Türk kültürüyle harmanlanan Balkan edebiyatı
Türklerin bölgeye adımını atmasından itibaren Balkan edebiyatı şekillenmeye başladı. İki kültür arasındaki etki ve sentez Osmanlı'dan eski tarihlere uzansa da asıl etkileşim büyük oranda 14. yüzyıldan itibaren kendisini gösterdi. Osmanlı Devleti beş asır boyunca Balkanlarda hüküm sürdü, bu müddet boyunca Türk kültür ve sanatı, gelenek ve görenekleri, edebiyatı bölgenin ayrılmaz unsurları haline geldi. Üsküp, Selanik, Saraybosna, Prizren, Priştine, Sofya, Belgrad, Filibe, Manastır, Vardar Yenicesi gibi şehirler kültürümüzü besleyip büyüten bir merkez haline geldi. Peki, Birinci Dünya Savaşı sonrasında değişen neydi? Siyasi ve ideolojik sebepler, Balkan edebiyatını nasıl etkiledi?
➡ Balkanlar tarihini, Türk tarihinden bağımsız olarak düşünmek neredeyse imkansız... Avrupa'nın güneydoğusunda konumlanan Balkanlarla olan ilişkimiz çok eski tarihlere dayanıyor. Balkanlara ilk açılışımız Osmanlı ile değil, 5. yüzyılın başlarında Avrupa Hun İmparatorluğu hükümdarı Atilla'nın bölgeyi ele geçirmesiyle başlar…
➡ Atilla'nın bölgeyi ele geçirdiği 6. yüzyıldan sonra Türk kavimleri "dağlık" anlamına gelen Balkanlara yerleşmeye başladı. Bu tarihten itibaren Orta Avrupa da artık Türklerin bir yurduydu. Asıl yerleşim ise 11. ve 12. yüzyıllarda gerçekleşti… Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra ana yurtları Batı Sibirya'dan kopup Balkanlara yerleşen Peçeneklerin yanında, Kuman ve Uz Türkleri de bölgede varlıklarını sürdürdü.
➡ İşte Balkanlardaki Türk edebiyatı da Türklerin bu bölgeye yerleşmesinden itibaren filizlendi. Toplumlar gittikleri bölgelere kendi kültür ve medeniyetlerinin izlerini bıraktıkları gibi, bu bölge de artık orada yeni ikamet eden halkın edebiyatına şahitlik etti. Nitekim bir milletin ve kültürün en önemli hazinelerinden biri ortaya koyduklarıyla eserleriydi.
➡ Balkanlar olarak adlandırdığımız bölge, Avrupa'nın güneydoğusunda yer alan Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Türkiye'nin bir bölümünü içine alan bir yarımadaydı.
Ortak bir coğrafya içerisinde uzun yıllar yaşamlarını sürdüren bu milletler kolektif bir hafıza ve kültür dairesi oluşturdu. Bu sebeple Balkan edebiyatını uzak görmek, içinde yaşadığımız coğrafyanın her noktasındaki farklı değerlere de sırtımızı çevirmekten başka bir şey değildi.
➡ Türklerin Balkanlara asıl damga vurması ise 14. yüzyıla rast geldi. 13. yüzyılda Moğol istilasından sonra buraya yerleşen pek çok Türk sayesinde, bölgedeki nüfus artmaya başladı. 14. yüzyıl bilhassa Anadolu'da tasavvuf edebiyatının büyük oranda söz sahibi olduğu bir dönemdi.
Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre gibi mutasavvıfların açtığı yolda dini ve tasavvufi edebiyat büyük bir gelişim gösterdi. Bu gelişim Balkanlarda da etkisini gösteriyordu. Türk kültürü Balkanlar'da Türk kimliğinin oluşmasını sağlayan en önemli alt yapı olmuştu.