Arama

Mehmet Akif’in gündelik alışkanlıkları

Mehmet Akif'in biyografisi yazılırken nedense günlük hayatı, alışkanlıkları, hangi yemekleri sevdiği, varsa tiryakilikleri gibi konular üzerinde pek durulmaz. Halbuki hatırat niteliği taşıyan birçok kitap ve yazıda, bu konular hakkında epey bilgi yer alıyor. Mehmet Akif'in en sevdiği yemekten kahveyi nasıl tercih etiğine kadar en özel bilgileri sizler için derledik.

  • 3
  • 13
Maun cilasına batmış tütünle nargile
Maun cilasına batmış tütünle nargile

Kısa bir müddet de olsa sigara kullanan Akif'in bir zevki daha vardır: Nargile. Onun bu zevkinin az sayıdaki görgü şahitlerinden biri Balıkesir'de Çağlayan adlı edebî mecmuayı çıkaran ve kendisi de şair olan Ruhi Naci Sağdıç'tır.

Ruhi Naci, hatıralarında 1925 yılının sonbaharında Akif'le nasıl tanıştıklarını anlattıktan sonra, sık sık Karesi Oteli'nin çayhanesinde bir araya geldiklerinden bahseder.

Neşeli sohbetlerin yapıldığı bugünlerde, bir gün Neyzen Tevfik çıkagelir. Akif'i gören Neyzen, ney torbasını elinden fırlattığı gibi "Âh üstadım, sevimli üstadım, kıymetli üstadım!" diyerek Akif'in dizlerine kapanır, ellerini öpüp çekilir ve kemâl-i edeble oturur. Neyzen'i görünce neşesi büsbütün cilalanan Akif, "Bir nargile söyler misiniz evlat?" diyerek yüzüne hayretle bakan Hasan Basri Bey'e döner ve nargile arzusunun izahını yapar: "Ben tiryaki değilim, fakat Neyzen'in dumanlı keyfine iştirak etmek istedim." der.

Neyzen, parmakları arasında titreyen sigara kâğıdına bir toz döşedikten sonra Akif'in nargilesine eğilip "Dur üstad, lüleye biraz Kâbe toprağı ekeyim de tönbakünün kerâhetini gidersin!" diye elini uzatır. Akif, bu latifeye gülerek "Bizim kafaya dumanın sadesi bile çok geliyor. Üstü büberlisine dayanamam!" deyip marpuçla Neyzen'in elini men eder.

Mehmet Akif, nargileden "Mahalle Kahvesi" manzumesinde de bahsetmiştir. "Ahırdan farkının yemliksiz" olduğu, zemini ise yüz sene evvel döşenmiş maltadan olan bu mahalle kahvesinin kasvetli, dumana boğulmuş, loş havasına ayak uyduran" nargile ve mangalın tasviri Akifçedir:

Maun cilâsına batmış tütünle nargileden;
Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden.
Dikilmiş ortaya boynundan üstü az koyu al,
Vücûdu kapkara, leylek bacaklı bir mangal.
Şu var ki bilmeyen insan görürse birden eğer,
"Balıkçılın kara sacdan yapılma heykeli!" der.

  • 6
  • 13
Lamartine’in kitabı ve semaver
Lamartine’in kitabı ve semaver

Mehmet Akif'in tek tiryakiliğinin çay olduğu söylenebilir. Sade içmeyi tercih ettiği kahveyi de sever ve elbette İstanbul'da nerelerde iyi çay ve kahve içileceğini çok iyi bilirdi.

Akif'in çay ve kahve ile arası çok iyidir. Bir pazartesi gecesi Akif'in Sarıgüzel'deki evinde bulunan Midhat Cemal, Akif'i mutlu eden şeyler arasında semaver çayını da zikreder: "Akif'in Sarıgüzel'deki evi. O keyifli. Çünkü bu küçük odada bu gece onu mesut edecek üç sebep var: Lamartine'in kitabı, çay semaveri, bir de kendisini anlayan biri."

Akif'in semaver çayına olan düşkünlüğünü anlatanlardan biri de Cemal Kutay'dır. Cemal Kutay, Akif'le Said Nursî'nin Teşkilat-ı Mahsûsa bünyesinde iki iyi dost olduklarını söyledikten sonra, ikisinin ortak yanlarından birinin de çayı çok sevmeleri olduğunu söyler. Hatta Sırat-ı Müstakim idarehanesinde semaverin her an kaynamaya hazır bulunduğunu ve toplandıkları zaman semaveri Said Nursî'nin kaynattığından bahseder.

Akif'in "Ashab"dan sonra en sevdiği adam olan Ahmet Naim ile tanışıklığı da bir çayhanede olmuştur. Âkif kendisine kırk iki sene hürmet ettiği bu dostuyla İstibdat döneminde Direklerarası'nda Hacı Mustafa'nın çayhanesinde tanışmışlardır. Midhat Cemal'in ifadesine göre dairelerinden çıkınca ikisi de çayhanede birbirini beklemektedir. Kendi şairliğine ve şiirlerine karşı müsamahasız olan ve şiirlerini pek beğenmeyen Akif'e, yazdıklarını beğendirmek hususunda hünerli olan Ahmet Naim, bu uğurda söylenecek en güzel sözleri bulmaktadır.

Bu sözler, çayhanede söylendiğinde ise "caize" ile mükâfatlandırılmaktadır. Caizeden maksat, Melami dervişi Hacı Mustafa'nın tavşankanı çayıdır. Kızdığı müşteriyi çayhanenin kapısına kadar zorla uğurlayan Derviş Hacı Mustafa, Ahmet Naim'in övgülerini çayla ödüllendirmektedir.

Akif'in sohbet ortamlarında çaydan vazgeçmediğini, hatta Tâceddin Dergâhı'nda kendisini ziyarete gelenlere ikram için semaverin sürekli kaynadığını Eşref Edib naklediyor: "Dergâhta semaver daima yanar, gelen misafirlere çaylar ikram edilirdi…"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN