Arama

Osmanlıca hikayeler

11. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar geçen zaman diliminde Müslüman Türklerin hakim olduğu geniş coğrafyada İslamiyet'in şekillendirdiği kültür ve mana iklimi, günümüzde Osmanlıca adıyla bilinen bir alfabenin gelişmesine olanak sağladı. Türklerin uzun zaman kullandıkları Osmanlı alfabesini öğrenmek isteyenlere yardımcı olacak hikayeleri, okuma kılavuzu eşliğinde sizler için hazırladık.

  • 1
  • 6
OSMANLICA OKUMA KILAVUZU
OSMANLICA OKUMA KILAVUZU

Osmanlıca denilen tarihi edebiyat dilimizde, yazı olarak Araplardan alınan fakat daha sonradan geliştirilen harfler kullanıldı. Temeli 28 harfli Arap alfabesi, zamanla Türkler tarafından geliştirilerek Osmanlı alfabesini oluşturdu. Bu alfabeye, Farsçaya mahsus pe (ﭖ), çe (ﭺ) ve je (ﮊ) harflerinin yanında ğ'nin ince sesli kelimelerle gösterilmesi için kâf-ı fârisî (ﮒ) harfi ve Türkçeye mahsus olan nazal ñ (kâf-ı nûnî) için (ڭ) harfi, lam ve elifin birleşmesinden oluşan (ﻻ) lamelif harfi ilave edilererek geliştirildi. Zaman içerisinde ünlülerin gösterilmesi, eklerin yazılması gibi hususlarda Arap imlasından farklı uygulamalar geliştirdi.

Osmanlı alfabesinin özelliklerini gösterdiğimiz Osmanlıca dersi için tıklayın.

  • 2
  • 6
OSMANLICA OKUMA KILAVUZU
OSMANLICA OKUMA KILAVUZU

Okutucu harfler:

Türkçe, ünlü ses bakımından zengin bir dildir. Türkçe de toplam 8 ünlü olmasına karşılık Arap alfabesinde üç ünlü ''a,i,u'' ve bunların uzunları ''â,î,û'' vardır. Bunların kısa olanları yazılmaz, uzun olanları ise و ,ە, ى harflerinden biriyle gösterilir. Türkçede de ünlü harfleri göstermek için bu harflerden yararlanırız. Bunlardan ا a ünlüsünü , ە ; e ünlüsünü ى ; ı ve i ünlülerini و; o,ö,u,ü ünlülerini göstermek için kullanılır.

Osmanlı alfabesindeki okutucu harfleri ve nasıl bitişeceğini örnekleriyle gösterdiğimiz Osmanlıca dersi için tıklayın.

  • 3
  • 6
DEVASIZ DERT
DEVASIZ DERT

İbni Sina'ya bir gün şöyle bir soru sorulmuş:

-Her derdin bir devası vardır derler. Dünyada devası olmayan dert yok mudur?

Büyük alim şöyle cevap vermiş:

-Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır!

  • 4
  • 6
KAŞIKÇI ELMASININ HİKAYESİ
KAŞIKÇI ELMASININ HİKAYESİ

1699 yılında İstanbul'da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam yuvarlak taş bulur. Bir yaymacı kaşıkçıya giderek üç tahta kaşığa değişir. Kaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçeye satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir. Kıymetli bir elmas...

Devamı aşağıdadır.👇

olduğu anlaşılınca beriki sus payı ister. Aralarında kavga çıkar. Mesele kuyumcubaşıya aks eder. Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır. Fakat bu seferde hadiseyi Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar. Taşı kendisi için...

Devamı aşağıdadır.👇

satın almaya hazırlanırken, mesele padişaha aks eder. Dördüncü Mehmed bir hatt-ı hümayun ile elması sarayı hümayuna getirtir ve saray elmas tıraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince meydana 48 karatlık nadide bir elmas çıkar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN