Hz. Ömer nasıl şehit edildi?
Hz. Ömer, İslam'ın ikinci halifesi, müminlerin emiri ve tüm dünya için adaletin kapısı… Uzun boyu, sert mizacı ve güçlü fizik yapısının yanında iyi bir konuşmacıydı. Onun Müslüman olması İslam'ı kuvvetlendirmiş, öyle ki Resul-i Ekrem Efendimiz "Allah'ın emirleri konusunda ümmetimin en kuvvetlisi Ömer'dir" demişti. Gerçekleştirdiği fetihlerle birçok toprak ve kabileyi İslam'a kazandıran Hz. Ömer, sabah namazını eda ederken hain bir hançerin saldırısıyla şehit edildi.
İslâm'ın ikinci halifesi Ömer bin el-Hattâb, Fil Vak'ası'ndan on üç yıl sonra, diğer bir rivayete göre ise Büyük (Dördüncü) Ficâr savaşından dört yıl önce Mekke'de doğdu.
Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Babasının develerini güttüğü, içkiye ve kadına çok düşkün olduğu, iyi ata bindiği, iyi silâh kullandığı ve pehlivan yapılı olduğu belirtilir.
Şiire meraklı olduğu, güzel konuştuğu, okuma yazma bildiği, ensâb bilgisini öğrendiği, ticaret yaptığı, bu maksatla Suriye, Irak ve Mısır'a gittiği, Kureyş kabilesi adına elçilik görevinde bulunduğu rivayet edilir.
Kureyş'in bazı ileri gelenleri gibi putperestliğe bağlı kalarak önceleri Hz. Peygamber'e ve İslâmiyet'e karşı düşmanlık gösteren, bilhassa kabilesinden Müslüman olanlara işkence yapan Ömer, 616 yılında Müslüman oldu.
Onun Müslüman oluşuna dair kaynaklarda iki rivayet bulunuyor. Meşhur rivayete göre, Hamza'nın İslâm'ı kabulünden sonra Ömer, Hz. Peygamber'i öldürmek üzere yola çıkmış, yolda kız kardeşi Fâtıma ile kocası Saîd bin Zeyd'in Müslüman olduğunu öğrenince, onların evine gitmiştir.
Onları Tâhâ suresini okurken bulmuş, okuduklarını kendisine vermelerini istemiş, ancak bu isteği reddedilince kız kardeşini ve eniştesini dövmüş, kardeşi kendilerine Kur'an öğreten ve Ömer'den saklanan Habbâb bin Eret'i de çağırarak Müslüman olduklarını Ömer'in yüzüne karşı söylemiştir.
Bunun üzerine yumuşayan Ömer, Müslüman olmaya karar vermiş, Habbâb'dan Resûlullah'ın Erkam bin Ebü'l-Erkam'ın evinde olduğunu öğrenip oraya gitmiş ve kendisine biat ederek Müslüman olmuştur.
Hz. Ömer'in Müslüman oluşunun Resûl-i Ekrem'in, "Yâ rabbi! İslâmiyet'i Ömer b. Hattâb veya Amr b. Hişâm (Ebû Cehil) ile teyit et" duasının bir tezahürü olduğu belirtilir.
Hz. Ömer Müslüman olduğu gece Ebû Cehil'in evine giderek İslâm'ı kabul ettiğini bildirmiş; ayrıca ertesi gün Müslüman olduğunu bütün Kureyşlilere ilân ettirmiştir. Onun İslâmiyet'e girmesinden sonra Müslümanlar ilk defa Kâbe'de toplu olarak namaz kılmışlardır.
Katıldığı seriyyeler dışında Resûl-i Ekrem'in yanından hiç ayrılmayan Hz. Ömer kumandanlığını Resûlullah'ın yaptığı bütün savaşlarda, Hudeybiye Antlaşması, Umretü'l-Kazâ ile Vedâ Haccında bulundu.
Resûlullah, Hayber'in fethinden sonra 7'inci yılın Şâban ayında (Aralık 628) Hevâzinliler'e karşı gönderdiği otuz kişilik müfrezenin başına Hz. Ömer'i kumandan tayin etti. Hz. Ömer, 9 (630) yılında Tebük Gazvesi öncesinde ordunun teçhizi için malının yarısını bağışladı.