İslâm’ın zafer âbidesi Kutub Minâr
Kutub Minâr'ın yapımına, ilk Delhi sultanı Kutbüddin Aybeg'in meliklik döneminde 1193'te inşasını başlattığı Kuvvetü'l-İslâm Camii'nin 50 m. kadar güneyine İslâmiyet'in Hindistan'da kazandığı zaferin sembolü olarak başlanmış ve Aybeg'in sağlığında yalnız birinci katı bitirilebildi. Minare daha sonra Sultan İltutmış'ın 1225'te camiye yaptırdığı ilâveler sırasında güney dış avlusunun güneybatı köşesinde kaldı.
Kutub Minâr, âbidevî karakteriyle Delhi sultanlarının Kuvvetü'l-İslâm Camii'ne duydukları ilginin yanı sıra dikkatlerini doğrudan kendi üzerine çekti. Özellikle Alâeddin Halacî'nin (1296-1316), cami bünyesi içinde kalan ve ölçüleriyle Kutub Minâr'ı geçmesi amaçlanan ikinci bir minarenin yapımını başlatmış olması bu dikkatin somut tezahürüdür. Sadece alt kısmı bitirilmiş minarenin planlanması dahi âbidevî hususiyetleriyle aşılmak istenen bir örnek olarak Kutub Minâr'a duyulan ilgiyi gösterir.
Kutub Minar, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de en çok ziyaret edilen yerlerin başında gelir. Yeni Delhi semalarını süsleyen bu anıtsal eser, Hindistan'daki Müslüman egemenliğinin en görkemli eserleri arasında gösterilir. Ortaçağ'ın ünlü gezgini İbni Batuta, Kutub Minar için "diğer İslâm topraklarında bir benzeri bulunmayan dünyanın harikalarından biri" olarak bahseder.