Hz. Peygamber tarafından müjdelenen büyük Sultan, fetihten 8 sene sonra yönünü Karadeniz'e çevirmişti. Sarp dağlar arkasında kalmış bir imparatorluk, Bizans'ın Anadolu'daki kalıntısıydı. Ellerindeki İslam kılıcıyla Bizans'tan sonra Trabzon'u Fatih fethedecekti. İşte, Kanuni Sultan Süleyman'ın da doğduğu imparatorlar şehrinin Osmanlı topraklarına dahil oluşunun öyküsü...
İstanbul'un Fethi'nin üzerinden 8 yıl geçmişti. Fatih Sultan Mehmet'in orduları, Kuzey Anadolu Dağları'nın geçit vermez ormanları arasında doğuya doğru ilerliyordu.
Yıl 1461, mevsim yazdı.
Büyük Türk İmparatoru, 12'nci sefer-i hümayununu yapıyordu. Bu, aynı yıl içinde yaptığı 3'üncü seferdi. İlk iki seferde, Amasra ve Sinop'u fetheden hükümdar, daha sonra Trabzon'a yönelmişti.
O sırada zaten Anadolu'da Türkleşmeyen, yalnız Trabzon ve çevresindeki kasabalar kalmıştı. Artık Tebriz yolunu kapatan bu küçük devleti ortadan kaldırmanın zamanıydı. Gerçi Trabzon'da hükümran olan Rum Devleti küçüktü ama Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey tarafından da himaye ediliyordu. Ancak bu hükümdar, o sırada Osmanlı ordusuyla savaşacak güçte değildi. Böyle bir şeyi göze alması demek, mahvolup tarih sahnesinden çekilmesi demekti.