Arama

Anadolu Teşkilatları

Anadolu, 13. yüzyılda Selçuklu sultanlarının ilme duydukları ilgi ve destek neticesinde büyük bir cazibe merkezi halini alır. Alimlerin, edip, şair ve mutasavvıfların himaye edildiği Anadolu, zengin bir fikir dünyasına kavuşur. Medeniyetimizin bu bereketli döneminde başta Ahilik teşkilatı olmak üzere milli duyguları pekiştirecek, sosyal açıdan topluma fayda sağlayacak teşkilatlar ortaya çıktı.

13. Yüzyıl Anadolusu

🔹 İrfan çağı olarak tanımlanan 13. yüzyıl, Anadolu'nun her manada zirveyi yaşadığı dönemlerden biridir. 1071'den sonra Türkiye Selçuklularıyla birlikte Anadolu'nun tamamen Türkleşme ve İslamlaşma süreci gerçekleşir. Bu coğrafya, Selçuklu sultanlarının iktisadi, askeri ve siyasi başarıları, ilme duydukları ilgi neticesinde bir cazibe merkezine bürünür.

"Anadolu cazibe merkeziydi"

VAV TV'de yayınlanan "Yön Veren Kadınlar" programında konuşan Dr. Kemal Ramazan Haykıran, dönemin Anadolu'sunu şöyle anlatır: "Bir beyin göçünün adresiydi. İslam dünyasının hemen hemen her muhitinden alimler ve mutasavvıflar Anadolu'ya akıyorlardı. Çok daha rahat konuşabildikleri, himaye gördükleri, hünerlerini gösterebildikleri için. Dolayısıyla çok zengin bir düşünce hayatı karşımıza çıkıyor".

🔹 Anadolu'nun irfan yurduna dönüşmesiyle sanatçılar, ilim adamları gibi kişiler himaye edilir. İçlerinden bazı faydalı oluşumlar ortaya çıkar. Bunlardan biri "Ahilik Teşkilatı"dır.

Himaye nedir?

🔹 Ortaçağ'da bilgiyi somut bir esere dönüştürmek maliyetlidir. Alim, eser telif ettiğinde bunu yazma esere dönüştürebilmesi için ciddi bir mali desteğe ihtiyacı vardır. O dönem için bu desteği verebilecek adres de devlettir. Hükümdarlar, eşleri, vezirler gibi devlet ricalinden kimselerin bu konuda büyük bir himaye yani destek politikası yürüttüklerini görmek mümkündür.

Ahi kavramı

🔹 Ahi kelimesi kardeşlik, cömert manalarına gelir. Ahilik teşkilatı, 13. yüzyılda kurulan ve milli duygularla hareket eden bir esnaf örgütüdür.

🔹 Teşkilatın amacı, esnafı ve halkı bir arada tutmak, sosyal dayanışma sağlamak, aralarındaki dostluk ve kardeşliği idame ettirmektir. Yurt ekonomisine katkı sağlayan esnaf, temel ihtiyaç maddelerini en kaliteli şekilde ve makul fiyata üretmeyi öngörmektedir.

"Ahilik, geleneğimizden besleniyor"

Haykıran, teşkilatın nereden geldiğini şu sözlerle sıraladı, "Ahilik Teşkilatı, tam olarak ne zaman kuruluyor sorusunun net bir cevabını vermek aslında mümkün değil. Zaten var olagelen bir yapı olduğunu biz anlıyoruz. Ama iki yerden beslenen bir şey var. Biri Türk örfü, Türklerin ata yurdundan itibaren getirdikleri yapı var. Bir de İslam toplumlarında ortaya çıkan sosyal yapı var zaten aslında aynı işlevi gören. 12. yüzyılda I. Gıyâseddin Keyhusrev zamanında bir ete kemiğe bürünme var."

I. Gıyâseddin Keyhusrev kimdir?

🔹 Anadolu Selçuklu sultanı olan Keyhusrev, Sultan II. Kılıcarslan'ın oğludur. Edip, şair ve alimleri himaye eden Sultan, imar, ziraat ve kültür faaliyetlerini desteklemiştir.

🔹 Kaynaklarda adil bir sultan olarak geçen Keyhusrev, haftanın iki günü bizzat Dîvân-ı Mezâlim'e başkanlık yapmıştır. Antalya'yı fethetmiş ve Anadolu'yu milletlerarası ticaret yollarının merkezi haline getirmiş, Selçuklu Devleti'ni iktisadi açıdan güçlü bir noktaya ulaştırmıştır.

Toplumsal bir dayanışma: Ahilik

AHİLİK TEŞKİLATI'NIN KÖKENİ

🔹 Ahiliğin kökleri, Fütüvvet Teşkilatı'na dayanır ve dönemin dörtlü teşkilat yapılanması bulunur. Bunlar "Abdalan-ı Rum", "Gaziyan-ı Rum", "Ahiyan-ı Rum" ve "Bacıyan-ı Rum" teşkilatlarıdır.

📌Rum: Anadolu

"Sosyal açıdan güçlü teşkilat"

◽ Ahilik teşkilatının nereden geldiğini anlatan Haykıran, "I. Gıyâseddin Keyhusrev, Fütüvvet teşkilatıyla gelen bu yapıyı, kendi mevcut yapısıyla da birleştiriyor ve biraz daha ete kemiğe büründürüyor. Türk örfünden de çok şey katıyor. Bunu yapmasındaki sebep şu, bir badireden sonra tahta çıktığı için yeni bir yurtta devletin başına herhangi bir olumsuzluk gelirse, devlet çalkalantı yaşarsa burada oluşan sosyal yapının kendini yeniden ikame edebileceği, devletin kontrolünde ama devletten de bağımsız bir güçlü sosyal teşkilat olsun istiyor aslında." sözleriyle Keyhusrev'in temel muradını aktarır.

Ahilik Teşkilatı ne iş yapar?

🔹 Dükkan açmak isteyen esnaf, bu teşkilata kaydolmak zorundadır. Esnafların ticari ve sicil takipleri buradan yapılır. Ahilik, kalfalığından itibaren buraya mensup olan esnafı aslında eğiten ve her anlamda denetleyen bir kurumdur. Ahi ocağı ile irtibatı olmayan, orada yetişmemiş kimsenin çarşıda esnaflık yapması mümkün değildir.

🔹 Ahilik, her şeyden önce bir eğitim mekanizmasıdır. Burası İslam kültürü ve inancı üzerine çerçevelenen ahlakı öğretir.

🔹 Teşkilata kayıt olan çırak, mesleki gelişiminin yanı sıra ahlaki ve ilmi gelişimi takip edilerek vakti geldiği zaman kalfa olur. Kendisini daha da geliştirdiği vakit ise usta olur. Bütün bunların hepsi Ahi şeyhinin himayesinde ve denetiminde gerçekleşir. Belirli merhaleleri aştığının rüştünü ispatlamasının karşılığında bu haklara sahip olur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN