Kitaplarla yaşama iz bırakma; Bibliyoterapi
İnsanın yaşamında, izleri bir ömür boyu süren, belleğinden hiç silinmeyen, yaşamını biçimlendirmede önemli olan pek çok kitap vardır. Kitapların insanların duygusal zekâsını etkilemesi "bibliyoterapi" denilen yeni bir akımın doğmasını sağladı. Peki 13. yüzyılda İslam âlimleri tarafından da kullanılan bu yöntemin insanlar üzerindeki etkisi neydi?
Genellikle, insanlar, okudukları kitaplar arasından kendileriyle iletişime giren, onların duygularını yakalayabilen kitapları hiç unutmazlar. Bu tür kitaplar, yaşamlarında derin izler bırakır. İnsanın yaşamında, izleri bir ömür boyu süren, belleğinden hiç silinmeyen, yaşamını biçimlendirmede önemli rolü olan birçok öykü vardır.
Kitap okumanın insanların zekâ seviyesini yükselttiği bilinir. Fakat yapılan birtakım bilimsel araştırmalar "klasik" dediğimiz eserlerin faydalarının bunlardan ibaret olmadığını gösteriyor.
Klasik eserler aksiyondan çok insan odaklı eserlerdir. Bu eserlerde karakterlerin iç dünyalarını keşfe çıkması onlarla empati kurmanıza olanak sağlıyor. Bu aynı zamanda insanların duygusal zekâlarını geliştirmelerine olanak sağlıyor. Okurların klasikleri okumadan önce ve sonra çekilen beyin taramalarına bakıldığında beyinlerinin duygulardan sorumlu bölmelerinin klasikleri okuduktan sonra daha aktif ve bazen büyüdükleri açıkça göze çarpıyor.
Klasikler eserlerin duygusal zekâlarımızı etkileyebilmeleri farklı bir akımın doğmasını sağladı: Bibliyoterapi. Bunun için önce bir bibliyoterapistle görüşüp sorun edindiğiniz konuyu görüşüyorsunuz. Bu görüşmenin sonucunda terapist size iyi geleceğini düşündüğü 7 klasik eser öneriyor. Bu seans sonucunda bu kitapları alıyorsunuz ve okumaya başlıyorsunuz.
Klasikler resmî bir terapi yöntemi olarak kullanılması yeni bir yöntem. Bu yönteme şüpheyle yaklaşanlar olsa da bibliyoterapi görenlerin ondan ne kadar faydalandıklarını söyledikleri ve klasiklerin duygusal zekâmız üstündeki etkisi göz önünde bulundurulunca bunun çok da etkisiz bir yöntem olmayabileceği söylenebilir.
Çok eski devirlerden beri kitapların tedavi edici yönü bilinir. Eski devirlerdeki kütüphanelerde "ruhun şifa yeri" benzeri ifadeler yer alırdı. Kitapların tedavide kullanımı ile ilgili en eski kayıtlardan biri Orta Çağ'da görülür. Bu yöntem 1272 yılında Kahire'de Al-Mansur Hastanesi'nde Kuran ile tedavi yöntemi olarak kullanıldı.