Arama

M.İhsan Karaman
Ekim 29, 2017
Sinsi katil: Sigara

"YAPILANLAR VE YAPILMASI GEREKENLER"

Dünyada her yıl yaklaşık 6 milyon insanın ölümünden sorumlu sigara, önlenebilir hastalıkların ve buna bağlı ölümlerin en önde gelen sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), acil önlemler alınmadığı takdirde, sigaradan kaynaklanan ölümlerin artarak devam edeceğini ve 2030 yılı itibari ile sigara kaynaklı yıllık ölümlerin 8 milyonu geçeceğini öngörmektedir.

Küresel olarak tütün kullanımı artmaya devam ederken, yüksek gelirli ülkelerde azalmaktadır. DSÖ verilerine göre sigara kullanıcılarının % 80'ini düşük ve orta gelirli ülke vatandaşları oluşturmaktadır. Bu acı gerçek, gelişmiş ülkelerde pazar payını kaybeden sigara şirketlerinin Afrika'daki dar gelirli ülkeler dahil az gelişmiş ülkeleri hedef alan pazarlama stratejilerinin bir sonucudur.

Sigara şirketlerinin, her iki kullanıcısından birini öldüren ürünlerini, agresif reklam ve promosyon kampanyalarıyla ve etik olmayan farklı yöntemlerle pazarladığı bilinen bir gerçektir. Sigara şirketleri, sayısız insana ekonomik kayıp yaşatan, ulusal sağlık sistemlerini çok olumsuz etkileyen, hastalık ve ölümlere neden olan, bağımlılık yapma potansiyeli çok yüksek bir maddeyi satarak kar elde ederler. Her yıl, milyonlarca müşterisi sigaraya bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybeden tütün şirketleri, ayakta kalabilmek için yeni müşteriler ve yeni pazarlar bulmak zorundadır. Bu nedenle sigara şirketleri, kadınları, çocukları, fakir ülkelerin fakir insanlarını hedef alan, etik olmayan reklam ve pazarlama taktiklerine başvurmaktadır. Tütün endüstrisinin her sene milyarlarca doları tütün reklam, pazarlama ve sponsorlukları için harcadığı bilinmektedir. Bunun amacı sigarayı herhangi bir ticari ürün gibi normalize etmek, sosyal kabul edilebilirliğini artırmak, tütün kontrolü çabalarını etkisizleştirmek ve tütün ürünlerini çekici, havalı, asi, özgür olmak gibi imgelerle özdeşleştirmektir. Sigara reklamlarına kapsamlı yasaklar uygulanan ülkelerde ise, sigara şirketlerinin indirekt reklam ve pazarlama taktiklerine başvurduğu bilinmektedir.

Direkt ve indirekt sigara reklam, pazarlama ve sponsorluklarının kapsamlı bir şekilde yasaklanması tütün tüketimini ciddi oranlarda düşürmekte ve tütün endüstrisinin özellikle çocuk ve gençlere ulaşmasını engellemektedir. Ülkemiz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ortaya konulan, 176 ülkenin taraf olduğu, iİk uluslararası sağlık anlaşması olan Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'ni 2004 yılında imzaladıktan sonra tütün mücadelesinde çok önemli gelişmeler kaydetmiş ve kapsamlı yasa ve uygulamaları ile dünya ülkelerine model olabilecek bir konuma gelmiştir. Ülkemizde, Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesinin 13. maddesinin ön gördüğü şekilde, tütün reklam, promosyon ve sponsorluk faaliyetleri yasaktır. Kapsamlı yasa ve uygulamalarıyla ülkemiz DSÖ tarafından hazırlanan MPOWER stratejilerinin tamamını yerine getiren ilk ve tek ülke olma ünvanını haketmiştir.

Öte yandan, tütün firmalarının sigara reklam ve promosyon faaliyetlerine getirilen kısıtlamalar sonucunda, pazarlama aracı olarak sadece paket dizaynına bağlı kaldıkları bilinen bir gerçektir. Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütünün tavsiye ettiği standartlara uygun hazırlanmış resimli uyarıların sigara paketlerinde bulunması son derece olumlu bir uygulamadır. Bununla beraber, paket dizaynının marka imajını oluşturmakta olduğu; statü, zenginlik, incelik, özgürlük gibi tema ve simgelerle sigaranın gerçek yüzünü gizleyip bu şekilde pazarlandığı gerçeğinin altını çizmek istiyoruz. Dolayısıyla, ülkemizde sigara paketlerindeki birleşik uyarılara ek olarak, Avustralya örneğinde olduğu gibi düz paket uygulamasına da bir an önce geçilmesi çok olumlu olacaktır. Bu konuda atılan ilk adımlar, muhtemelen endüstrinin taktikleri ile geri püskürtülmüş görünmektedir. Ancak bu yolda atılacak geri adımlar gelecek nesilleri tehdit edecek tavizler anlamına gelir. Hükümetimize bu yöndeki tedbirleri almaya ara vermeden devam etmesini öneriyoruz.

Ülkemiz 2008 yılında tütün endüstrisinin agresif karşı atakları ve lobi faaliyetlerine aldırmadan, hükümetin, meclisin, Sağlık Bakanlığının ve sivil toplum örgütlerinin özverili çalışmaları ve Dünya Sağlık Örgütünün destekleri ile çok kapsamlı bir tütün kontrolü yasasını hayata geçirerek hayal edilemeyeni başarmış ve Dünya ülkeleri için model olmuştur. Halk sağlığının bir zaferi olan bu kanunun en önemli başarı göstergesi ülkemizdeki sigara içme oranlarındaki düşüşlerdir. İlki 2008, İkincisi 2012 yılında gerçekleştirilen Küresel Yetişkin Tütün Anketine göre, ülkemizde sigara içme oranlarının bu iki tarih arasında %31'den %27,1'e kadar düştüğünü görmekteyiz. Ancak, üzülerek ifade edelim ki, 2012 sonrasında bu kazanımlar kaybedilmeye başlamış ve tütün mücadelesinde verilen tavizlerle sigara içme oranı tekrar yükselişe geçmiştir. Savaşlarda, geri adım atan kaybeder; tütün mücadelesi kötülüğe karşı verilen topyekün bir savaştır ve asla taviz kabul etmez. Bize göre, açık alanlarda sigara içmenin kısıtlanması dahil olmak üzere daha sert tedbirlere bir an önce başvurulmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütünün önlenebilir hastalıkların ve buna bağlı ölümlerin en önde gelen nedeni olarak tanımladığı sigarayla mücadelemiz, "sigarasız bir Türkiye ve Dünya" idealiyle devam etmelidir. Daha dumansız ve daha sağlıklı bir çevre ve dünyada buluşmak temennisi ile tüm okuyucularıma afiyet ve sıhhat dolu günler diliyorum.

Prof. Dr. M.İhsan Karaman

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN