Arama

Garip akımına ilk ciddi eleştiriyi yapan Hisarcılar

Hisarcılar, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı şiir ekolüne bağlı olan şair ve yazarlar topluluğudur. Hisarcılar ilk şiirlerini Çınaraltı dergisinde, Garip akımına karşı bir duruş sergileyerek yayınladılar. Daha sonra 1950 yılında çıkarılmaya başlayan ve 1980 yılına kadar aralıklı olarak 277 sayı çıkarılan Hisar dergisi etrafında toplandılar. Peki, Hisar dergisi etrafında toplanan edebiyatçılar kimdi? Bu edebiyatçıların gelenekten beslenerek oluşturdukları sanat anlayışları Hisar dergisinde nasıl tezahür etti? Hisar, hangi ünlü edebiyatçının ilk yazılarını yayımladığı dergiydi? İşte tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası...

  • 2
  • 15
DERGİDE YAYINLANMAYAN MANİFESTO
DERGİDE YAYINLANMAYAN MANİFESTO

Hiçbir maddî imkâna sahip olmaksızın sırf içlerindeki sanat aşkıyla yola çıkan bu gençler, İstanbul Pastanesi'nde gizli oyla yaptıkları bir seçimle derginin sahipliğine Mehmet Çınlarlı'yı yazı işleri müdürlüğüne ise İlhan Geçer'i getirirler.

Edebiyatımızda o güne gelinceye kadar adet olduğu üzere, Hisarcılar da derginin çıkış amacını bir manifesto ile yayımlamayı düşünürler. Mehmet Çınarlı yazıyı kaleme alsa da Munis Faik Ozansoy, manifestolarını yazarak değil eserleriyle göstermeleri gerektiğini düşünür ve başlangıç için bir manifestoya gerek olmadığını ifade eder. Bunun üzerine yazı neşr edilmez.

Papirüs dergisinin çıkış öyküsü

  • 3
  • 15
RADYO PROGRAMINDA DİLE GETİRİLEN DERGİ MANİFESTOSU
RADYO PROGRAMINDA DİLE GETİRİLEN DERGİ MANİFESTOSU

Ancak yıllar sonra bir radyo programı vesilesiyle yaptıkları konuşmada kurucular, kendilerini bir araya getirip dergi çıkarmaya yönelten şu ilkeleri açıklarlar: 1. Sanat bağımsız olmalı, yazar kalemini herhangi bir ideolojinin emrine vermemelidir. Sanatçı çevresiyle, içinde yaşadığı toplumun dertleri ve meseleleriyle ilgilenirken peşin hükümlere ve belli kalıplara bağlı kalmamalı, serbest olarak hareket etmelidir. 2. Sanat eseri millî bir karakter taşımalı, bir milletin edebiyatı o milletin ruhunu, mizacını ve özelliklerini yansıtmalıdır. 3. Sanatta yenilik eskiyle bütün bağları koparıp soysuzlaşmak demek değildir; sanatçı eskiyi tekrar etmemeli, fakat eskiden güç ve destek almalıdır. 4. Edebiyatın dili halkın konuştuğu yaşayan Türkçe'dir. Türk dilinin özleşmesine ve sadeleşmesine çalışılmalı, fakat Türkçeleşmiş, halka mal olmuş kelimeler dilden atılmamalı, dil ırkçılığı yapılmamalıdır. (Hisar, «Radyoda Hisar Saati», Şubat 1967, S. 38, s. 16,)

Tarihte toplumu dönüştürme ve kültürel hegemonya aracı olarak mizah dergileri

  • 4
  • 15
"KENDİSİNİ YENİ ZANNEDEN KÖKSÜZ ŞİİR" İLE MÜCADELE
KENDİSİNİ YENİ ZANNEDEN KÖKSÜZ ŞİİR İLE MÜCADELE

Her ne kadar derginin çıkış amacını anlatan bir yazı yayımlanmasa da ilk sayıda yer alan Munis Faik Ozansoy'un "Tenkid ve Şiir" adlı baş yazısının son paragrafında yer alan "Gerçekten tenkidin kendisi değil hatta gölgesi, rüzgârı mevcut olsaydı, kendisini yeni sanan köksüz şiirin, hâlâ bir kuru yaprak gibi, ortada kalması mümkün olur muydu?" cümle derginin bakış açısının ilk işaretini verir:

Zamanla "Hisarcılar" adıyla anılan dergi mensupları, gerek açıkladıkları ilkeler gerekse dergide yayımladıkları yazı ve şiirlerle o yıllarda edebiyata büyük ölçüde hâkim olan sol ideolojiye, Batı kopyacılığına, geçmişe ait değerleri kabul etmeyen yıkıcılığa, sanatın alelâde politikaya bulaşmasına, dilde tasfiyecilik ve uydurmacılığa karşı çıktıklarını gösterirler.

Dini modernleşme ekseninde oluşan dergi: İslam Mecmuası

Bunun ilk örneği 1951 yılı Ocak ayında Çınarlı'nın "Yeni Şiir" başlıklı yazısının yayımlanmasıyla gösterilir. Bir yıl süreyle yayınlarına sessiz sedasız şiirlerini ve denemelerini neşr ederek devam eden Hisar grubunun sessizliği bozulmuştur artık. Çınarlı'nın yazısına göre , yeni şiir diye ortaya atılan acayiplikler şiire ve şaire cemiyetteki itibarını tamamiyle kaybettirmekle beraber, her aklına esenin, eline kalemi aldığı anda, kendisini şair sanıp bol bol saçmalamasını, yüksek perdeden konuşmasını da sağlamıştır. Ortaya çıkan bazı akımlar şairliği ucuzlatmıştır. Çınarlı, yeni şiirin öncülerinin "Rakı şişesinde balık olmak", "Yüz paralık bulut istemek", "Evlerinin önünde yoğurt ağacı bitirmek" gibi mantıksızlıkların bir değer taşıdığına inanacak kadar saf, cahil kimseler olmadıklarını biliyoruz diyen Çınarlı, bu cereyandan sıyrılabildikleri zaman, onların güzel eserler meydana getirdiklerini belirtir. Tam bu esnada yeni şiirin öncüleri diye tabir ettiği Garip akımı devreye girer.

  • 6
  • 15
GARİP ŞİİRİNE VERİLEN İLK CİDDİ TEPKİ
GARİP ŞİİRİNE VERİLEN İLK CİDDİ TEPKİ

Çınarlı, adı geçen yazısında devamla, yeni sanat maskesi altında gizli oyunlar oynandığına da işaret eder. Bu eleştirilerin odağında Türk edebiyatında "yenilik" çıkışı ve eskiye dair her şeyin yıkımı üzerine kurulı Garip akımı vardır. Yeni şiir anlayışının milletin bağlarını tarihten tamamen koparacağını düşünür.

Yapılan tenkitlerden görüldüğü üzere Hisar, 1940'lı yıllarda özellikle Garip anlayışı yüzünden Türk edebiyatının gelenekle zayıflayan bağını yeniden güçlendirmek, yazdıklarını sanat ve edebiyatseverlere ulaştırmak, sanat ve edebiyat hayatına seviye getirmek, "kökü mazide olan âtî" çizgisinde eserler vermek, sosyalist sanat anlayışına karşı bir sanat hareketi oluşturmak gibi amaçlarla çıkarılır. Dergi, bu amaçlardan hiç bir zaman taviz vermeden yarım asra yakın yayımlanır. İlkeli yayımdan dolayı, T. Sait Halman 1950-1975 arasını "Hisar Çığırı" olarak niteler.

Milli Mücadele günlerinde İttihad-ı İslâm: Sebîlürreşad

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN