Libya’nın tarihine dair önemli kırılma noktaları
Libya, tarih boyunca Akdeniz'deki stratejik konumu nedeniyle daima önemli bir coğrafya oldu. İslam'ın ilk yıllarından itibaren Müslüman toprağı olan Libya'yı, Haçlı istilasından Osmanlı Devleti kurtardı. Kanuni döneminde yardım isteyen Libya halkının imdadına Turgut Reis yetişti; İtalyanların işgaline kadar bu topraklarda 4 asır boyunca Osmanlı sancağı dalgalandı. Osmanlı'dan koparıldıktan sonra ise bölgede sular hiç durulmadı.
Libya, Müslümanların fethinden önce Fenike, Kartaca, Yunan, Roma ve Bizans hâkimiyeti altında yaşadı. İlk olarak Hz. Ömer'in halifeliği döneminde Trablus'a sefer düzenlendi. Daha sonra Hz. Ali döneminde çıkan ayaklanma sonrası Trablus ve çevresi tekrar ele geçirildi.
Libya dâhil bütün Kuzey Afrika'nın Müslümanlarca kesin olarak ele geçirilmesini sağlayan seferler, 669-675 yılları arasında Ukbe bin Nâfi'in kumandanlığında düzenlendi.
İslam'ın ilk yıllarından itibaren Müslüman toprağı olan Libya, bir dönem Sicilya Normanları'nın idaresine girse de daha sonra Kuzey Afrika ve Endülüs'te hüküm süren Berberî hanedanı Muvahhidin Devleti bölgeye hâkim oldu.
İlerleyen yıllarda Tunus'taki Hafsî yönetiminin eline geçti. Ancak Endülüs'teki Müslüman şehirlerini birer birer ele geçirmeye başladılar. 1492'de Endülüs'ün son kalıntısı olan Gırnata'nın düşmesinin ardından İspanyollar, Kuzey Afrika'yı işgale başladılar.
1510 yılında Trablusgarp'ı ele geçiren İspanya kuvvetleri, halkın bir kısmını kılıçtan geçirdi, geri kalanları da şehir merkezinden uzaklaştırdı. Daha sonra şehrin surlarını yükseltmeleri şartıyla ahalinin geri dönmesine izin verildi.
İspanyol işgaline uğrayan Libyalı Müslümanlar, Kanuni'den yardım istemek için bir gemiyle 1519'da İstanbul'a geldiler. Osmanlı sarayında görev yapan Hadım Murad Ağa, bir filo ve 6 bin askerle Tacura'ya yerleşerek bölgenin işgalden kurtulması için mücadeleye başladı.
Bölgedeki aşiretlerle arasını iyi tutan Murad Ağa, hâkimiyet alanını genişletti, imar faaliyetlerinde bulundu ve Trablusgarp yolunda su kuyuları açtırdı. Kendisi Trablusgarp'ı kuşattıysa da kalenin sağlam tahkimatından dolayı başarılı olamadı.
İmparator Şarlken, 1530 yılında burayı Malta şövalyelerine bıraktı. Bu süreçte Murad Ağa, Tacura'da faaliyet gösterdiği süre boyunca hem Osmanlı yönetimini hem de Barbaros Hayreddin Paşa'yı Libya'nın fethi için teşvik etti. Üç yıl sonra ise Barbaros Hayreddin Paşa Trablusgarp'ı ele geçirmeyi başardı.
Şarlken, şehre saldırıp tekrar geri alarak burayı Hristiyan din adamlarına devretti. Kanuni, İspanya ile ilişkilerin iyice bozulması üzerine Trablusgarp'ın fethedilip, Müslümanların işgalden kurtarılması için hazırlıkların başlaması emrini verdi.
Turgut Reis'e de bir Kur'an-ı Kerim ve bir altın kılıç gönderip, Trablusgarp'ın fethine yardımcı olmasını emretti. 1551 yılında, Turgut Reis ve Kaptanıderya Sinan Paşa, şehri Haçlı işgalinden kurtararak Osmanlı Devleti topraklarına kattı.