Divan edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Zati, 16. yüzyılda yaşadı. Üstad olarak anılan şair, döneminin en çok şiir yazan kalemlerinden biriydi. Öyle ki üç divan oluşturacak kadar şiiri bulunurdu. Yahya Bey, Baki gibi önemli şahsiyetlere hocalık yapan Zati, birçok gencin yetişmesine de vesile oldu. İyi bir eğitimi olmamasına rağmen yeteneklerini geliştiren usta şairin hafızlarda yer edinen şiirlerini sizler için derledik.
Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb
Sevincimden nice yıllar geçiptir görmedim uyku
O periler güzeli, "Günün birinde, bir gece rüyana gireceğim!" diye söz verdi. Bu sözün sevinciyle nice yıllar geçmiyor ki gözüme uyku girmedi!
Ayıttı: Söz verdi
Şeb: Gece
Deryadan ab istemiş olsam serab olur
Ger altuna yapışsam o saat türab olur
O kadar bahtsızım ki denizden bir içimlik su istesem, deniz kuruyup seraba döner; bir altına yapışsam, altın o anda toprak oluverir.
Ab: Su
Türab: Toprak
Bir değirmendir cihan her kimse bekler nevbetin
Dünya bir değirmen gibidir, herkes hakkını almak üzere nöbetini gözetir.
Nevbet: Nöbet
Dediler Zati'ye birkaç gammaz
Baki-i zağ uğurlar sözünü
Dedi ol bülbül-i gülzar-ı sühan
Besle kargayı çıkarsın gözünü
Birkaç dedikoducu gelip Zati'ye "Şu Karga Baki senin şiirlerini çalıyor!" dediler. Söz gülistanının bülbülü olan o usta şair şöyle cevap verdi: "Bunda şaşılacak ne var; besle kargayı, oysun gözünü!"
(Baki, kısa boylu, kara kuru bir adamdı. Burnunun eğriliğinden dolayı onu çekemeyenler "Karga Baki" lakabını taktılar. Bu kıtada anlatılan hikâye ise tam tersinden gerçekleşti.)
Zağ: Karga
Bülbül-i gülzar-ı sühan: Söz gülistanının bülbülü