Arama

Şehrin ortasında saklı bir köşe: Beylerbeyi Bedevi Tekkesi

İstanbul'un en güzel semtleri arasında yer alan Beylerbeyi, kültür, sanat ve tarihi doku açısından oldukça zengindir. "Çengelköy'ün sebzevatı, Beylerbeyi'nin teşrifatı, Kuzguncuk'un haşeratı, Üsküdar'ın hırdavatı..." Halk arasında bilinen bir söz… Halkının sakinliği, kibarlığı ve yardımseverliğiyle tanınan bu güzide semtte, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl, Refik Halat Karay, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu gibi pek çok ünlü edebiyatçımız da ikamet etmiş. Tarihi siluetin hâkim olduğu bu semt, ara sokaklarında İstanbul'un en sırlı mekânlarından sayılabilecek bir bedevi tekkesine de ev sahipliği yapar. Gelin bu sırlı köşedeki huzur dolu Beylerbeyi Bedevi Tekkesi'ne doğru bir yolculuğa çıkalım…

  • 1
  • 9
Bedeviyyelik
Bedeviyyelik

Evvel zaman içinde Ahmediye olarak ortaya çıkan tarikat, zamanla diğer tarikatlarla karışmaması adına Bedeviyye olarak anılmış. Mısır menşeli Bedeviyyelik, Şazeliyye'den sonra bölgedeki en yaygın tarikat olma özelliğini halen sürdürmekte.

18. yüzyılda İstanbul'da faaliyet göstermeye başlayan tarikat, Anadolu'da kendisine yer edinememiş.

Bedeviyyeliğin başlıca esasları, Kur'an ve sünnete bağlı olmak, teheccüd namazı kılmak, kalbi ve zihni sürekli zikirle meşgul etmek, sıkıntılara karşı sabretmek, kötülüğe iyilikle karşılık vermek, misafire hürmet etmek ve mütevazı olmaktır.

  • 2
  • 9
Tekke’nin kuruluşu
Tekke’nin kuruluşu

Beylerbeyi Bedevi Tekkesi 1854-55 yılında Hüseyin Hıfzî Efendi tarafından kurulmuş. Hüseyin Hıfzî Efendi aynı zamanda tekkenin ilk şeyhi, günümüzde tekke bu isimle de anılıyor.

Beylerbeyi, İstavroz Deresi, Abdullah Ağa Mahallesi'ndeki tarihi çeşmenin bulunduğu köşeden yukarı doğru çıkıp ara sokaklarına daldığınız vakit, aynı zamanda sokağa da ismini veren Bedevi Tekkesi ile karşılaşıyorsunuz.

  • 3
  • 9
Tekke'nin kitabesi
Tekke’nin kitabesi

Tekke'de, geçmişte tevhîdhâne, haremlik, selâmlık, mutfak, türbe ve sarnıç bölümleri mevcutken günümüzde yalnızca tevhîdhâne, haremlik ve selâmlık bölümü bulunuyor. Tekkenin Şâir Senîh Efendi'nin kaleme aldığı ve hattat Niyazi Efendi'nin hattı ile yazılmış bir de kitabesi var. Kitabede yazılı olan beyitler şunlardır:

"Seyh-i agâh reh-i hazret-i Ahmed Bedevî
O Hüseyin ismü ve Ali nesli ve neseb-i Zât-ı Şerif

Yapdı birdergâh-ı nevdâire-i
İstavroz'da oldu tevhîd-i Huda merkezi bu hayr-i münîf

Söyle şu mısra-ı zibâ ile târih Senîh
Eser-i pâk-i Hüseyin oldu bu dergâh-ı lâtîf"

Şair Senih Efendi

  • 4
  • 9
Kaynaklar ışığında Beylerbeyi Bedevi Tekkesi
Kaynaklar ışığında Beylerbeyi Bedevi Tekkesi

Kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Beylerbeyi Bedevi Tekkesi'nin şeyhi Hüseyin Hıfzî Efendi'nin yetiştirdiği müritler, Çengelköy Bedevi Tekkesi ile Üsküdar Toptaşı'nda bulunan Bedevi Tekkesi'nin başındaydı. Hüseyin Hıfzî Efendi ve müritleri sahil boyunca Anadolu yakasının en güzel köşelerindeki tekkelerinde varlıklarını sürdürmüşler. Bedeviye tekkeleri genel itibariyle İstanbul'da ve bilhassa Üsküdar'da ilgi odağı olmuş. Ayrıca Mısır kökenli Bedeviyyelik, kültürler arası etkileşimi de sağlamış o dönemde. İstanbul'da Afrika kültürü ve "beylerbeyi teşrifatı" ile mecz edilen Bedeviyyelik, döneminde oldukça etkin bir roldeymiş.

  • 5
  • 9
‘Asitane’ konumundaki tekke
‘Asitane’ konumundaki tekke

Beylerbeyi Bedevi Tekkesi, Anadolu yakasında bulunan tekkeler için asitane konumunda olmuş. Farsça "kapı, eşik" anlamına gelen asitane kelimesi aynı zamanda Osmanlı devrinde bir tarikatın tam teşekküllü tekkelerini tanımlamak için de kullanılmış. Bu bilgiden yola çıkarak Beylerbeyi Bedevi Tekkesi'nin döneminde önemli bir merkez rolünde olduğunu anlıyoruz.

Kaynaklar, tekkenin inşasından önceki bir tarihe ait olduğu düşünülen kitabede, önceden de burada bir tekkenin olabileceğini aktarıyor. Ayrıca, Tekke'ye ait olduğu anlaşılan bir bakır kazanın, Abdülmecid'in kızı Cemile Sultan'ın dadısı Şemsi Nur Hanım tarafından 1328/1910 yılında buraya vakfedildiği düşünülüyor.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN