Ümmü Umare, Medineli ilk Müslümanlardandı. Savaşlarda en önde yer almasıyla meşhur olan Ümmü Umare, Uhud Savaşı'nda Peygamberimizi koruyan sahabilerden biriydi. Resul-i Ekrem Efendimiz ona dua etmiş ve "O gün nereye baksam Ümmü Umâre'nin beni korumak için savaştığını görüyordum" demişti. Bu savaşta Ümmü Umare birçok yerinden yaralanmış; ardından bir yıl boyunca yaralarının tedavisiyle uğraşmıştı. Ümmü Umâre, Uhud'a, Benî Kurayza Gazvesi'ne, Hudeybiye'ye, Hayber'in fethine, Umretü'l-kazâ'ya, Mekke'nin fethine, Huneyn'e ve Yemâme Savaşı'na bilfiil katılmıştı.
Müslüman olmadan önce evlendiği Zeyd bin Âsım'dan Abdullah, Habîb ve çoğunluğun kabulüne göre Temîm adlarında oğulları, Zeyd'in ölümü üzerine evlendiği Gaziyye bin Amr'dan da Havle adında bir kızı doğdu. Bazı kaynaklara göre Gaziyye Temîm'in de babasıdır.
Ümmü Umâre, bu biata iştirak eden iki kadından biri olmasının yanında savaşlarda en önde yer almasıyla da meşhurdur.
Özellikle Uhud, Huneyn ve Yemâme savaşlarında büyük hizmetler gördü.
Uhud'da savaşın şiddetlendiği ve Müslümanların zor durumda kaldığı bir sırada kocası Zeyd yahut Gaziyye ve iki oğluyla birlikte Hz. Peygamber'i koruyan pek az sahabiden biridir.
Uhud'da gösterdikleri fedakârlıktan dolayı onun ve ailesinin cennette kendisine komşu olmaları için Hz. Peygamber'in dua ettiği ve "O gün nereye baksam Ümmü Umâre'nin beni korumak için savaştığını görüyordum" dediği rivayet edilmiştir.
Ümmü Umâre, Bey'atürrıdvân'a katılan dört kadın arasında yer aldı.
Ümmü Umâre, sahabilerin yanlarında çok az silah bulundurduğu o gün muhtemel bir düşman saldırısına karşı beline bir bıçak bağladığını söylemiştir.
Huneyn'de Müslümanların baskına uğrayıp dağıldıkları sırada savaşa devam ederek onların tekrar toparlanması için gayret göstermiş, bu arada bazı müşrikleri öldürmüştür.