Arama

Abdülhamid'in İstanbul'a miras bıraktığı 5 cami

Sultan II. Abdülhamid, payitahtın dört bir yanında yeni eserler yaptırdı ve eski eserleri ihya etti. Usta bir marangoz olduğu bilinen Sultan II. Abdülhamid'in Yıldız Hamidiye Camii'ndeki mahfil kafesleri ile dört büyük halife levhalarını sarayın marangozhanesinde bizzat kendisinin imal ettiğini biliyor muydunuz? Ya da Evliya Çelebi'nin, Seyahatname isimli eserinde o dönem İstanbul'unun tamamının net görüldüğü için Cihangir Camii'ye Cihannüma ismini verdiğini? Sizler için, Abdülhamid'in İstanbul'a miras bıraktığı 5 camiyi derledik.

Yıldız Hamidiye Camii, Osmanlı sultanlarının yaptırdığı son cami olma özelliği ile dikkat çekmektedir. Caminin mimari uzun yıllar Sarkis Balyan olarak bilinmiş fakat Dolmabahçe Sarayı Arşivi'nde çıkan bir belgede asıl mimarının Nikolaidis Jelpuylo isimli bir Rum olduğu ortaya çıkarılmıştır. Mimari yapısı, dekoru, iç süslemeleriyle Osmanlı mimarisinden uzak bir çizgide yer alan cami, 10 dönümlük bir arazi içinde 1440 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur.

Yıldız Hamidiye Camii'ne çift taraflı beyaz mermer merdivenler ile çıkılarak saray kapılarını andıran taç kapısından girilir. Nisa Suresi 103. Ayet-i kerime ve Sultan II. Abdülhamid'in tuğrasının bulunduğu taç kapı bir sanat eseridir. Caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır. Bu alanda görülen güzel bezemeler cami içi hakkında ipucu verir. Taç kapıdan girildiğinde dikdörtgen bir alan geçildikten sonra caminin harim kısmına geçilir.

Lacivert zemin üzerinde altın varakla süslenmiş kubbesi, gökyüzünü ve sonsuzluğunu ifade etmesi bakamından dikkat çekidir. Bu özelliğinden dolayı kubbe, olduğundan büyük görünmektedir. Kubbenin ortasındaki hat kuşağında Neml Suresi'nden ayetler bulunmaktadır. Kubbede bulunan altın yaldızlı yıldızlar ve krem zemin üzerine işlenmiş renkli motifler önemlidir. 16 oval pencerenin bulunduğu yapı, son derece aydınlıktır. Caminin içinde kuvve tavanları ve bütün duvarlarında bol altın yaldız ve zengin kalem işleri görülmektedir.

Hattat Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılan hat yazılarında gülkurusu zemin üzerinde mavi desenle bezenmiş, abanoz üzerine sedef oyma ile altın yaldız kaplama yapılmıştır. Ustalık ve zarafetin konuştuğu levhalarda, selatin camilerde olduğu üzere Cenab-ı Hakkın, Peygamber Efendimiz'in ve dört büyük halife ile Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizin isimleri yer almaktadır. Usta bir marangoz olduğu bilinen Sultan II. Abdülhamid Han, caminin hünkâr ve şehzadeler mahfili kafesleri ile sedef kakma olarak 4 büyük halife levhalarını saray marangozhanesinde bizzat kendisi imal etmiştir.

Cami hariminde bulunan kıymetli avize de Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından İstanbul ziyaretinde camiye hediye edilmiştir.

Her yönüyle farklılık arz eden Yıldız Hamidiye Camii'ndeki bir başka özellik de diğer camilerde bulunan fil ayakları yerine, Mescid-i Aksa'daki gibi ana sembol olarak, içi çelik üzeri ahşap kaplama ve motiflerle bezeli dört direk dikilmiş olmasıdır. Caminin minber ve vaaz kürsüsü mermerden yapılmıştır. Cami içerisinde üç tarafı dolanan ve Mülk Suresi'nin yazılı olduğu kufi kuşak yazısını ise Ebuzziya Mehmed Tevfik Bey yazmıştır.

Altın varak süslemelerin yer aldığı hünkâr köşkünün ikinci katı Sultan II. Abdülhamid'e ayrılmıştır. Camideki en ihtişamlı kısım hünkâr mahfilidir. Sultanın Yıldız Sarayı'ndaki özel odasıyla, aynı dekorasyona sahip güzellikteki gül ağacından yapılan mahfilde sultanın namazlarını eda ettiği bilinmektedir.

Yıldız Hamidiye Camii, tarihimizde önem bir olaya da şahitlik etmiştir. Tarihe Ermeni Suikastı olarak geçen olayda, Ermeni teröristler 21 Temmuz 1905'teki Cuma Selamlığı'nda Sultan II. Abdülhamid'e karşı bombalı bir suikast tertip etmişlerdir. Sultanın kıl payı kurtulduğu patlamada 26 kişi hayatını kaybederken 58 kişi yaralanmış, 17 araba ile 20 at da parçalanmıştır. Patlama sonrası halk sükûnete davet ederek, korkusuzca at arabasını alıp saraya gitmesi, halk tarafından büyük takdir ile karşılanmıştır.

Yıldız Hamidiye Camii'nin son restorasyonu 2017'de tamamlanarak ibadete açılmıştır.

  • 7
  • 22
CİHANGİR CAMİİ
CİHANGİR CAMİİ

Beyoğlu'nda bulunan semte ismini vermiş, Tarihi Yarımada'yı en güzel gören tepelerden birine inşa edilen Cihangir Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından oğlu Şehzade Cihangir adına Mimar Sinan'a yaptırılmıştı.

1559 tarihinde inşa edilen cami, deprem ve yangınlardan etkilenmiş ve büyük zarar görmüştür. 1874 yılında çıkan yangında büyük zarar gören eser, tek minareli kare planlı küçük bir camii idi. Lakin Sultan II. Abdülhamid Han, 1889 tarihinde camiyi adeta yeniden inşa ettirerek farklı bir mimari stille günümüze kadar ulaşan eserin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN