Kabe duvarlarına asılan şiirler: Muallakat
Ukaz panayırında düzenlenen şiir yarışmasında seçilmiş 7 şaire ait kaside koleksiyonu olan muallakatlar, Arap edebiyatı ve tarihine ışık tutan bir belge niteliğindedir. Bu şiirler, keten bezinden yapılmış altın suyu ile Kabe'nin duvarına asılmakla beraber raviler aracılığıyla diğer şehirlere ve kabilelere de duyurulurdu. Peki, muallakat şairleri kimlerdi? İşte Arap edebiyatının en seçkin şiirleri arasında yer alan muallakatlardan örnekler...
📌Arap yaşantısının bir aynası olarak görülebilecek cahiliye şiiri, bu milletin adetlerine, gelenek ve göreneklerine, edebi anlayışları ve ahlaklarına kadar pek çok bilgiyi sunmaktadır.
📌Şiir Arapların kültürel bir servetidir, bu sebeple onların şiirlerini bilmek aynı zamanda hassasiyetlerini, tarihlerini ve medeniyetlerini bilmek anlamına da gelir.
📌Arap dili ve edebiyatı âlimi El- Cumahi Cahiliye dönemindeki şiiri "Cahiliye döneminde şiir, Arapların ilminin divanı ve hükümlerinin vardığı son nokta idi. Araplar ona dayanıyor ve ona yöneliyorlardı" şeklindeki ifadesiyle dile getirmekteydi.
📌Şiir üzerine bu kadar eğilen bir toplumun edebi anlamda üstün bir zevke sahip olması da bir müddet sonra kaçınılmazdır. Nitekim Arapların cahiliye döneminde ortaya koyduğu yedi şaire ait seçkin kaside koleksiyonu olan muallakatlar, edebi gelişimin en canlı örneğidir.
📌Muallakat, "beğenildiği için herkesin görebileceği bir yere asılan, sergilenen şiirler" anlamına gelmektedir. İslam öncesine ait yedi kasidenin yer aldığı mecmua "Mu'allakât" olarak adlandırılmıştır.
📌İslam'ın kabulüne kadar devam eden Ukaz panayırının ise ayrı bir yeri ve önemi vardı. Panayırlar, bir nevi şairlerin kendilerini göstermesi açısından edebiyat mahfili işlevi görmekteydi.
📌Bu edebi mahfillerde hutbe okumak için minberler bulunurdu. Meşhur Arap şairi en-Nâbiğa ez-Zubyânî, şairler arasında hakemlik yapar, en güzel şiirin seçilmesinde büyük rol oynardı.