Beyaz adamın gaddarlığına ayna tutan yazar
Colson Whitehead, romanlarında Amerika'nın yani "rüya" ülkesinin geçmişine uzanıyor ve okura uzun zaman terk etmeyecek ilham verici bir mücadele öyküsü anlatıyor. Peki, anlatımlarının yanı sıra olayların tarihine değinen ünlü yazar, fantastik ve bilim kurgu türlerindeki kitaplara verilen Arthur C. Clarke Ödülü'nü nasıl kazandı? Sizler için, Amerika'nın günahlarına ayna tutan Whitehead hakkında bilinmeyenleri ve merak edilenleri derledik.
Giriş Tarihi: 06.07.2019
09:24
Güncelleme Tarihi: 06.07.2019
09:30
Kuzey Amerika'ya, 1600'lerin başından beri köle olarak getirilmeye başlanan siyahilerin yüzyıllardır süren özgürlük mücadelelerinin farklı şekillerde günümüze kadar ulaşmıştır. Siyasal ve tarihsel gelişmelere ek olarak edebi alanda da siyahiler kendilerine özgün üslup ile beyazların fazla değinmediği konuları işleyerek, köleliğin Amerikan edebiyatı içinde yer bulmasını sağlamışlardır.
Yazar Colson Whitehead, ülkenin prestijli kurumlarından biri olan Amerikan Ulusal Kitap Vakfı'nın en iyi kurgu kitap ödülünü alırken yaptığı konuşmasında Başkan Donald Trump'ı hedef almıştır:
"Burada içeride mutluyuz; dışarısı bir cehennem çukurunun çorak bölgesi olan Trump ülkesidir. Herkese nazik olun, sanat yapın ve güce karşı savaşın."
Yazar kitaplarıyla ilgili yaptığı bir röportajda, Amerika'da devam ettiğini şu sözlerle ifade etti: "Amerika her zaman ırkçı olmuştur, şu anda da ırkçı ve benim hayatım süresince de ırkçı olmaya devam edecek."
KÖLELER İÇİN KUZEY NEDEN ÖNEMLİYDİ?
Kölelik, ABD'de 1700 yılında yasallaştı ama bu tarihten kaldırıldığı 1865 yılına kadar ülkedeki her eyaletin köleliğe yaklaşımı farklı kaldı. Kuzeydekiler daha insani bir tablo çizerken, en beter zalimliklerin yaşandığı yer güneydeki eyaletlerdi. Hal böyleyken, kaçmaya yeltenen her kölenin amacı da bir şekilde Kuzey'e varmak oldu.
Onlar bunu başarabilsinler diye gizlice örgütlenen, çoğunluğunu özgür siyahilerin meydana getirdiği gönüllüler, yakalandıkları takdirde asılacaklarını bile bile bu kaçaklar için güvenli bir koridor açmaya çalıştılar. Kaçacak cesareti toplayan köleler onların evlerinde dinlenecek ve saklanacaktı. Bu güvenli koridor "Yeraltı Demiryolu," kapılarını kölelere açan bu evler ise "İstasyon" olarak anılıyordu.