilesini kalelerinde kuşatma altına aldı. Yahudiler kuşatma altında çok zor durumda kaldı. Beni Kureyza lideri Ka'b bin Esed Yahudilere şöyle seslendi:
- "Ey Yahudi topluluğu! Gördüğünüz bu şeyler başımıza gelmiştir. Ben size üç şey teklif ediyorum, hangisini dilerseniz onu yapın."
- "Nedir o tekliflerin?" diye sordu Yahudi topluluğu. Bunun üzerine Ka'b bin Esed şöyle dedi:
- "Ya Muhammed'e tabi olur ve onu tasdik ederiz. Andolsun ki, sizin için artık, onun Allah katından gönderilmiş bir peygamber olduğu kesinlikle ortaya çıktı. Elbette ki O, kitabımızda bahsedilen bir kimsedir. Bu durumda kanlarınızı, mallarınızı, çocuklarınızı ve kadınlarınızı emniyete almış olursunuz."
Bunun üzerine Yahudiler ona şöyle cevap verdi:
- "Tevrat'ın hükmünden asla ayrılmayız ve başka bir şey ile bu hükmü değiştirmeyiz."
📌 Yahudiler Müslüman olmayı reddedince Ka'b bin Esed kabilesine başka bir teklif yaptı ve şöyle dedi:
- "Madem bu teklifi kabul etmiyorsunuz, öyleyse gelin çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürelim. Sonra Muhammed ile ashabına karşı kılıçlarımızla çekip savaşalım. Arkamızda bir ağırlık bırakmayalım Allah, Muhammed ile bizim aramızda hükmünü verinceye kadar. Eğer ölürsek arkamızda üzerine korkacağımız bir nesil bırakmamış olarak ölürüz. Eğer galip olursak andolsun ki, yeniden kadınlar ve çocuklar ediniriz."
Yahudi topluluğu liderlerine şöyle cevap verdi:
- "Bu mazlumları ve miskinleri mi öldüreceğiz? Bunları öldürdükten sonra yaşamanın ne tadı kalır. Hayrın ne hayrı kalır?"
Bu teklifi de kabul edilmeyince Ka'b bin Esed son teklifinde şöyle dedi:
- "Eğer bu teklifi de kabul etmiyorsanız, bakın bu gece cumartesi gecesidir. Ümit ederim ki, bu gece Muhammed ve ashabı bizden emindirler, ininiz, belki Muhammed ve ashabını baskına uğratarak amacımıza kavuşuruz.
Yahudi topluluğu bu kez şöyle cevap verdi:
- "Cumartesi ayinimizi bozacağız, bu gece bir düzen mi kuracağız? Oysa ki bizden herhangi bir kimsenin böyle bir şey yaptığı takdirde mutlaka hayvana dönüştüğünü, musibete uğradığını bilirsin. Senin de başına böyle bir musibetin gelmesinden korkuyoruz."
Bu cevaptan sonra Ka'b bin Esed, onlara kızdı ve şöyle dedi:
- "Sizden hiçbir kimse, anası onu doğurduğundan beri işini bilen ve sağlam çalışan olmamıştır."