Arama

Kalp huzurunu sağlamak

Hepimiz hızla akan bir döngünün içerisindeyiz. Bu yaşam biçimi ister istemez pek çok önemli detayı, içimizi ıskalamamıza sebep oluyor. Öyle ki herkes iç huzur eksikliğinden, içinin sürekli huzursuz olduğundan dem vuruyor. Oysa iç huzur, kalp huzurudur. Yani eğer içimiz huzursuzsa kalbimiz tatmin değildir. Peki, en değerli nimetlerden biri olan kalbimizi nasıl tam manasıyla huzura erdirebiliriz?

◾ İnsan vücudunda bir et parçası olarak bulunan kalp ile imana mekân olan tarifi verilen kalp, her ne kadar aralarında bağlantı olsa da aynı şey değildir.

İmam Gazali bu hususu şöyle izah eder: "Kalp kelimesi iki manada kullanılır. Birincisi, göğsün sol tarafına yerleştirilmiş, çam kozalağı şeklindeki özel bir et parçasıdır. Bu kalp hayvanlarda, hatta ölülerde dahi vardır. İkincisi ise rabbanî ve ruhanî bir latîfe olup, cismanî kalple bağlantısı vardır. İşte bu latîfe insanın hakikatidir. İdrak eden, bilen, kavrayan, muhatap olan, cezalandırılan, kınanan ve sorumlu tutulan odur."

(Gazali, İhya-u Ulumuddin, III. Cilt, 3)

HZ. OSMAN'IN (RA) VAKFI: RUME KUYUSU

Resulullah (SAV) bu durumu bazı hadis-i şeriflerde izah etmiş, müminlerin kalp kavramı üzerine düşünmelerini istemiştir. Zira Allah Resulü şöyle buyurmuştur:

"Dikkat edin! İnsan vücudunda bir et parçası vardır, o düzelirse bütün vücut düzelir, o bozulduğunda bütün vücut bozulur. İşte o et parçası kalptir."

(Buhari, İman 39)

"İnkârcılar, "Ona rabbinden bir mûcize indirilseydi ya!" diyorlar. De ki: "Allah dilediğini saptırır; kendisine yöneleni de gerçeğe ulaştırır." Bunlar, iman edenler ve Allah'ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah'ı zikrederek huzura kavuşur."

Ra'd Suresi 27-28. Ayetler

Ra'd Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayın

Ra'd Suresi 27-28. Ayetler Tefsiri

◾ İnsanların bilgisi sınırlı, eksik ve değişmeye açıktır. Allah'ın ilmi ise sonsuz, tam ve kesindir. İnsanın ana rahmine düşmesinden son nefesine kadar geçireceği hayat safhalarına ait bilgi bakımından da insan bilgisi, ilâhî bilgi ile kıyaslanamayacak kadar eksiktir. "Rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı" ifadesini müfessirler, "Rahimdeki ceninin yaratılışındaki eksikliği, fazlalığı; sayısını ve kalma süresini yani rahimdeki yavrunun vaktinden önce mi, sonra mı yoksa normal zamanında mı dünyaya geleceğini Allah bilir" şeklinde yorumlamışlardır (Şevkânî, III, 78).

TEFSİRİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

◾ Ayetin bağlamı dikkate alındığında, burada Allah'ın (CC) zikrinden maksadın Kur'an-ı Kerim olduğu anlaşılabilir. Çünkü bir önceki ayette inkârcıların kabul etmedikleri şeyin Kur'an-ı Kerim olduğu ifade edilince, burada da müminlerin gönüllerini huzura kavuşturanın yine o olduğu vurgulanmıştır.

◾ Bununla birlikte zikir, anmak manasına gelir. Ayette bu mananın, yani Allah Tealâ'nın dil veya kalp ile anılmasının kastedilmiş olması da kuvvetle muhtemeldir.

Endülüs Avrupa'yı nasıl aydınlattı?

◾ Aslında müminin hayatının merkezinde kalp vardır. Nasıl ki ameller niyetlere bağlıdır, niyetler de kalbe bağlıdır. Kalp ne ölçüde safiyet kazanırsa, niyetler de o nispette samimi olur. Niyetteki samimiyet kişiyi salih amele ulaştırır.

◾ Zira Resulullah (SAV) Rabbimizin razı olduğu bu hali haber veriyor:

"Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar."

(Müslim, Birr 33)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN