Arama

Mücadele ehli bir düşünür: Ömer Ferit Kam

Osmanlı'nın son, Cumhuriyet'in ise ilk devir şair ve düşünürlerinden olan Ömer Ferit Kam, Sultan II. Abdülhamid'in harem doktoru Ahmed Muhtar Paşa'nın oğludur. İyi bir tahsil hayatı geçiren Kam, hayatı boyunca büyük bir eğitim seferberliğinin içinde olmuştur. Mekteb-i Hukuk ve Tıbbiye'yi terk eden şair, İslami ilimlere dair icazet aldığı gibi özel derslerle kendisini yetiştirerek Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde üniversite ve lise hocalığı yapmış, böylece pek çok mühim talebe yetiştirmiştir.

Fransızca öğrendiği hocası aslen Polonyalı Hayreddin Bey'dir. Ömer Ferit Kam'ın üzerinde en çok iz bırakan hocası ise Nüzhet Efendi'dir. Babasının yakın arkadaşı olan Nüzhet Efendi'den ders almaya başladığında Ömer Ferit 17-18 yaşlarındadır.

Âgâh Sırrı Levend'ten aktarıldığı üzere Nüzhet Efendi İstanbul şehreminlerinden Rıdvan Paşa'nın babasıdır. Aynı zamanda devrin önde gelenlerinden biri olup Hoca İshak Efendi'nin "İzhârü'l-Hak" eserini Türkçeye çeviren kişidir.

Düşüncenin atlılarından

Ömer Ferit Bey uzun yıllar boyunca cami derslerine devam etti. 1905'te Mustafa Âsım Efendi'den İslami ilimlere dair icazetname, bugünkü ismiyle diplomasını aldı.

◼ Aynı yıl içinde, İran'ın İstanbul elçisi Rızâ Dâniş Han'ın Lahey Barış Konferansı'na dair yazdığı şiiri Türkçeye tercüme ettiği için İran hükümeti tarafından kendine "Şîr-i Hurşîd" nişanı verildi.

Edebiyatımızın Esrarengiz Kalemi

◼ Kam'ın ilk resmi görevi Hariciye Nezareti'nin Tercüme Odası'nda başladı. Öte yandan Sadrazam Said Paşa'nın dileğiyle Beylerbeyi Rüşdiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı.

Sahib-i Tarih

◼ Ömer Ferit Kam devlet işlerinde gösterdiği hassasiyet ve titizlik, ilmi derinlik ve insani ilişkilerinin düzgünlüğü gibi sebepler vesilesiyle 1902 senesinde Mecidiye Nişanı'na layık görülür.

Mecidiye Nişanı nedir?

Mecidiye Nişanı, Osmanlı'da ilmiye ve askeriye sınıfına mensup olup üstün hizmet ve başarı gösteren devlet memurlarına verilirdi. Mecidiye Nişanı beratla verilir, nişan sahibinin ölümünden sonra hazineye iade edilirdi. Asıl adı "Mecidi" olan bu nişan halk arasında "Mecidiye Nişanı" olarak bilinmektedir. Üzerinde altın harflerle "gayret, samimiyet ve sadakat" yazmaktadır. İlki 1851'de verilen bu nişanın sonuncusu 1917'de verilmiştir.

Sahib-i Tarih

◼ Bir süre sonra Darülfünun'un Türk edebiyatı müderrisliğine tayin edilen Kam, Süleymaniye Medresesi'nde Felsefe Tarihi okuttu, ardından ise Darü'l-Hikmetü'l-İslamiye'ye atandı.

Fakat şerh-i mütün yani metin açıklaması müderrisi olarak üniversiteye geri döndü. Ankara'daki Tetkikat ve Telifât-ı İslamiye Heyeti'nde görev yaptı. 1924'te Darülfünun'da İran Edebiyatı Tarihi okuttu. Ancak Darülfünun'un kapatılmasıyla mesleki olarak boşluğa düştü.

Sükut Sureti'nde bir derviş

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN