Namazda şüpheye düşünce ne yapılır? Yanlış kılınan namaz tekrar kılınır mı?
Namaz, Allah’ın tüm Müslümanlara farz kıldığı bir ibadettir ve İslam’ın beş şartından biridir. Günde beş vakit namaz kılmak, ergenlik çağına ermiş ve akıl sağlığı yerinde olan her Müslümana farzdır. Namazda kaç rekat kıldığı konusunda tereddüt eden kişiler, kimi zaman hangi rekatta olduğu kimi zamansa eksik sure okuduğu konusunda şüpheye düşebilirler. Vesvese olarak tabir edilen bu durumda ne yapılması gerektiği merak konusudur. Peki, namazda şüpheye düşünce ne yapılır? Namazı yanlış kılarsak ne olur? Yanlış kılınan namaz tekrar kılınır mı?
NAMAZDA ŞÜPHEYE DÜŞÜNCE NE YAPILIR?
🔸 Gerçekleştirilen ibadet ve amellerin her çeşidinde şüphe ve vesveseden uzak durulması gerekir.
🔸 Bir Müslüman, eda ettiği namazın kaç rekât olduğunda ilk kez şüphe ediyorsa, bu namazı yeniden kılmalıdır.
🔸 Resul-i Ekrem Efendimiz (sav) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri namazında kaç rekât kıldığı hususunda şüpheye düşerse namazı yeniden kılsın."
İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, II, 421; Zeylaî, Nasbu'r-râye, II, 173
NAMAZDA KAÇ REKÂT KILDIĞI KONUSUNDA TEREDDÜT EDEN KİŞİLER NE YAPMALI?
🔸 Bir Müslüman namazda zaman zaman şüpheye düşüyorsa ve kaç rekât kıldığına dair net bir düşünceye sahip olamıyorsa, kıldığına emin olduğu en az rekât sayısını dikkate alarak namazına devam etmelidir.
🔸 Allah Resulü (sav), namazda kaç rekât kıldığı konusunda emin olamayanlar için şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri namazında şüphe eder de üç mü dört mü kıldığını bilemezse, şüpheyi bıraksın ve en az rekâtı esas alarak namazına devam etsin."
Nesâî, Sehv, 24; İbn Mâce, İkâmetu's-salat, 132
NAMAZDA EKSİK YA DA FAZLA REKÂT KILMAK
🔸 Dört rekâtlı bir namaza başlayan kişi, eda ettiği rekâtın ilk rekât mı ikinci rekât mı olduğuna dair şüpheye düşer ve bir tercihte bulunamazsa bu durumda kendisini bir rekât kılmış saymalıdır.
🔸 Bu durumda ilk rekâtın ikinci; ikinci rekâtın ise dördüncü rekât olma ihtimali olduğu için her rekâtın ardından oturmalı ve Ettehiyatü'yü okumalıdır.
🔸 Bu yöntem ile dört oturuş yapılmış olur ve en sonunda da sehiv secdesi yapılarak namaz tamamlanır.
HANGİ DURUMLARDA SEHİV SECDESİ YAPILIR?
🔸 Sehiv secdesi, bir kişinin dalgınlık, yanılma ya da unutma gibi etkenler nedeniyle namazın vaciplerinden olan durumları yerine getirememe durumunda yapılır.
🔸 Sehiv secdesi ile namazda meydana gelen kusur tamamlanmış, eksiklik giderilmiş olur.
🔸 Resul-i Ekrem Efendimiz (sav) bu gibi durumlarda, namaz kılan kişinin "Allah'ın huzurunda saygısızlık ettim, kusur işledim" diyerek kendini suçlamasının ve karamsarlığa düşmesinin önüne geçilmesini istemiştir.
YANLIŞ KILINAN NAMAZ TEKRAR KILINIR MI?
🔸 Hata eden ya da noksanlıkta bulunan kişiyi rahatlatmak, vesveseden kurtarmak ve her yanılmada namazı yeni baştan kılma sıkıntısının önüne geçmek maksadıyla, aslî olan bir farzın terk edilmediği durumlarda bir telâfi ve düzeltme mekanizması olarak sehiv secdesi uygulamasını öngörmüştür.
🔸 Ancak telafi imkânı var diye namazda gevşek davranmak hoş görülen bir davranış değildir.
🔸 Peygamber Efendimiz (sav) sehiv secdesinin anlamına ve amacına ilişkin şöyle buyurmuştur:
"Biriniz namazında şüpheye düşerse doğrusunu araştırsın ve namazını kanaatine göre tamamlasın, sonra selâm versin ve sehiv secdesi yapsın."
Buhârî, "Salât", 31
"Biriniz namazı dört rek'at mı yoksa üç rek'at mı kıldığında şüpheye düşerse, şüpheyi atsın ve yakînen bildiğine göre davranıp namazını tamamlasın. Selâm vermeden önce iki secde yapsın. Eğer beş kılmış ise bu secdeler namazına şefaatçi olur, eğer namazını tam kılmış ise bu secdeler şeytanın uzaklaştırılmasına vesile olur."
Buhârî, "Sehv", 6-7
SEHİV SECDESİ NASIL YAPILIR?
🔸 Son oturuşta Ettehiyyatü duası okunup iki yana selâm verildikten sonra iki secde daha yapılır ve oturulur.
🔸 Bu oturuşta Ettehiyyatü duası, Salli ve Bârik ve Rabbenâ âtinâ duası okunarak, her zamanki gibi önce sağa sonra sola selâm verilir. Son oturuşta, sehiv secdesi öncesinde her iki tarafa selam verileceği görüşü, Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf'a aittir.
🔸 İmam Muhammed'e göre ise, sadece sağ yanına selam verdikten sonra sehiv secdesini yapar. Sonraki Hanefî âlimler, imamın sehiv secdesi için iki yanına selâm vermesi durumunda cemaatten birinin namazı bozacak bir iş işlemesinin veya namaz bitti zannıyla dağılmalarının mümkün olduğu gerekçesiyle, İmam Muhammed'in görüşünün imam olan kişi için, diğer ikisinin görüşünün ise tek başına namaz kılan için münasip olduğunu belirtmişlerdir. Şâfiî ve Ahmed bin Hanbel'e göre sehiv secdesi selamdan hemen önce yapılır.
SEHİV SECDESİNİ GEREKTİREN DURUMLAR
1. Namazın farzlarından birinin terk edilmesi durumunda, bu farzın namaz içinde telâfi (tedârik) edilmesi mümkün ise, farz olan bu fiilin -namaz içinde kazâ edilmesi gerekir. Kazâ yoluyla telâfinin mümkün olduğu durumların her birinde sehiv secdesi yapmak gerekir. Namaz içinde kazâ yoluyla telâfi edilmesi mümkün olmayan durumlarda, namazın farzlarından birinin terkedilmesi sebebiyle oluşan eksiklik sehiv secdesiyle giderilemez. Namaz fâsid olur ve yeniden kılınması gerekir (Terkedilmiş farzın namaz içinde kazâ edilebileceği durumlar aşağıda gösterilmiştir).
2. Namazın sünnetlerinden birinin veya birkaçının terk edilmesi durumunda bir şey yapılmaz. sünnetler, namazın rükünlerinden olmadığı için terk edilmesi durumunda namazda bir eksiklik olmaz ve sehiv secdesi yapmak gerekmez.
3. Namazın vâciplerinden birinin terk edilmesi ise sehiv secdesini gerektirir. Sehiv secdesini gerektiren durumlar sayılırken, farzın tehir edilmesi, vâcibin terk ve tehir edilmesi diye sayılan üç ayrı durum esasında bir tek duruma râcidir. Şöyle ki, namazın farzlarından ve vâciplerinden her birini yerli yerinde, zamanında, hakkını vererek ve tertibini bozmadan yapmak vâciptir. Buna göre, namazın farzlarından veya vâciplerinden biri tehir edildiği zaman namazın vâciplerinden biri terk edilmiş olacağından, sehiv secdesi yapmanın bir tek sebebi vardır, o da bir vâcibin terk edilmesidir. Bu bakımdan namazın farzlarından birini tehir etme yani yapılması gereken yerden geriye bırakma durumu da bir vâcibin terk edilmesi anlamına gelmekte ve bu durumda farzın tehiri ve vâcibin terki yüzünden sehiv secdesi yapmak gerekmektedir. Yine namazın fiillerinden birini yeri değilken fazladan yapmak da vâcibin terki sayılır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.