Arama

Bir eğitim yuvasının tarihi: Darülfünun

Osmanlı döneminde, eğitim alanında atılan en büyük adımdı Darülfünun. Onun modern üniversiteye geçiş süreci, yeni bir dönüşümün de habercisiydi. Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ziya Gökalp ve Fuat Köprülü gibi şairleri, düşünürleri, edipleri ile bir eğitim yuvasına dönüşen Darülfünun, aynı zamanda İstanbul'un işgaline tepki gösteren ilk kurumdu. Bundan 85 yıl önce "İstanbul Üniversitesi" adını alan Darülfünun'un geçmişten bugüne uzanan hikâyesini sizlerle buluşturuyoruz.

  • 3
  • 9
DARÜLFÜNUN'DA İLK DERS
DARÜLFÜNUN’DA İLK DERS

Darülfünun'un, içinde odalar, dershaneler, kütüphane, müze ve laboratuvarların olduğu büyük bir binada hizmet vermesi planlanır. Ayasofya'nın yakınında yapılacak binanın inşası için 1846'da İtalyan mimar Fossatti ile anlaşılır.

1863 yılında binanın resmi açılışının zaman alacağı düşünülerek, o zamana kadar bazı derslerin halka açık konferans şeklinde yapılmasına karar verilir. İnşaat devam ederken bazı odalar dershane şekline sokularak konferanslara başlanır.

Darülfünun'da ilk ders 1863 yılında Kimyager Derviş Paşa tarafından verilir. Ders birkaç hafta önceden Mecmua-i Fünun'da yayımlanan haber ve yorumlarla halka duyurulur. Derviş Paşa, ilk derste fizik ve kimyanın amacı, havanın özellikleri ve elektriğin de yer aldığı konuları halkın anlayabileceği şekilde anlatır.

İnşaatı 1865'te tamamlanan Darülfünun binası ise Maliye Nezareti'ne verilir. Son olarak Adalet Sarayı olarak kullanılan bu bina, 3 Aralık 1933'te tamamen yanmıştır. Darülfünun binası olarak inşa edilen binanın Maliye Nezareti'ne verilmesi üzerine Darülfünun geçici olarak Çemberlitaş'taki Nuri Paşa Konağı'na taşınır ve konferanslara 19 Nisan 1865'te yeniden başlanır. Ancak bina, Avrupa'dan getirilen tüm ders araçları ve kitaplarıyla birlikte, çıkan bir yangında yok olur. Böylece ilk Darülfünun, düzenli derslere bile başlanamadan kapanır.

  • 4
  • 9
DARÜLFÜNUN-İ OSMANİ
DARÜLFÜNUN-İ OSMANİ

Darülfünun için yapılan yeni bina, 1869 yılında tamamlanır. Darülfünun-i Osmani adıyla üç yıl boyunca eğitim verilen Çemberlitaş'taki bina, bugün Basın Müzesi olarak kullanılıyor. 1869 yılında Maarif-i Umumiye Nizamnamesi de yürürlüğe girmiştir.

Osmanlı eğitim hayatında önemli bir dönemin başlangıcı olan nizamname, Fransız eğitim sisteminden yararlanılarak hazırlanmıştır. Nizamname ile Darülfünun'un yönetim yapısı ve ders programları da tespit edilmiştir. Nizamnameye göre Felsefe ve Edebiyat, Fen ve Matematik ile Hukuk şubelerinden oluşacak olan Darülfünun'da eğitim 3 yıl sürecektir.

Darülfünun-i Osmani'nin hazırlıkları tamamlandığında, gazetelere ilanlar verilir. Bu ilanlara binden fazla kişi müracaat eder. Yapılan sınavlarla bu kişilerden 450'si seçilerek eğitime başlanır. 1870 yılında açılan Darülfünun-i Osmani, 1873 yılına kadar kesintisiz olarak eğitim yapar. Ancak öğrenci ve öğretim kadrosunun yetersizliği, maddi imkânsızlıklar ve planlamanın iyi yapılamaması nedeniyle kapanır.

  • 5
  • 9
DARÜLFÜNUN-I SULTANİ
DARÜLFÜNUN-I SULTANİ

İmparatorluğun Avrupa tarzında bir üniversiteye ihtiyacı olduğuna inanan Osmanlı Devlet adamları, bu amaçlarından vazgeçmez. İlk iki teşebbüsün ardından halkın tepkisine yol açmamak için daha temkinli davranırlar ve üçüncü Darülfünun'u kurmak için adımlarını daha sessiz bir şekilde atarlar. Bu kez Darülfünun, bugün Galatasaray Lisesi olarak adlandırılan Galatasaray Sultanisi'nin içinde kurulur.

Galatasaray Sultanisi, 1873'de Gülhane'ye taşınmış olduğu için, Darülfünun-ı Sultani de burada kurulur. İçinde Mülkiye Mühendis Mektebi ve Hukuk Mektebinin olduğu Darülfünun-ı Sultani'ye daha sonra Edebiyat Mektebi de eklenir.

1874 yılında eğitime başlayan Hukuk Mektebi, Osmanlı'da modern hukuk eğitiminin yapıldığı ilk yüksek mekteptir. Hukuk Mektebi, sonraki yıllarda İstanbul Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne dönüşmüş, Türkiye'de kurulacak diğer hukuk fakültelerine de kaynaklık etmiştir. Derslerin Türkçe ve Fransızca yapıldığı Darülfünun-ı Sultani, 3 dönem mezun verdikten sonra 1881 yılında da kapanır.

  • 6
  • 9
KESİNTİSİZ ÜNİVERSİTE ÖĞRENİMİ: DARÜLFÜNUN-I ŞAHANE
KESİNTİSİZ ÜNİVERSİTE ÖĞRENİMİ: DARÜLFÜNUN-I ŞAHANE

Darülfünun-ı Sultani'nin kapatılmasına rağmen, Osmanlı yöneticilerinin yeni bir Darülfünun açılması gerektiğine inandıkları ve bu yönde çalıştıkları görülmektedir. Gösterilen gayretlerin ardından Sultan Abdülhamid'in tahta geçişinin 25. yıldönümünde yani 1 Eylül 1900 tarihinde Darülfünun-ı Şahane açılır. Darülfünun, Fen, Edebiyat ve İlahiyat olmak üzere üç şubeli olarak kurulur. İlk defa bu müessese ile beraber kesintisiz üniversite öğrenimine başlanmış ve Türkiye'de kök salmıştır.

2. Meşrutiyet döneminin ilk yıllarında Darülfunun-ı Osmani olarak anılmaya başlanan kurumun adı, özellikle 1913 yılından itibaren İstanbul Darülfünunu'na dönüştürülür.

Darülfunun bu yıllarda Vezneciler'deki Zeynep Hanım Konağı'na nakledilir. Bugün İstanbul Üniversitesinin Edebiyat Fakültesi ile Fen Fakültesi'nin bulunduğu yerde yer alan bina, 1942 yılında çıkan bir yangında kullanılamaz hale gelinceye kadar üniversite öğrencilerine ve hocalarına hizmet verir.

Daha önce kurulmuş olan Tıp Mektebi ve Hukuk Mektebi Darülfünun çatısı altına alınıp, bunlara Edebiyat, Fen ve İlahiyat şubeleri de ilave edilerek bir nevi 5 fakülteli bir üniversite kurulmaya çalışılır. Darülfünun'a bir de Filoloji bölümü ilave edilerek burada İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça ve Türkçe öğretilmesi kararlaştırılır.

Eczacılık ve Dişçilik Mektepleri, birer yüksekokul olarak Tıp Fakültesi'ne bağlanarak Tıbbiye'nin Kadırga'daki binasında faaliyet gösterir. Tıp Fakültesi ise Haydarpaşa'da eğitim vermeye devam eder.

  • 7
  • 9
İSTANBUL'UN İŞGALİNE TEPKİ GÖSTEREN İLK KURUM
İSTANBUL’UN İŞGALİNE TEPKİ GÖSTEREN İLK KURUM

Bu yıllarda yaşanan en büyük gelişmelerden birisi de kız öğrencilerin de Darülfünun çatısı altında yükseköğretim görmeye başlaması olur. 1914 yılında kız öğrencilere verilen dersler Zeynep Hanım Konağı içinde 'İnas Darülfünunu' adı altında resmen başlar. İnas Darülfünunu, ilk mezunlarını 1917 yılında verir. Toplam 18 kız talebe mezun olur.

1919'da Darülfünun'da yeni düzenlemeler yapılırken Darülfünun ders programının aynı öğretim üyeleriyle İnas Darülfünunu'nda da uygulanmasına karar verilir. Bu arada kız öğrenciler erkeklerin sınıfına devam etmeye başlar ve fiilen İnas Darülfünunu ortadan kaldırılır. Darülfünun Divanı, 16 Eylül 1921'de aldığı bir kararla bu fiili durumu resmen kabul eder.

Özerk Darülfünun'un kurulması yönünde ilk ciddi çalışmaların bu yıllarda Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri tarafından ortaya konulduğu görülmektedir. Özellikle Ziya Gökalp ve İsmail Hakkı Baltacıoğlu, bilimin ancak bilim adamlarına hür bir ortam sağlanarak ortaya çıkacağını savunur.

1918'de Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından İstanbul önlerinde bekleyen İtilaf devletleri İstanbul'u işgal eder. Şehrin işgaline tepki gösteren ilk kurum Darülfünun'dur. Bu zor günlerde, hem Darülfünun öğrencileri hem de hocalar ve üst düzey idareciler ile kurtuluş mücadelesi veren Ankara Hükümeti arasında yakınlaşma meydana gelir.

Darülfûnun'da görev yapan Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şairleri, düşünürleri, edipleri görüyoruz. İsimlerini burada daha sayamayacağımız pek çok âlim Darülfûnun'da hoca idi ve Türkiye'nin geleceğine yön veriyorlardı ve verecek olan öğrencileri yetiştiriyorlardı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN