99 Yüzden Biri Cemal Süreya'nın Gözünden Tarık Buğra
İkinci Yeni'nin öne çıkan isimlerinden olan Cemal Süreya, yalnızca yazdığı şiirlerle değil mektup, çeviri, biyografi ve düz yazılarıyla da edebiyatımıza büyük katkılar sağlamıştır. Süreya'nın tarihin önemli yüzlerini topladığı ve onların hakkında kendine has üslubuyla biyografiler yazdığı kitabı "99 Yüz" ise bu eserlerden yalnızca biri. Eserinde Tarık Buğra'ya da yer veren ünlü şairin Buğra'nın kişiliği ve edebi hayatı hakkında yazdıkları hayli ilgi çekici.
🔹
"Son yarım yüzyılda sağ kesimde belirmiş yazarların sayısını üçe indirsek şu üç ad çıkar karşımıza:
30 kuşağından Necip Fazıl, 40 kuşağından Tarık Buğra, 50 kuşağından Sezai Karakoç. Var birkaç yazar daha. Ama bugün için kendilerini tam anlamıyla kabul ettirmiş sanatçılar bunlar. Dört deseydik, bir de Peyami Safa'yı eklemek zorunda kalırdık. Beş deseydik, Cahit Zarifoğlu. Altı İsmet Özel."
(Cemal Süreya,99 Yüz, s.195)
🔹
"Dünyanın En Pis Sokağı'nı yazdığı günlerde Kadıköy'de sık sık gidip oturduğu kahveyi anımsıyorum şimdi; Tarık Buğra'nın o kahvedeki yüzünü.
Bir de, 1953'te falan, bir dergide yayımlanmış fotoğrafını. Küçücük kızını kucağına almış, o var diye dünyaya hükmedercesine bakıyor. Bir de yine o yıllarda Milliyet'teki küçük sütununda yazdığı sanat yazılarını. Tarık Buğra her zaman ilginç gelmiştir bana. Bayram gazetesindeki yazılarını bile kaçırmam."
(Cemal Süreya,99 Yüz, s.195)
🔹
"Tepkileriyle bilinen bir adam Tarık Buğra. Tepkilerini derinleştirme ve onlardan bir şeyler icat etme yeteneği var. Yine o yıllara dönüyorum."
(Cemal Süreya,99 Yüz, s.195)
Usta romancı, talihsiz hikayeci Tarık Buğra'nın öykülerinden alıntılar
🔹
"Edebiyatımızda 35 yıl önce Yenilik dergisi çevresinde başlayan ve başka yayın organlarına yansıyarak yayılan bir "şive taklidi" tartışması vardır.
Roman ve öykü kişileri, yapıtlarda, kendi şivelerine (köylü konuşması, argo, vb) göre mi konuşturulmalı? Birçok yazarın toplumcu edebiyat adına şive taklidini gerekli, hatta zorunlu gördüğü bu tartışmadan aklımda iki ad kalmış; Orhan Kemal ve Tarık Buğra."
(Cemal Süreya,99 Yüz, s.196)
🔹
"Hemen herkes şive taklidi adına Orhan Kemal'i tutmakta, ortak dili savunan ve şive taklidini şart görmeyen Tarık Buğra ise yalnız kalmaktaydı.
Uç ve tatsız noktalara uzanan bu edebiyat olayında onun elbirliğiyle itilip kakılmak istendiği de bir anı olarak şurada duruyor. Tarık Buğra dışlandı. Bir kez dışlanınca, o da kendini daha çok dışladı. Daha, daha dışladı.Tek başına dolaşan bir silahşör tavrı kazandı."
(Cemal Süreya,99 Yüz, s.196)