Arama

3 hükümdarın yaptırdığı 3 hastane

İslam uygarlığının ilk zamanlarında Müslüman hükümdarlar herkesin tedavi olabileceği en iyi hastaneleri yaygınlaştırmak için yarışırdı. Bin yıl önce İslam uygarlığında müzik terapisi gibi en gelişmiş tedaviler bile herkes için ücretsizdi. Öyle ki Tolunoğulları, Zengiler ve Memlükler döneminde birçok hayır işleri gerçekleştirildi; hastaneler, medreseler, camiler, köprüler, hanlar, hamamlar vb. sosyal tesisler yapıldı. Sizler için üç hükümdarın yaptırdığı üç sağlık kurumunu inceledik.

Bu hastaneye başvuran hastalar kıyafet ve paralarını hastane sorumlusuna emanet ettikten sonra hastanenin özel verdiği elbiseleri giyerlerdi. Hastaların ilaçları, yiyecekleri ücretsiz verilir ve tedavileri ise şifa buluncaya kadar karşılıksız olarak yapılırdı. Hastalar iyileşince de onlara piliç ve ekmek verilir ve ardından emanete alınan para ve elbiseleri iade edilerek taburcu olmalarına izin verilirdi. Tolunoğlu Ahmet, Cuma günleri hastaneyi ziyaret eder, ilaç depolarını kontrol ettikten sonra doktorların çalışmalarını takip ederek hastalarla bizzat ilgilenir ve onları teselli etmeye çalışırdı.

  • 4
  • 18
ŞAM'DAKİ NURİSTAN HASTANESİ
ŞAM’DAKİ NURİSTAN HASTANESİ

Tıp eğitimi kapsamında öğrencilerin nöbetçi hekim veya cerrah eşliğinde gruplar halinde hasta görmesi çok önemli telakki edilmekteydi. İleri düzeydeki öğrenciler, ayakta tedavi bölümünde hasta öyküsü alan, hasta muayene eden ve reçete yazan hekimi dikkatle izlerdi. Bu eğitim hastanelerinden bir tanesi de Şam'daki Nuristan Hastanesi'ydi. Nureddin Mahmut Zengi Musul Atabeği İmadeddin Zengi'nin oğludur. Nureddin Zengi Suriye'yi ele geçirdikten sonra Fatımi hâkimiyetini ortadan kaldırarak Mısır'ı fethetmiştir. Nureddin Zengi'nin Şam'da yaptırdığı hastane ülkesinde inşa ettirdiği pek çok hastanenin en büyüğü ve en önemlisi idi.

Sultan Nureddin Mahmut Zengi Haçlılarla savaştığı sırada bir Frank komutanını esir almış, o da canını kurtarmak için 5 kale ve 500.000 dinar fidye vermiştir. Sultan, elde ettiği bu parayı yaptıracağı bu hastane için harcamıştır. Bir yüksek tıp okulu halinde gelişen ve kendi adıyla anılan "Nuristan" hastanesinde herkes tedavi edilirdi. Hatta bizzat kendisi gelip bu hastanede tedavi olmuştur. Burada ender bulunan ilaçlar bile yoksul ve zengin ayırmaksızın herkese verilirdi. Daha sonraki yüzyıllarda bu hastane bir tıp okulu (medresesi) olarak faaliyet göstermiştir.

Burada çalışan hekimlerin çok iyi uzmanlaşma imkânları bulunuyordu. 13'üncü yüzyılın başlarında Nureddin Hastanesi'nde düşük bir ücretle çalışmaya başlayan Dehver adlı hekim, zamanla mesleğinde tanındıkça hastaneden daha yüksek maaş almaya başlamıştı. Özel muayenehanesi sayesinde gelirini daha da artıran Dehver, sonradan kendi tıp okulunu kuracaktı. Bu kariyer yolu bugünkü birçok hekime tanıdık gelecektir.

Tıp okulunda birçok tanınmış hekim ders vermekte olup, pratisyenler bazı günlerde Sultan Nureddin'in huzurunda toplanarak tıbbi konularda tartışma yapıyordu. Kim zamanlarda ise hastane yöneticisi Ebulmecid'in öğrencilerine yaptığı üç saatlik konuşmayı dinlerlerdi. Bu tıp okulundan mezun olan tanınmış Müslüman hekimler arasında 13'üncü yüzyılda küçük kan dolaşımını keşfederek insan fizyolojisinin anlaşılmasında yeni bir adım atılmasını sağlayan İbnü'n-Nefis yer alıyordu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN