Arama

İran’da 900 yıllık Türk hâkimiyeti

Dünyanın gündeminden hiç düşmeyen İran topraklarında Türkler'in 10. yüzyılın başlarından itibaren hakimiyeti var. İran'da 1923'te Kaçar Türkleri'nin hakimiyetinin son bulmasıyla İran asıllı Pehlevi hanedanı dönemi başladı.

Timur, 14. yüzyılın sonlarında İran'ı da ele geçirdi. Timurlu hâkimiyeti 15. yüzyılın ortalarında Güneydoğu Anadolu'da yaşayan Karakoyunlu Türkleri tarafından sona erdirildi. Karakoyunlular'ın İran'daki hâkimiyetlerine de 1467'de Diyarbakır bölgesinde yaşayan Akkoyunlu Türkmenleri son verdi. Akkoyunlu Devleti de yine Anadolu'dan giden Türkmen aşiretleri tarafından sona erdirildi. 1501'de İran'da Safevi Devleti kuruldu.

1811'de Tahran

  • 4
  • 12
ANADOLU TÜRKLERİ İRAN'DA
ANADOLU TÜRKLERİ İRAN’DA

Şah İsmail liderliğinde 1501'de kurulan Safevi Devleti'nin kurucuları Antalya, Maraş, Amasya, Sivas ve Tokat gibi Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden, Erdebil şeyhlerinin davetine uyarak İran'a giden Anadolu Türkleri'ydi. Anadolu'dan gelen Ustacalu, Rumlu, Tekelü, Dulkadir, Türkmen, Varsak gibi aşiretler siyasi ve askeri açıdan İran'ın kaderini belirleyen aktörler hâline geldiler. Şah Abbas'a kadar Safevi ordusu nerdeyse bütünüyle bu aşiretlere mensup birliklerden oluşmaktaydı. İran'ın yerli unsurları sadece devletin mali ve mülki idaresinde söz sahibiydiler. Türkmenler, Safevi Devleti'nin kurulmasıyla siyasi ve askeri açıdan İran'ın kaderini belirlediler.

Safevî Devleti'nin kurulmasından sonra iki asırdan fazla sürecek Osmanlı-İran mücadelesi başladı. Osmanlı-Safevi savaşları genellikle Sünni-Şiî mücadelesi olarak değerlendirilir. Ancak meselenin bu şekilde tek bir sebebe irca edilerek, izah ve ifade edilmesi yüzünden iki devlet arasındaki ilişkilerde siyasi, askeri, toplumsal ve ekonomik sebepler gözardı edilmiştir. Osmanlı-Safevi rekabeti, en genel anlamıyla, Doğu ile Batı'nın binlerce yıldan beri süregelen Anadolu üzerinde hâkim olma mücadelesidir. İki devlet arasındaki savaşların önemli sebeplerinden biri de, ipek ticareti üzerindeki hâkimiyet mücadelesiydi. Tebriz ile Bursa arasında yoğun bir kervan ticaretine konu olan ipek hem Osmanlı hem de İran ekonomilerinin en önemli gelir kaynaklarından birisiydi. Benzer bir mücadele Safeviler'den önce İran'a hâkim olan Akkoyunlular ile Osmanlılar arasında da yaşanmıştı.

18. yüzyılın başlarında İran'da Safevi hâkimiyeti sallanmaya başladı. Safeviler'e tâbi olan Afganlılar isyan ederek, Orta ve Güney İran'a hâkim oldular. İran'daki karışıklıklar üzerine Osmanlılar ve Ruslar İran'a girdi. Osmanlılar İran'da çok büyük fetihler yaptı. Kanunî döneminde ele geçirilemeyen yerler III. Ahmed döneminde fethedilmişti.

Son Safevi hükümdarı Şah Hüseyin'in oğlu Tahmasb, Afganlılar'ın istilası üzerine Tebriz'e kaçarak, II. Tahmasb adıyla kendisini şah ilân etti. İran'da iktidar boşluğu oluştu. Ancak ülkeye hâkim olamadı ve Horasan'a kaçarak, Avşar ve Kaçar Türkler'inden yardım aldı. Avşarların lideri Nadir Şah, önce II. Tahmasb'a yardım ederek İran'da otoriteyi tesis etti, ardından da 1736'da III. Abbas'ın çocuk yaşta ölümü üzerine Safevi hanedanına son vererek, İran'da Avşar hâkimiyetini başlattı. İran'daki değişen siyasi durum Osmanlılar'ın başarılarını tersine döndürdü. Nadir Şah, Osmanlılar'ın fethettiği yerleri geri aldı.

Nadir Şah

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN