Arama

Göçün insan psikolojisine etkileri

Sosyal bir sorun olan göç insanların savaş, etnik ve dini çatışmalar, daha iyi iş imkanları, eğitim, sağlık ve kültürel nedenlerle yaşadıkları yer değiştirme durumudur. Göç birçok stres faktörünü içinde barındırır. Göç edilen yerdeki kültüre, dile ve yaşam şekline uyum sağlamak en birincil sorunları teşkil eder. Peki göçün insan psikolojisine etkileri nelerdir? Sizler için araştırdık...

🔴 Göç, bireylerin veya toplulukların gelecek yaşamlarının devamını ya da bir bölümünü geçirmek için, yerleşim yerini kalıcı olarak en az altı aylığına değiştirmesine denir.

🔴 Ayrıca göç, bir kişinin ya da bir grup insanın uluslararası bir sınırı geçip bir yerden başka bir yere gitmesidir. Bununla birlikte süresi, yapısı ve nedenine bakılmaksızın insanların yer değiştirmesi sonucunu doğuran nüfus hareketleri olarak da ifade edilir.

🔴 İnsanlık tarihi boyunca var olan, ekonomik, toplumsal ve siyasi nedenlere bağlı olarak gerçekleşen göç, toplumun sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yapısını hem etkiler hem de şekil verir. Pek çok sebebe bağlı olarak yapılan göç, itici ve çekici güçlerin bir sonucu olarak meydana gelir. Kötü ekonomi, terör, savaş, açlık, dini, etnik ve siyasi baskılar, doğal afetler gibi sebepler itici faktörler olarak belirtilir. Çekici faktörler ise iyi eğitim, iş olanakları, özgürlük, güvenlik, ekonomik fırsatlar gibi durumlar yer alır.

Kitleler psikolojisi kitabından en etkileyici 15 alıntı

🔴 Göç eden insanlar göçmen, mülteci ve sığınmacı olarak adlandırılır. Yaygın olarak ekonomik nedenlerle gönüllü olarak başka bir ülkeye, o ülke yetkililerinin bilgisi dahilinde, izni ile yerleşenler göçmen olarak adlandırılır.

🔴 Etnik kökeni, ülkesi, dini, mensubu olduğu sosyal grubu ya da siyasi görüşünden dolayı eziyet görmekten korkarak ülkesinden ayrılıp geri dönemeyen ya da dönmek istemeyenler göçmenler ise mülteci olarak nitelendirilir.

🔴 Günümüzde dünyadaki küreselleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkileri, bölgesel çatışmalar, yoksulluk, teknolojik gelişmeler, ulaşım ve iletişim olanaklarının gelişmesi, nüfus hareketlerinin hız kazanarak göçlerin dalga halinde daha yoğun bir şekilde yaşanmaya başlamasına neden olur. Son yıllarda başta savaşlar olmak üzere, sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplerle milyonlarca insan başka ülkelere sığınmak zorunda kalır.

🔴 Göç ve ruh sağlığı ilişkisi son 30 yıldır daha çok araştırılsa da bireyin yer değiştirmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik sorunlar ilk olarak 1678 yılında Basel'li bir hekim olan Johannus Operius tarafından kaleme alınır.

🔴 Göçmenlerde görülen psikolojik problemler ve göçmenlerin yaşam kaliteleri, göçün kendisinin travmatik bir olay olduğunu düşündürür. Bireyin içinde şekillendiği ortamdan çıkarak tanımadığı, bilmediği yeni bir ortama girerek buna uyum sağlama çabası onu birçok ruhsal sıkıntı karşısında riskli duruma sokar.

🔴 Göçmenlerin genel popülasyona göre daha çok ruh sağlığı sorunu yaşamadığını gösteren çalışmalar olsa da tersini öne süren pek çok çalışma yapılmıştır.

🔴 Depresyon ve farklı kaygı bozukluklarının göçmenlerde genel topluma kıyasla daha çok olduğunu belirten yayınlara karşın göçmenlerde psikozun konu olarak oldukça çok çalışıldığı bilinir. Hollanda' da yapılan bir çalışma, şizofreni hastalığının Faslı erkek göçmenlerde hem Hollandalılara hem de diğer göçmen gruplara göre daha çok görüldüğünü gösterir.

Kentleşmenin insan psikolojisine etkileri

Kültürleşme nedir?

🔴 Yeni kültüre ayak uydurmanın ruh sağlığına olumlu ya da olumsuz etkisini gösteren çalışmaların yanı sıra, ikisi arasındaki ilişkinin U eğrisi (curvilinear) oluşturduğunu söyleyen bulgulara da rastlanır.

🔴 Buna göre, yeni kültüre az ya da çok ayak uyduranlar diğerlerinden daha sağlıklıdır. Çünkü her iki durumda da yeni kültüre ayak uydurmak sorun olmaktan çıkar. Yeni kültüre az ayak uyduranlara göre yeni kültüre ayak uydurmak zaten gereksizdir.

🔴 Yeni kültüre çok ayak uyduranlara göre ise başarılmıştır. Asıl sorunu yaşayanlar orta katmandakilerdir. Bu teoriye göre yeni kültüre ayak uydurmak artık bir engel olmadığında ruh sağlığına olumlu etkileri görülmeye başlar.

🔴 Kültürleşmenin yanı sıra göçmenlik ve ruh sağlığı araştırmalarını en önemli konularından biri algılanan ayrımcılıktır. Algılanan ayrımcılık, kişide güvensizlik ve değersizlik duygularına yol açar. Birey eğer etrafındakilerle bunu paylaşabilir ve destek alıp kendine güvenini ve aidiyet duygusunu yükseltebilirse bununla daha kolay baş edebilir.

(Pascoe ve Richman 2009)

🔴 Diğer yönden sosyal destek kişiyi kendi grup etkinliklerine çekerek dikkatini dağıtabilir. Ayrıca sosyal destek ile kişi olumlu modeller edinebilir. Ayrımcılık ya da ırkçılıkla başarıyla baş etmiş kişileri model alabilirse, yaşadığı ruhsal sıkıntıyı hafifletebilir.

🔴 Yapılan çalışmalar sosyal desteğin ayrımcılık karşısında koruyucu bir etken olduğunu vurgular. Farklı göçmen gruplarıyla ortaya birçok çalışma algılanan ayrımcılığın, ruh sağlığı için önemli bir tehdit olduğunu ortaya koyar.

Anlaşmanın yolu: iletişim

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN