Arama

Mustafa Özcan
Ağustos 28, 2017
IŞİD’in bileşenleri

Kir pas içinde ve hırpani kılıkta bir IŞİD üyesinin derdest edilmiş halde fotoğrafını gördüğümde pek merakımı celp etmedi veya kamçılamadı. Olağan fotoğraftır diye oralı olmadım. Lakin daha sonra geri dönüp baktığımda, haber bültenlerinde haberini dinleyince irkildim, meseleye pür dikkat kesildim! Zira bu kıymet atfetmediğim fotoğraf, ispatlamakta zorlandığımız mühim bir şeyi ispatlıyordu. IŞİD, hiçbir zaman IŞİD'den ibaret olmamıştır. IŞİD içinde başka IŞİD'ler vardır. Duman tüten silah veya cürmü meşhut hali yani suçüstü fotoğrafı da bunu ispatlıyor. IŞİD'in selefi olan Kaide de bir marka haline gelmişti ve herkesin kendisine has Kaidesi vardı. Ali Abdullah Salih, İran vesaire kurulu düzenler de ortalığı karıştırmak, sonrasında durumdan vazife çıkarmak için bu tür tanınmış markalara fason imalat yapıyorlardı. 1990'lı yıllarda Batılıların onlarca hatta yüzlerce bu tarz fason 'İslami örgüt' ürettiklerine dair haberler okumuş ve vaktiyle bunlara değinmiştik. Bunların illa ki dindar olması da gerekmiyor. Sözgelimi Ebu Nidal adıyla bilinen örgütün lideri Sabri el- Benna Patrick Seale'in tabiriyle kiralık silah olarak tanımlanmış ve damgalanmıştı. Terör meselesi veya terörle mücadele meselesi İslam'la mücadele biçimlerinden birisi haline gelmiş ve getirilmiştir. Daha Soğuk savaş yıllarında bunun temelleri atılmıştı. 1999 Savaşsız Zafer (Victory Without War 1999)adlı eserinde Nixon meselenin bam teline parmak basmış ve Soğuk Savaşı kazandıktan sonra İslam dünyasındaki devin uyanışını bastırmak için bir taraftan eski düşmanları Rusya ile ortaklık kurarken diğer taraftan da IŞİD tarzı örgütlerin yüzeye çıkacaklarını veya imalatlarını öngörmüştür. 11 Eylül böylesine bir milattır.

Kısaca Davud Şeryan gibilerinin ifadesiyle (http://www.alhayat.com/Opinion/Dawood-Al-Sheryan/10868813/) Nixon Soğuk Savaş günlerinde Soğuk Savaş sonrası dünyanın rüyasını görmüş ve DEAŞ veya IŞİD gibi örgütleri haber vermiştir. Bu sadece bir tahmin mi yoksa kurgunun bir parçası mıydı? Nixon, DEAŞ veya Kaide gibi örgütlerin cazibe ve çekim merkezi haline gelmelerinin nedenini vaatlerinde değil karşı çıktıkları şeyde aranması gerektiğinin altını çiziyor. Bu örgütler neye karşı çıkıyorlar? Kısaca Batı veya Amerikan hegemonyasına. Ya da öyle görünüyorlar. Ama süreçte onlara hizmet etmişler veya ettirilmişlerdir. Toynbee'nin ifadesiyle bu modern zealotlar üzerinden İslam dünyasına asimetrik bir savaş uygulanıyor. Bu savaşın psikolojik veya ideolojik yakıtı işte bu nevzuhur örgütler. Bu küresel çapta asimetrik savaşın yerel uygulamaları da var. Fatih Güllapoğlu 'Tanksız Topsuz Harekat' adlı kitabında psikolojik harbin mahiyetine ve tekniklerine temas etmiştir.

*

Cezayir'de On Karanlık Yıl boyunca uygulanan yöntem de bu idi. Burada Ebu Nidal adlı seküler hareket yerine fason veya kurmaca bir hareket olan GIA üretilmiş ve meydana salınmıştır.

2014 yılında Saydnaya, Taci ve Ebu Gureyb Hapishaneleri boşaltılarak IŞİD'e eleman devşirilmiş, temin edilmiş böylece GIA üretilmiş ve küresel güçlerle yerel güçlerin imdadına ve kurgusuna hizmet edecek bir şekilde yapılandırılarak sahaya sürülmüştür. Sonrasında da kalkıştıkları menfur vahşet görüntüleri dünyaya servis edilmiştir. Psikolojik kurgu da görüldüğü gibi ihmal edilmemiştir. Bunlardan birisi de Mısır asıllı 19 Kıptinin Libya sahillerinde filim platosunu andıran bir yerde infaz edilme görüntüleriydi. Amaç hasıl olduktan sonra karşı harekat gecikmemiştir. Bu harekatta GIA gibi IŞİD sürekli olarak gerilerken boşalan yerlerde PYD gibi Batı müttefikleri ile rejimin kolluk kuvvetleri yerleşmeye, yükselmeye başlamıştır. Basit bir oyun zamana yayılarak grift hale getirilmiş ve kitlelerin zihinleri idlal, ifsat ve maniple edilmiştir. Bu bir manipülasyon sanatıdır. Böylece halkları karşısında meşruiyetlerini kaybeden rejimler yeniden toparlanmışlar ve kendilerini yeniden üretmişlerdir. Cezayir'de seçimlerde meşruiyetini yitiren Hizb-i Fransa veya "le pouvoir" ("the power"), cephe gerisi oyunlarıyla gücüne ve meşruiyetine yeniden kavuşmuştur. Fason ve kurmaca hareketlerle amacına ulaşmıştır. GIA ile İslamcıları karaladığı oranda kendisini aklamıştır.

*

Amerikan Hariciyesinin hazırlamış olduğu 2016 Dini Özgürlükler raporunda da satır aralarında GIA'nın oluşumunda Esat rejiminin rolüne temas edilmektedir. Lakin sadece yasak savma kabilinden. Esat da IŞİD sayesinde Cezayirli generaller gibi halkını öldüren bir lider görünümünden, imajından terörle mücadele eden bir kahraman figürüne dönüştürülmüştür! Denildiği gibi Amerikalılar hem nalına hem mıhına vuruyor. Raporda çok yalın bir biçimde şu ifadeler yer alıyor:" Esad yönetiminin kendisini radikal dini akımların hedefi olan bölgedeki en ılımlı hükümet olarak göstermek için farklı taktiklere başvurmaktadır. Hapishanelerdeki cihatçıların ve Selefilerin bilinçli biçimde serbest bırakılarak en radikal silahlı örgütlere katılmalarının önünün açılması da bu taktiklerden birisidir…" IŞİD veya Kaide Selefiler olarak geçiştirilmiş.

Gelelim Libya'daki benzersiz olaya. Benjamin Efraim adlı rütbeli Mossad ajanı Libya'da IŞİD unsurları arasına sızmış ve Ebu Hafs adını alarak imamlık da yapmış. 200 kişilik IŞİD bağlantılı veya markalı bir müfreze kurmuş. Astığı astık kestiği kestikmiş! Bunlarla Mısır sınırlarını kevgire çevirmiş ve onun ötesinde vahşi infazlara da imza atmış. Sonunda da Libya makamlarınca enselenmiş. Enselenmeden evvel faaliyet üssü olarak Bingazi'yi seçmiş. Demek ki bu tür hareketler sızmalarla malul. Sızmalar olabilir ama yöntem de sızmalar kadar karanlık.

Geçmişte bu tür yaygın kanaatler vardı. Zaman zaman oryantalistlerin veya ajanların imam kılığına hatta müftü kılığına girdikleri rivayet edilir veya bunların yaşanmış veya muhayyel hikayeleri anlatılır ve satırlara geçirilirdi. Gerçeğinden bir hikayemiz daha oldu. Bu hikaye de IŞİD ve bileşenlerini ele veriyor, gösteriyor. Bu bileşenler arasında MOSSAD olduğu kadar Beşşar Esat, Nuri Maliki gibi meşruiyet avında, peşinde yerel tiranlar da var.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN