Arama

"Yar Bana Bir Eğlence" kitabına dair notlar

Sinema serüveninde geleneği kendisine bir durak olarak gören yönetmen Murat Pay, yazdığı "Yar Bana Bir Eğlence: Teoriden Pratiğe Karagözden Sinemaya" adlı kitabında okuyucusunu farklı bir yolculuğa çıkarır. Yazar, seyirlik sanatlardan Karagöz'den günümüz sinemsına doğru bir güzergah belirler. Biz de sizleri, geleneği geleceğe sineması ile aktaran yönetmenin satırlarında bir gezintiye çıkaracağız.

🔸 Film çekerken kendisini Türk musikisi, mimari, hat sanatı, tezhip ve karagöz gibi sanatlara danışma gerekliliği hisseden isim, Osmanlı yüksek kültürünün görkemine hayranlık duyar.

🔸 Geleneği anlama düsturu ile yola çıkar ve bu coğrafyanın insanı olarak yaşadığı topraklara, kendi hayatına özgü filmler yapmak ister. Yani bizi bizimle anlatarak hanemize konuk olur.

Teoriden Pratiğe Karagöz'den Sinemaya alıntılar

🔸 Murat Pay, benliğini bulduğu geleneği kendisi için mecburi bir durak olarak tanımlar. İşte bu kitap ile de okuyucularını yolculuğunun vazgeçilmez rotası olan Karagöz'e çevirmeye davet eder.

🔸 Yazdığı eserde Pay, her sanat dalının bulunduğu coğrafya ve kültüründen izler taşıdığını aktarır. Bu noktada Karagöz'ü, Osmanlı kültür ve anlam dünyasının bir yansıması olarak nitelendirir.

🔸 Kitabının ilk bölümünde Karagöz'den detaylıca bahseden yazar, ikinci kısımda Karagöz ile sinemayı aynı sayfalarda buluşturur.

🔸 Düşününce Karagöz ve sinemayı pek bağdaştıramamış olabilirsiniz. Ancak size aktaracağım satırlar ile iki sanatın derin ve estetik benzerlikler içerdiğini anlayacağınızı düşünüyorum.

Sinemaseverlerin okuması gereken 3 kitap

🔸 Karagöz ile sinemanın benzerlik ve farklılıklarını inceleyen Pay, kitabında şöyle der: "Karagöz'de "hareket"in temsili "gölge", sinemada "hareket"in temsiline "gerçek"" denebilir."

🔸 Yani karşımızda bir yanda gölgeyi hareketlendiren Karagöz, diğer yanda ise gerçeğe hareket kazandıran sinema vardır.

Bu kitabı okuduğunuzda sanata farklı bir bakış açısıyla yaklaşacak, sinemanın kültürümüzün neresinde olduğunu sorgulayacaksınız.

🔸 "Karagöz, yıllar evvel perdeden "Hay Hak!" diye nida ettiğinde semada nasıl bir iz bıraktı; seyirci nezdinde hangi heyecan ve tecrübeleri yaşattı, bilmiyoruz. Fakat Karagöz'ün bu nidasının bugün bizi çevreleyen gök kubbeye bir yankı bıraktığından eminiz. Peki, sinema sanatçısı, bugün kendi gök kubbesinde yankılanan "Hay Hak!" nidasına nasıl kulak vermelidir?"

🔸 İşte, bu sualin cevabını bulmak üzere yazar, okuyucusunu filmlerinin hikayesini dinlemeye, Karagöz'ün nidasının kendi gök kubbesindeki yansımasına misafir olmaya davet eder.

10 maddede sinema

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN