Arama

Edebiyatçılarımızla özdeşleşmiş şehirler

Ya havasından ya suyundan… Televizyon karşısında gezi programlarında yapılan keşiflerden bize uygun yerlerde olmayı hayal etmeyi, keşke gitsem de buralardan uzaklaşsam arzusunu ya da seyahat ederken seneye de buraya gelelim deyip tatilleri bir yerde değerlendirmeyi birçoğumuz yaptık, yapıyoruz. Bir de gitmek istediğimiz, gidip de kalmak istediğimiz yerleri şiirinden, romanından damla damla süzen edebiyatçılarımız var. Şehirleriyle özdeşleşmiş edebiyatçıları sizin için derledik.

İnsan yaşadığı yere benzer.
(Edip Cansever)

  • 3
  • 16
Halikarnas Balıkçısı / Cevat Şakir Kabaağaçlı – Bodrum
Halikarnas Balıkçısı / Cevat Şakir Kabaağaçlı – Bodrum

"Kutu gibi beyaz badanalı evin sokağa açılan kapısından avluya girer. Avlunun tabanı kayrak taşlarıyla döşelidir. Sokak kapısını kapatır. Etrafına bakınır. Sokak kapısının tam karşısında, bir kapı daha vardır. Kapıyı açar. Denizi görür. Çocukluğundan beri ilk defa hıçkıra hıçkıra ağlar ve diz üstü düşer."

Yokuş başına geldiğinde
Bodrum'u göreceksin,
Sanma ki sen
Geldiğin gibi gideceksin

Senden öncekiler de
Böyleydiler
Akıllarını hep Bodrum'da
Bırakıp gittiler.

  • 4
  • 16
Orhan Veli Kanık – İstanbul
Orhan Veli Kanık – İstanbul

İstanbul'un birçok semti onun şiirinde martıyla, rüzgârla, yaprakla, sucuların çıngıraklarıyla kendini duyurur…

Şiirlerinde adı geçen İstanbul semtlerinin sayısı fazla değil: Kapalıçarşı, Mahmutpaşa, Alemdar, Sandıkburnu, Eyüp, Yüksekkaldırım, Galata Köprüsü, Galata, Beyoğlu, Fulya, Boğaziçi, Bebek, Rumelihisarı, Üsküdar, Kızkulesi, Çamlıca Tepesi, Kalender, Göksu. Bir de "Doğduğum köy" diye andığı Beykoz…

İSTANBUL'U DİNLİYORUM

''İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular,
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan.
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, bilmiyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.''

  • 5
  • 16
Yaşar Kemal – Adana
Yaşar Kemal – Adana

Adana'da doğup büyümüşler, hele ki okumuş yazmış, şiire, romana, sinemaya gönül vermiş her Çukurovalı, Yaşar Kemal'le övünür. Yaşar Kemal'in hemşehrisi olmanın gururunu yaşar ya da koltuğu kabarır. Ortak aklın, ortak sevginin parçası gibidir Yaşar Kemal... Bu ender yaşanan bir durumdur ve çok güçlü bir bağ kurulur Yaşar Kemal'le… Siyaseten hangi eğilimden olursa olsun, Adanalılar için semboliktir Yaşar Kemal...

  • 6
  • 16
Can Yücel – Datça
Can Yücel – Datça

"Her mekânda Can'la beraber yaşadık, ama bu eski Datça'daki son mekanımızda Can durmadan şiir yazdı, ben de resim yaptım. İşte "Mekanım Datça Olsun" şiir kitabı böyle bir mekanda ve kaybolan bir zamanda doğdu." (Güler Yücel)

"Ne harika yer burası!
Nereden buldun bu Datça'yı?
Elimle koymuş gibi buldum..." (Can Yücel)

  • 7
  • 16
Cahit Sıtkı Tarancı – Diyarbakır
Cahit Sıtkı Tarancı – Diyarbakır

Cahit Sıtkı, şiirlerinde, öykülerinde Diyarbakır'dan pek söz etmez ama mektuplarında Diyarbakır'a ve bu şehirde yaşayan ailesine sevgisi açık seçik görülür.

"İstanbullu olmak, Diyarbakırlı olmak mesele değildir. İnsanda ince bir zevk olduktan sonra... bir köyde, bir kulübede bile doğmuş olsa her yerde ve her zaman kendini gösterir ve alkışlattırır. Onun için İstanbullu olmaya filan heves etme. Diyarbakırlı olduğunu istersen âleme ilan et... Katiyen ayıp değildir..."

"İstanbul çok güzel Nihal... Fakat içinde doğup büyüdüğümüz Diyarbakır daha güzeldir... Oranın topraklarında bize yakınlık var. Oranın taşları bize karşı hissiz değildir. Oranın havası ciğerlerimizi iftiharla şişirecek ne de olsa temiz, öz havamızdır. Oranın suları ancak bizim hararetimizi söndürebilir. O muhit içinde ancak biz varlığımızı gösterebiliriz. Ancak Diyarbakır denen yerde, yaşamanın ulviyetini kavrayabiliriz... Velhasıl şekerim, Diyarbakır'ı sevmek bir vazife ve hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN